MADEN RUHSATI SONRASI İZİNLER SORUNU
Madencilik faaliyetinde bulunmak isteyen gerçek veya tüzel kişiler öncelikle madenin bulunduğu alanın ruhsatını Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden almak zorundadır. Maden ruhsatı almak daha sonra alınacak olan izinlerin yanında oldukça kolaydır. Esas sorun ruhsattan sonra ÜRETİM öncesi alınması gereken izinlerdedir.
Yürürlükte olan maden kanununa göre, madenci eğer ruhsat sonrası alması gereken izinleri alamazsa Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden aldığı ruhsatın hiçbir değeri ve hükmü bulunmamaktadır. Eğer siz ruhsat aldıktan sonra ÜRETİM için zorunlu olan 3 belgeyi (ÇED, Mülkiyet (Orman) ve GSM açma izni) alamazsanız bu ruhsatta hiçbir işlem yapamazsınız. Aldığınız ruhsatın değeri bir beyaz a4 sayfası kadardır.
Müracaat edilerek alınan ruhsatlarda hal böylede Genel Müdürlüğün ihaleye çıkarıp milyonlarca değere sattığı ihalelik sahalar için prosüdür farklı mı, hayır onlar içinde aynı. Madenci milyonlarca para verip ihaleden aldığı sahaya eğer ÜRETİM için zorunlu olan 3 belgeyi (ÇED, Mülkiyet (Orman) ve GSM açma izni) alamazsa bu ruhsatta da hiçbir işlem yapamaz. İhale için daireye verdiği milyonların üstüne bir bardak soğuk su içer.
Yeniden düzenlenecek olan maden kanununda bu soruna acil bir çare bulunmalıdır. İhaleden alınan sahalarda ÜRETİM için zorunlu olan 3 belge (ÇED, Mülkiyet (Orman) ve GSM açma izni) alınamazsa en azından ihale bedeli geri ödenmelidir. İhaleye, temiz, yani ÜRETİM için zorunlu olan 3 belge (ÇED, Mülkiyet (Orman) ve GSM açma izni) alınabilecek sahalar çıkarılmalıdır. Daha da doğrusu ihaleye çıkmadan saha için bu 3 belge Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından temin edilip ihaleye o şekilde çıkılmalıdır. Yani kişi ihaleden aldığı saha için bir de belge peşinde koşmamalı hemen ÜRETİME başlamalıdır.
Ya müracaat ederek alınan sahalar için ne yapılmalı. Bu sahalar içinde aynı yöntem uygulanmalı en doğrusu yapılan müracaat sonrası Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü bu sahalar içinde tüm izinleri alıp madenciye bu şekilde ruhsat vermelidir. İzin alınamayacak sahalar için madenci hem zamanını hem de parasını boşa harcamamalıdır.
Bunu için yapılacak tek iş bize bu 3 izni veren kamu kurum ve kuruluşlarının birer temsilcisinin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alması, yapılan müracaat sonrası ekip olarak sahaya gidip burada madencilik yapılıp yapılamayacağına ortak karar vermeleridir.
Maden ruhsatı alan madenci başka hiçbir işlem yapmadan ÜRETİM faaliyetinde bulunabilmelidir.
Sizlerle, yıllar önce gittiğim Suriye’deki madencilik ile ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. Suriye ile ilişkilerin çok iyi olduğu 2009 yılında, Denizli İlinin Valisi, Belediye Başkanı, Milletvekilleri, Borsa, Sanayi ve Ticaret odası başkanlarıyla birlikte önce Halep’e oradan da Şam’a gittik. Halep valisi bizi organize sanayi bölgesi ile meşhur Halep taşının çıktığı ocakları gezdirdi.
Ben Sayın Valiye Suriye’de özelliklede Halep taşı ocaklarının nasıl ruhsatlandırıldığını sordum. Sayın Vali “öncelikle madenci bize koordinatlı bir şekilde nereye ruhsat almak istediğini belirten bir dilekçe verir bunun ekinde 10 000 $’a denk gelen parayı teminat olarak banka hesabımıza yatırır. Biz ona 3 ay sonra gel deriz. Bu 3 ay içinde gerekli incelemeleri yaparız. Süre sonunda iki alternatif vardır.
Birincisi bu alanda madencilik faaliyetine izin vermiyoruz. 7 500 $’ a denk gelen paranı hesap numarana geri gönderiyoruz, 2 500 $’a denk gelen para ise yapılan işlemler için gelir kaydedildi, ikincisi ise 10 000 $’a denk gelen teminatını 50 000 $’a denk gelecek şekilde tamamla yarın git ÜRETİME başla deriz.
Ben sayın valim bizde yaklaşık 30’a yakın resmi kurum ve kuruluş var üretim öncesi onlardan görüş ve izin almak zorundayız sizde böyle kurumlar yok mu diye sordum.
Vali bey bizde de yaklaşık o kadar kurum ve kuruluş var, hepsinin ruhsat veren kurum içinde elemanı var, 3 ay süre içinde birlikte sahaya gidip incelemede bulunuyorlar, daha sonrada karar veriyorlar. Müracaat yapılan alanda bu ekip madencilik yapılamaz derse o alan kapalı hale getiriliyor ve bir daha o alanda hiç kimse madencilik yapamaz şerhi düşülüyor.
Yok maden üretimi yapabilir derlerse madenciden başka bir şey istemiyoruz teminat olarak aldığımız o ücret ile yapılması gereken her işi biz yapıyoruz madencide bir an önce üretime başlayarak ekonomiye katkı sağlıyor.” dedi
Yıllar önce hiç beğenmediğimiz Suriye bile madencilik konusunda bizden çok ileride diye düşünmüştüm.
Bu anımı madencilik iş kolunda yer alan birçok sivil toplum kuruluşunda anlattım bizim maden kanununda bu şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyledim ve yazdım. Buna yakın bir sistemi ülkemizde kurabilirsek madencilik sektörü çağ atlar. Emek yoğun bir sektör olduğundan istihdam yaratır, sanayileşme hızlanır ve ihracatta ise bu günkü rakamlar katlanır.
Yeni maden kanunu düzenlenirken benim bu önerilerimin göz önüne alınması en büyük dileğim.
Bizim yeni kanundan en büyük beklentimiz, bürokrasinin en aza indirilmesi, ruhsat alan madencinin diğer kamu kurum ve kuruluşların önüne atılmaması ve ruhsat güvencesinin yeniden tesis edilmesidir.
Samet GÜNDÜZ
Maden Mühendisi