2019 yılı sonu 2020 yılı başında başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 salgını ülkelerin ekonomilerini özelliklede tarım, ulaşım ve enerji hammaddeleri üretimi konusunda zora soktu.
2022 yılı başında başlayan Rusya-Ukranya savaşı ise doğalgaz, petrol ve kömür başta olmak üzere tüm enerji hammaddelerinin üretiminde, taşınmasında, depolanmasında ve fiyatlandırmasında büyük sorunlar yaratmaya başladı. Bu sorunla tüm dünya ülkeleri halen başa çıkmaya çalışıyor. Enerji hammaddelerinin fiyatları bu güne kadar görülmeyen bir ivme ile yükselmeye başladı. Fiyat yükselmesi yanında teminde de büyük zorluklar yaşanmaya başladı. Bazı ülkeler kendi ürettikleri tarım ve enerji hammaddelerinin yurt dışına satışına yasaklar getirdi. Bu durum fiyatları ve ekonomideki belirsizliği daha da artırdı. Bizim gibi hem tarım ürünlerinde hem de özellikle enerji hammaddelerinde yurt dışına bağımlı olan ülkeler çok zarar gördü. Acil önlemler almaya başladı.
Ülke olarak bizim acil önlem olarak aldığımız ilk önlem 1.Mart.2022 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren ZEYTİN Yasasında yapılan değişikliktir.
“21.09.2017 tarihli ve 30187 sayılı resmi Gazete de yayınlanan Maden Yönetmenliğinin 115. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yarı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.
Zeytin sahansın taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yarı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyeti bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi avrupa yakası escort zorunludur.
Bu fıkra kapsamasında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin tüm masraflardan ve zeytin sahasının taşınmasından kaynaklanan tüm taleplerden madencilik faaliyeti yürütülmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumludur.” demektedir.
Özetle bu değişiklik şunu söylüyor. 1940’lı yıllardan bu yana yürürlükte olan ZEYTİN yasasında sadece elektrik ihtiyacının karşılanması için üretim yapan kömür sahalarında Bakanlıkça (tarafımca) belirlenecek kişilere üretim hakkı veririm diyor.
Bu kanun sadece elektrik üretimi için hammadde üreten kömür için değil diğer tüm madenler için yürürlükte olmaldır. Madenci diğer tapulu arazilerini nasıl istimlak edip faaliyetine devam ediyorsa bu zeytinlikleri de istimlak hakkı verilmeli belki zeytin ağacına olan saygıdan ve ihtiyaçtan dolayı madencilik faaliyeti sonucu zarar görecek zeytin ağacı kadar madencinin Tarım Bakanlığının göstereceği bir alana zeytin ağacı dikmesi talep edilebilir.
Madencilik sektörü aşağıda sunulan özellikleri nedeniyle diğer sektörlerden oldukça ayrı ve özel bir sektördür.
- Madencilikte, diğer sektörler gibi yer seçme şansı yoktur, madenin bulunduğu yerde işletilmesi zorunludur.
- Madenler yenilenemeyen kaynaklardır.
- Madencilik sektörü ekonomik kalkınmayı başlatan “öncü sektör” konumundadır.
- Madencilik sektörü, sanayi başta olmak üzere, ekonominin diğer sektörlerinin temel hammadde ihtiyaçlarının sağlamaktadır.
- Madencilik geniş istihdam imkanlarını en az yatırım ile yaratan bir sektördür.
- Madencilik genellikle kırsal kesimlerde yapıldığından göçü önleyici özelliğe sahiptir.
Yeni Zelanda gibi tarım ülkesinde 10 dönüm alandan sağlanan madencilik geliri sebzeciliğe göre 90 kat, mandıracalığa göre 298 kat, hayvancılığa göre ise 972 kat daha fazladır.
Madencilerin her türlü alt yapı hizmeti sağlanmış olan organize sanayi bölgelerinde çalışma şansı yoktur.
Madenci yol, su, elektrik gibi her türlü altyapı hizmetlerini kendi sağlamak zorundadır. Bu alt yapı tesislerinden yörede yaşayan tüm halk yararlanmaktadır.
Çevremi-Sanayimi ikileminde kalmadan, her ikisinden de vazgeçmeden, yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilir bir kalkınmanın gerek olduğu bilinciyle hareket etmemiz ve yeraltı zenginliklerimizi dünyadaki en son teknolojileri kullanarak yeryüzüne çıkarıp halkımızın hizmetine sunmamız zorunlu ve gereklidir.
Dünyada çıkan savaşların en büyük nedeni yer altı ve yer üstü zenginlikleri ele geçirmektir.
Eğer biz bu yeraltı zenginliklerinden faydalanamazsak başka ülkelerin iştahını kabartırız. Unutmayalım bu güne kadar dünyada çıkan savaşların ana nedeni yeraltı zenginliklerinin ele geçirilmesi ve paylaşımı anlaşmazlıklarıdır.
Bu ülkenin sanayileşmesi için tüm yeraltı zenginliklerimizi kendi imkanlarımızla yeryüzüne çıkarmak ve ondan en gelişmiş makine ve parçalarını üretmek zorundayız. Bunu başarabildiğimiz taktirde dünyanın en güzel kara parçası olan ANADOLU’da sonsuza kadar var olabiliriz.