Dünyayı gözükmeyen küçücük bir virüsle terbiye eden yüce rabbim beni de sınadı. Hepiniz duydunuz bende korona denilen illet hastalığa yakalandım. Öyle bir illet ki insanı kendinden geçiriyor, halsiz bırakıyor, adeta paçavraya çeviriyor.

Yoğun bakımda kaldığım günlerde, kimi zaman kendimde, kimi zaman ise kendimden geçmiş bir haldeydim. Kolumu kıpırdatacak halim yoktu. Göz kapaklarımın üzerindeki kirpik taneleri bana tonlarca ağırlıkta gibi geliyordu.

Bağıracağım bağırmaya takatim yok, sevdiklerimi merak ediyorum, sormaya gücüm yok. Duvarlarla konuşacağım konuşmaya mecalim yok. Doktorların ve hasta bakıcıların beyaz elbiseleri, robota dönmüş kıyafetleri, tıbbi cihazların bip bip sesleri kafamda yankılanıyor, düşünceler aleminde yok olup gidiyordum.

Yanımda tek dayanağım vardı. Yüce Rabbime olan inancım.

Para, mal, mülk, her şey ama her şey hikayede kaldı.

Çocuklarım Mehmet, Abdullah ve damadım Ahmet, Hüseyin, beni hiç yalnız bırakmadılar, kıymetli eşim hayat arkadaşım, kızlarım, kız kardeşlerim,  gelinim ve beni seven nice dostların duaları hep yanımdaydı. Bu karanlık günlerde Rabbim sevdiği kullarını sınarmış misali birde babamı kaybettim. Cenazesine bile katılamadım. Hastanede helallik verdim. Telefondan cenaze töreninin izledim.

Canım çok yanıyordu çok

Ama dedim ya! biz Yaradan a sığınmışız. Ölüm Allah’ın emri her şeye hazırdık. Buna rağmen yüreğim daralıyor, gözlerim yaşarıyor, ama sesim çıkmıyordu. Bu zor günlerdeki tek dayanağım, bizi sevenlerin dualarıydı. Rabbim kimseyi sahipsiz bırakmasın. Babam ve benim için dua eden, hastalığımla ilgilenen sağlık camiasına bir kez daha teşekkür ediyor ve hayatın anlamını bize anlatan şu güzel hikayeyle sizlere tekrar merhaba diyorum.

İyi ki varsınız.

Hayatın Anlamı

Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş…
Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş…

Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki… Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir” demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş… Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel… Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer kartal escort bir damla eksilirse kaybedersin”.

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:

” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın…
”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.

Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip ataşehir escort gel, demiş bilge… Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü … Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş , “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:

“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına Ümraniye escort varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır…”

“Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir.” Lütfen hayatı da, anlamını da kaçırmayın.

İbrahim Alimoğlu’nun diğer yazılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.