Üretmeyen toplumların tüketmeye hakkı yoktur. Mal ve hizmet üretimi ve ihracatı ise döviz tedariki için altın yumurtlayan tavuk misalidir. Onu kesmemek beslemek gerekir.
Üretici ve ihracatçılar olarak bugüne kadar ne zorlu mücadeleler kazanıldı!
Bu defa mücadelemizin daha zor olacağı görülüyor.
Ülkemizde sık sık yaşanan ekonomik krizleri aşan Türk üretici ve ihracatçıları ulusal krizlerden ulusal ve uluslararası ticari dengelere uyum sağlayarak her defasında güçlenerek çıktılar. Yakın geçmişte 1974, 2009 Dünya ekonomik krizleri 2019 sonrası Covit’19 krizi, navlun fiyatlarının yükselmesi karşısında varlıklarını devam ettirdiler.
2023-2024 krizi öncekilerden farklı; üretimde enerji ve personel giderleri yönetimin aldığı kararlarla iki katından fazla yükselmiştir. 2022 yılı için devletin ilan ettiği yeniden değerlendirme oranı %122,93 olup piyasalar gerçek enflasyonu TÜİK enflasyon rakamları ile değil yeniden değerlendirme oranı mertebesinde yaşamaktadır. Maliyetler bu denli artarken döviz baskılanarak Türk lirası Amerikan doları karşısında 2023 – 2024 30 Temmuz tarihleri arasında bir yılda %23,09 yılında %39,31değer kaybederken 2023 yılının ilk çeyreğinde de %2,41 değer kaybetmiş bulunmaktadır. İhracatçı ihracat bedellerinin %30’unuı Merkez Bankası kurları ile T.C. Merkez Bankası’na satmak zorundadır.
İhracat birim fiyatları incelendiğinde maliyet artışlarına karşı sektörün satış fiyatlarını artırma taleplerinin yeterince müşterileri tarafından kabul görmediği ortaya çıkmaktadır. Ulusal faktörlerle mücadele ederken yurtdışında Rusya Ukrayna savaşının etkileri ile Avrupa ve Amerika’da alışılmışın üstünde resesyon etkileri görülmüş ve dünya doğaltaş ticaretinde daralmalar yaşanmaktadır.
İşin özü üretici ve ihracatçı sektörü ayakta kalabilmek için zararına ihracat yapmaya başlamıştır. “ABD pazarında neler oluyor” makalemde de belirttiğim gibi rakiplerimiz uluslararası doğal taş pazarında Türkiye’ye karşı alan kazanmaktadır. Biz özellikle işlenmiş üründe 1999 yılından itibaren fiyat farkı ile egemen olduğumuz pazarlarda gerilemekteyiz. Birim fiyatlarımızın düşük olması artık sonuç vermiyor. Örneğin ABD ihracatımız ton başına yaklaşık 500$ olmasına karşın Çin Halk Cumhuriyeti ~1500$ İtalya ise ~2500 $/ton ile ihracat yapmaktadır.
Çözüm;
Uç ürünlere yönelmemiz, ürünlerimizin değerini tasarımlarla artırmamız gerekmektedir. Bu amaçla tasarım yapan mimar, iç mimar ve endüstriyel ürün tasarımcıları ile koordineli çalışmalar yapmalıyız. Kalitemizi artırmamız gerekmektedir. Firmalar arası fiyat rekabetinin yerini kalite ve yeni tasarlanmış ürünler almalıdır.
Yeni pazarlara açılmamız gerekmektedir. EİB bu yıl Güney Kore’de bir fuar organizasyonu yaparak Çin’in egemen olduğu pazarda Türk doğal taşını ve üreticilerini tanıttı. Akabinde İMİB ticaret heyeti düzenleyerek devamını getirdi. Bu gibi az etkin olduğumuz pazarlarda devamlılık şart. Ticaret Bakanlığı da bu girişimleri desteklemektedir. Tasarruf tedbirlerine rağmen döviz kazandırıcı faaliyetler teşvik edilmelidir.
Gelecek makalemde küçük ve orta ölçekli ihracatçılarımızda ortaya çıkan ciddi boyutlarda ihracat azalmasına yönelik çözüm önerilerimi sizlerle paylaşacağım.