Yer altı kaynaklarının fakir bekçileri olamamalıyız
Sanayinin gelişmesinde, insanlığın bu günkü refah seviyesine erişmesinde, en büyük katkı MADENLER’dir. Günlük yaşamımızdan madenleri çıkarırsak, Taş devri koşullarına geri döneriz.
Bu nedenle eğer bu güzel ülkede sonsuza kadar kalmak istiyorsak yer altı zenginliklerimize sahip çıkmamız gerekir. Eğer bunu başaramazsak başta emperyalist ülkeler olmak üzere birçok ülkenin iştahını da kabartırız. Yer altı zenginliklerimizi kimseye muhtaç olmadan ve dünyada kullanılan en son teknolojileri kullanarak yer üstüne çıkarıp halkımızın ve sanayimizin hizmetine sunmalıyız.
Bu topraklarda, zengin yer altı kaynaklarının fakir bekçileri olamamalıyız. Bunu hem özel hem de devlet sektörü olarak yerine getirebilmek için bağlı olduğumuz kanunlarında mutlaka en iyi şartlarda hazırlanması gerekmektedir.
Bu güne kadar birçok değişikliğe uğradı
1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı maden kanunu, bu güne kadar birçok değişikliğe uğradı. Yamalı bohça haline gelen bu kanunda yeni değişiklikler yapmayı planlayan yönetim, sivil toplum örgütlerinin sesine kulak vererek bu değişikliklerden vazgeçerek yeni bir kanun yapmaya başladı. İnşallah yeni kanun tüm sorunların çözümü olur.
Mermer sektörü için kanunun ne kadar önemli olduğunu şu örnek en güzel bir şekilde açıklamaktadır. Mermer sektörü için milat olan 3213 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1985 yılında ülkemizin mermer ihracatı sadece 5 milyon dolardı. Kanunun iyi uygulandığı 2012 yılına kadar çok büyük bir gelişme gösteren sektörün ihracat rakamı 500 kat artarak (ülkede bu kadar kısa sürede bu kadar bir ihracat artışı hiçbir sektörde olmadı) 2.5 milyar dolara kadar çıktı.
16 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan Başbakanlık Genelgesi sonrası sektör hızla gerileme dönemine girdi. 2019 yılında 1.7 milyar dolar ihracat rakamına kadar gerileyen sektörün bu sene salgından dolayı 1.4 milyar dolar civarında ihracat yapabileceği ön görülmektedir. Mart-Nisan ve Mayıs aylarında neredeyse durma noktasına gelen üretim ve ihracata Haziran ayında yeniden başlanıldı. 2012 – 2020 yılları arası mermer sektörü için kayıp yıllardır.
Eğer kanun doğru şekilde uygulanırsa sektöre nasıl fayda sağladığının ve yanlış uygulanırsa da nasıl zarar verdiğini en iyi gösteren rakamlar yukarıda verilmiştir.
Yeni Maden Kanunu hazırlanırken bu bilgi ile hareket edilmeli ve sektörün önünü açacak şekilde tüm sivil toplum örgütlerinin görüşleri doğrultusunda kanun yeniden hazırlanmalıdır.
En Büyük Beklenti Ruhsat Güvencesi
Madencinin, yeni kanunundan en büyük beklentisi, RUHSAT GÜVENCESİ’dir. Maden kanununda yapılan son değişikliklerde eklenen “milli menfaatlere uygun” kelimesi tüm ruhsat güvencesini sona erdirmiştir. Sektörde üretim yapan tüm ruhsatlara, istenildiği zaman bu madde ile el konulabilinir hale geldi. Oldukça mülak ve sanal olan ve her kişi tarafından değişik anlaşılabilen bu düzenleme tamamen kaldırılmalı veya daha anlaşılabilir biçimde yeniden kaleme alınmalıdır. Madenci bundan sonra ruhsat güvencesi olamayan bir sahaya neden yatırım yapsın sorusuna idarenin cevap bulması gerekir.
Haksız ve hukukusz verilen idari para cezaları
Yürürlükte olan kanundaki en büyük sorunlardan bir diğeri de madenciye haksız ve hukuksuz olarak verilen İDARİ PARA CEZALAR’dır. Son yıllarda özel sektörün tüm karşı çıkmalarına karşın kanunda yapılan değişiklikler ile birçok ceza maddesi eklendi. Madenciye her şart altında ya idari para cezası ya da ocak kapatma cezası veriliyor. Tabii 3 defa ceza yiyen bir madencinin, ruhsatının iptal edilmesi gibi ayrı bir kaygısı da bulunmaktadır.
Hayatı madencilikle gecen ruhsat sahibinin ruhsatının iptal edilip ihalelere açık hale gelmesinin kimseye yararı yoktur. Madenciye yol gösterip varsa eksikliklerini yerine getirmesini sağlamak kanunun ana fikri olmalıdır. Madenciye verilen cezalar yetmezmiş gibi bu ocaklarda Daimi Nezaret etiler escort görevi yapan Maden Mühendisi ile ruhsat sahibi ile Genel Müdürlük arasında köprü vazifesi gören YTK’lara haksız ve hukuksuz idari para cezaları verilmeye başlanıldı.
Genel Müdürlükten sahalara denetime gelen heyet üyeleri, madenciden ve o işletmede çalışan mühendislerden daha bilgili olması (burası da ayrı bir tartışma konusu) gerekir. Denetime gelen heyet üyeleri tespit ettikleri eksiklikler için hem ruhsat sahibine hem de ocakta çalışan mühendislere bahçelievler escort yazılı ikaz etmeli ve bu eksikliklerin yerine getirilmesi için en az 3 süre vermelidir. Bu 3 aylık süre içinde tespit edilen eksiklikleri madenci yerine getirilmez ise o zaman idari para cezası işleme konulmalıdır. Genel Müdürlük ve çalışanları ocağın üretim faaliyetine devam edebilmesi için iyi niyetli ve yol gösterici konumda olmalıdır.
Özel sektör olarak bizim, yeni kanundan en büyük beklentimiz, madenciye bostancı escort verilecek olan her türlü ceza öncesi en az bir defa ikaz edilip 3 ay içinde eksikliğin yerine getirilmesi için süre verilmesi, ruhsat güvencesinin yeniden tesis edilmesi ve bürokrasinin en aza indirilmesidir.