Bu sektör bu kadar kötü değildi, bu sektörde dostluklar vardı, bu sektörde vefa vardı, kötü gün dostlukları ve yol arkadaşlıkları vardı.
Ne oldu bizim sektörümüze? Belden aşağı muhabbetler ve entrikalar, dönmeye başladı. Basını yani bizi bile üstü kapalı tehdit edenler bu cüreti kimden alır oldular.
Yaa zaten bir avucuz. Hepimiz hepimizi biliyoruz. Ama makam ve mevkiler, parlak ışıklar, televizyon stüdyolarındaki cicili bicili laflar. Nasıl bizi yozlaştırdı, nasıl bizi köreltti. Nasıl bizi yok etti. Kim ve kimler buna müsaade etti, hepsi gözümün önünde canlandı.
Üzüldüm hem de çok üzüldüm. Eminim sizlerde hafızalarınızı yoklayınca bana hak vereceksiniz.
Sektördeki kayıkçı kavgasının sektöre büyük zararlar verdiğini herkes hak verecektir.
El insaf, el insaf..
İnanın aşağıda yazacaklarım doğaltaş sektörünün kara mizahında yer alacak konulardır.
Ama derin hafızamız bunları unutmamıştır.
Bu konular nereden çıktı derseniz hatırlayın ‘ Sektördeki Bermuda Üçgeni’ diye bir köşe yazmış ve İnsan sevgisiyle dolu olan, çok sevdiğim Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya Bey’in sektördeki bu dağılmışlığı toparlayabileceğini belirtmiştim.
Ama o günden bugüne bir gelişme olmadığı gibi, tiyatro kaldığı yerden devam etmiş. Bizde bunu çok sonradan öğrendik. Biz zannediyorduk ki bu konular kapanır.
Bu köşeyi ve o yazılanları hatırlamak isteyenler olabilir diyerek köşemin linkini paylaşıyorum.
Sektördeki Bermuda Üçgeni: https://turkuazgazetesi.com.tr/sektordeki-bermuda-ucgeni/
Buradan köşemi okuyup samimiyetime inanabilirsiniz, bu köşemdeki yapıcı uyarıya ve sektörümüzün daha önemli meseleleri olduğuna dikkat çekmeme rağmen, sektördeki üç beş kişi yanlışlıklarından dönmemekte ısrar edip birde dilekçe vermişler.
Bu dilekçeye şok oldum. Hem yenilir yutulur bir dilekçe değil.
Yol arkadaşlığı yaparak seçimleri beraber kazanıp sonradan ‘Ben bu oyunu senle oynamayacağım.’ diyenlerin dilekçesi.
Elbette ki herkes herkesle oynamayabilir de oynamayabilir de ama iş belden aşağıya da dönünce durum değişir. Bunun başka bir adı da var ama ben söyleyemiyorum.
İnanın tüm bu gelişmeleri ben söylemiyorum.
Tüm bunları Ticaret Bakanlığı ve İMİB Genel Sekreterliği söylüyor. İMİB ne istemiş, Bakanlık ne demiş bir bakalım isterseniz.
Dünya gazetesi muhabirliği yapan Sevgili dostum İmam Güneş’in bana yolladığı bu belge her şeyi açıklıyor.
Aynı film aynı senaryo, bu ve buna benzer başlıkları atmak istemiyorum ama mecbur kalıyorum, herkesin önünde yaşananlara baktığımda sektörümüz için unutulmaz yaralar açanlara üzülerek seyrediyorum.
Doğal taş sektörü güçlendikçe hile hurda hepsi burada olayına döndü.
Hatırlayın İMİB’te Ağustos 2017 yılında Ali Kahyaoğlu’na yaptığı oyun sayesinde yönetim düşürülmüştü.
İşin garibi aynısını Rüstem Çetinkaya’yada yapmak istemişler ama bakanlık tokat gibi cevap vermiş.
Hoş bakanlığa da gerek yok az çok dernek yönetiminde veya meclis hayatında olanların çoğunun bildiği bu konuyu nedense İMİB göz ardı etmiş veya ‘Ya tutarsa’ diyerek bu anlamsız isteklerini yazıya dökmüşlerdir.
Bununla da yetinmeyip birazda olayı süsleyerek EMİB yanlarına alarak toplu istifa etmişler ve ellerini kuvvetlendirmeye çalışmışlardı.
İMİB’de oynanan bu oyuna EMİB neden karıştı bunu anlamakta mümkün değil. Muhtemelen biz biriz hepimiz diriyiz mesajı mı vermek istediler diyerek düşünmeden edemiyorum.
Lakin evdeki hesap çarşıya uymadı. Top bakanlıktan geri döndü. Aynı benim köşemde yazdığım gibi. Çünkü delege oylarıyla seçimi kazanan bir temsilciyi genel kuruldan başka hiçbir güç görevinden alamazdı. İstifalara rağmen bakanlık yola devam dedi. Sizin bu konuda herhangi bir tasarrufunuz yok dedi.
Şimdi bunları biz yazdık diye bize kızanlar olabilir, tüm ulusal medya ve ekonomi gazeteleri de bunları yazdılar ve yazmaya da devam ediyorlar.
Yani sektörümüz bunca sorunu varken biz ulusal medyada koltuk kavgasına şahit olduk. Ekmeğimizi sektörden kazanıyoruz sesimizi çıkarmayalım dedikçe üzerimize geliyor, dostlarımız kanalıyla aba altından sopa gösteriyorlar.
Elbette ki tüm bu gelişmelere rağmen omurgasını koruyanlara, görevini aksatmayanlara bir sözümüz yok, ne kadarda büyük bir aile olsak hepimizin birbirinden haberi oluyor, zaman içersin de sütü sudan ayırabiliyoruz.
Umarım bize karşı sureti haktan gözü küpte, kendini sütten çıkmış ak kaşık zannedenler artık bizi üstü kapalı tehdit etmekten vaz geçerlerler de bizde işimize gücümüze bakarız.
Tüm bunları yazmak istemezdim, ama işin içine aba altından sopa göstererek üstü kapalı tehdit edenlere rastlamasaydım. Tehditlere karnımız tok. Rızkı Allah verir. Bir kapı kapanırsa başka bir kapı açılır.
Ama bu sektörün taşlarının yerine oturması gerektiği için vazifemizi ifa etmeye devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın..
Hani derler ya doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur diyerek, emin olun Doğaltaş sektörü benim dokuzuncu köyüm, o yüzden kimsenin bizi kovmaya da gücünün yeteceğini sanmıyorum. Bu saatten sonrası ancak rabbimin takdiri ilahisine bağlıdır.
Geçmişe baktığımda EİB seçimlerinde Şenel Bayyurt Beyefendi aklıma geldi, kendisini aradım Şenel Bey dedim siz seçimlere Mevlüt Kaya ile girmiştiniz o günleri bir anlatır mısınız, izniniz olursa ben bunları köşemde yazacağım dedim.
Şenel Bey’de bana yazabilmem için izin verdi ve şunu ifade etti.
Bayyurt ‘Öncelikli olarak şunu söylemeliyim.
Biz Mevlüt Kaya ile seçime girmemiştik, bilakis seçime ben ve arkadaşlarım girmişti.
Mevlüt Bey ; Ben aday olmam, Arslan Erdinç’in karşısında çok seçime girdim, Arslan Bey kazandı. Ben kazanamadım ama sen gençsin benim yaşım ilerledi, size destek olalım. Dedi.
Bizde seçim çalışmalarına başladık. Seçimi kazanacağımız artık belli olmaya başlamıştı.
Mevlüt Bey ondan sonra bana şunu söyledi. ‘Şenel bir günde olsa ben başkan olayım ertesi gün istifa edeyim sen başkanlığa devam et dedi.’
Bende yaşına hürmet olarak, elbette Mevlüt Bey madem öyle istiyorsun 2 yıl sen yap sonraki iki yıl ben yapayım dedim. Seçimleri aldık. Ama Mevlüt Bey’in ondan sonraki durumlarını siz benden iyi biliyorsunuz. dedi.
Şenel Bey’e teşekkür ederek telefonu kapattım.
Ondan sonra nemi oldu, Mevlüt Bey seçimi kazandı, iki yıl göz açıp kapayana kadar geçti. Tabiki yönetimi bırakmayınca kendi yönetiminden 10 kişi istifa etmişti, bir kişi daha istifa etse yönetim düşüyordu. Mevlüt Bey son dakikada toparlayıcılık kabiliyetini sonuna kadar kullanarak bir firmayı ikna etmeyi başardı ve Mevlüt Bey’in yönetimi ipten geri döndü..
Yani bir nevi o günlerdeki tiyatronun benzerleri aynen devam ediyor.
Süresi dolduğundan yeni makam ve mevki peşinde olanlar ise TİM Sektörler Konseyini gözüne kestirmiş olsa gerek, makam ve mevki dağılımlarını üç beş kişi ile yapmış, pasta paylaşılmış ama sektöre soran bile olmamış.
Yani durum işler acısı.
Hani derler ya Dünya beşten ibaret değil diyerek, emin olun sektörde beşten ibaret değil.
Ama oyunu bozanlar var. Aday olanlar var.
Adaylık düşünen veya aday olacakların nefesini kesmek için bu oyunların yeterli geleceğini zannedenler artık yanıldıklarını sektör sorunlarından uzaklaştıklarını maalesef görememekteler veya görmek istememekteler.
Ruhsat güvencesi sorunu devam ediyor, navlun fiyatları aldı başını gidiyor. Üç ayda izinleriniz verilecek denildiği halde ormanda işler kilitlendi. Hala ruhsat alamayanların feryatları her geçen gün artıyor. Ama kulaklar tıkanıyor.
Şimdi ben bunları yazdım diyerek çoğu arkadaşım aforoz edilmemizden korkuyor. Korkmayın dostlar sadece ben yazmıyorum artık ulusal gazeteler doğaltaş sektöründeki kayıkçı kavgalarını yazar ve çizer oldular.
Bakın Aydınlık ve Dünya gazetesinin yazdıkları da buna örnektir. Dünya gazetesi bu haberi ‘Madende istifa var. kabul yok’ başlığı ile duyurdu.
Aydınlık yazarı Recep Erçin Bey’in kaleme aldığı ‘Ticaret Bakanlığı’ndan İMİB ve EİB başkanlarına: İstifanız geçersiz, kurula üç üye bildirin!’ başlığıyla duyurduğu haber sayesinde duymayan kalmadı.
Elbette ki bizde sektörün gazetesi olarak doğru bildiklerimizi ‘Tarih tekerrürden ibarettir’ diyerek kaleme aldık. Umarım artık sektör STK’ları belden aşağı olan bu kayıkçı kavgalarını keserde bizde sektörümüze güzel haberler ulaştırırız.
TÜMMER BU KAVGANIN DIŞINDA
Tüm bu sürtüşmelere rağmen TÜMMER gibi güzide bir birliğin bu kavga ve sürtüşmelerin dışında kalması gerçekten takdire şayandır. Umarım bu süreç böyle devam eder demokrasi kazanır ve hiçbir birlik diğerinin işine karışmaz.
Hani Ali Kahyaoglu kavgacıydı,sözüm ona sektörü bölüyordu…sevgili mehmet bana yapılan ayak oyununu 4 sene sonrada olsa yazmana sevindim…bunların derdi sektör değil..dertleri makam-fayda..inşallah rabbim izin verirse bu arkadaşları 2022 nisan ayındaki seçimlerde…tarihe kayıt düşerek,yolcu edeceğiz..