
Mermercinin Gözünden serisinin yeni durağı Gebze’de yer alan Çoban Mustafa Paşa Camii oldu. Osmanlı mimarisinin en özel eserlerinden birisi olan Çoban Mustafa Paşa Camii, taşlarının çoğu ithal kökenli olmasıyla dikkat çekiyor. Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Mısır’ı fethetmesiyle İstanbul’a taşınan ganimetler arasında yer alan bu doğal taşlar, Memlük mimarisinin eşsiz süsleme tekniklerini Gebze’ye taşıyor. Marble Systems – Tureks Turunç Madencilik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Turunç, Dr. Serkan Angı ile birlikte, caminin taş işçiliğini, Mısır’dan gelen porfir ve dolomitleri, Gebze’nin yöresel taşlarını (Tavşanlı Siyahı, Gebze Manlı Kalkeri) ve Marmara Adası mermerini inceledi. Programda ayrıca Çoban Mustafa Paşa Camii’sinin Topkapı Sarayı’yla olan bağlantısı, devşirme malzemelerin estetik dönüşümü ve restorasyon süreçleri de ele alındı.
Osmanlı’da bir çobanken vezirliğe yükselen Çoban Mustafa Paşa’nın, Mısır valiliği sırasında Memlük sanatından ilham alarak inşa ettirdiği bu külliye, taş çeşitliliği ve ince işçiliğiyle adeta bir hazine niteliğinde. Videoda, caminin duvarlarından müezzin mahfiline, kufi yazılardan renkli taş panolarına kadar her detay ayrı ayrı anlatıldı. Gebze’nin Osmanlı’daki ‘Doğu Kapısı’ rolü ve hac yolundaki önemi de bu hikayeyi daha da derinleştiriyor.
Mimarlık tarihi, doğal taş kullanımı ve Osmanlı mirasına ilgi duyanlar için dopdolu olan bu videoyu izlemek için: