Doğal Taş Sektöründeki DepremTurkuaz Gazetesi

21.11.2024 - 15:43
Mehmet ABDİOĞULLARI

Doğruya Doğru

Mehmet ABDİOĞULLARI

Doğal Taş Sektöründeki Deprem

Doğal taş sektöründeki 7.8 şiddetinde deprem can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir.’ Dağlar taşlar ağlıyor, feryadımızı kimse duymuyor.

Doğal Taş Sektöründeki Deprem
Son Güncelleme :

20 Kasım 2020 - 14:05

Pandemi tüm dünyada kendisini hissettiriyor, duyduklarımız var duyamadıklarımız var, birçok sevdiğimizi de bizlerden alıyor. Köşemi yazarken Başaranlar Mermer’den Ahmet SERTER abim aradı, Mehmet nasılsın dedikten sonra ortak bir dostumuzun sağlık durumunu sordu.

Laf lafı açtı derken son bir ayda etrafında tanıdıklarından 20 kişinin pandemiden dolayı vefat ettiğini söyledi. Bir an ikimizde sessizliğe gömüldük. Kim bilir aklımızdan aynı şeyler geçiyordu belki de. Yaradan’ımıza sığınmaktan ve dua etmekten başka elimizden hiçbir şey gelmiyordu.

Ortak dostumuzun rahatsızlığından dolayı duyduğu üzüntü ve endişe Ahmet Bey’in sesine yansıyordu. Çok üzülüyor ama belli etmemeye çalışıyordu. Ama ben Ahmet abimizi tanıdığım için ne kadar metanetlide olsa sesinden her şeyi anlayabiliyordum. İnşallah bu hastalıklı günler geride kalır ve normal yaşamımıza geri döneriz. Temennimiz budur. Dünya gündeminde pandemi olduğu ve günümüz bu şekilde başladığı için konuya buradan girdik ama birde İzmir’de yaşanan depremimiz ve orada da kaybettiğimiz vatandaşlarımız var, kaybettiklerimize dua yaralı olanlara şifa dileyerek doğal taş sektörü olarak vazifemizi yapabilmenin huzuru içeresindeyim.

Kızılay tarafından istenilen tüm talepleri doğal taş sektörümüz saatler içinde karşılamıştır. Huzurumuz vazifeyi yapabilmemizden kaynaklanmaktadır. Gazetemizde bu olay detaylarıyla açıklanmıştır.

Lakin birde doğal taş sektörümüzde ki depremler var, hatta hiç ardı arkası kesilmeyen depremler.

1985 yılında çıkan 3213 sayılı maden yasasından sonra 34 yılda 34 kere değişikliğe uğramaya devam eden ve bundan sonrada uğrayacak olan yasalar, talimatlar zinciri, doğaltaş sektörünü çok bunalttı. Her genelge, her yasa değişimi artık sektördekilerin üzerinde bir kırbaç etkisi yaratıyor.

Üretirken sopa yiyen tek sektör galiba biziz

Doğaltaş sektöründeki en ciddi depremler ve artçı depremler ne zaman başladı? Diye soracak olursanız; Amerika’da yaşanan mortgage krizi başlangıç oldu. Elbette ki daha öncede depremler olmuştur ama ben bu son yıllarda üst üste gelen depremleri konu aldım. Mortgage krizi
birçok depo sahibini, depolarını kapatmak zorunda bıraktı. Milyonlarca lira paramız ya takıldı ya da çok geç alınabildi.

Arkasında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türk iş adamlarını tutuklamasıyla başlayan depremimiz maalesef hız kesmeden devem etti. Tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminin başlamasıyla birlikte artçı depremlerde devam etti.

Evet pandemi döneminde seyahatler durdu, fuarlar iptal edildi, bazı ülkeler limanlarını değil tüm kapılarını kapattı. Bırakın depremi doğaltaş sektörünü resmen tsunami vurdu.

Pandemi dönemi belki şu anda bir yılını doldurmak üzere, şu an için tüm ihracat kalemlerimizde %10’luk bir düşüş varken, doğal taş sektöründeki bu düşüş ise %30’lara tekabül ediyor. Çin’e ihracatımızın düşmesinden sonra aynı düşüş Hindistan’da ve diğer ülkelerde de baş gösterdi.

Doğal taş sektörümüz bu düşüşü işlenmiş ürünlerle kapatmaya çalışsa da açık ara ciddi bir mesafe var. Kapatılacak gibi değil.

Artık mermercide bağıracak güç kalmadı.

Artık mermerci haykıracak ve bağıracak gücü kalmadığından, mermercinin yerine muhalefet partileri vahim durumumuzu gözler önüne seriyor. Son günlerdeki pandemi sürecindeki vaka artışları Hindistan’da ihracatımızın % 50’lere düşmesine sebep olurken bizleri de ebetteki karamsarlığa iter oldu.

Doğal taş sektörü TBMM’ye konu oldu

 

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu KÖKSAL TBMM’ye verdiği soru önergesiyle dikkatleri doğaltaş sektörüne çekmeye çalışmıştır. Hatta binlerce sektör çalışanın işsiz kalmasından dolayı duyduğu endişeyi, işten çıkarmaların önüne geçilmesi lazım diyerek feryat etmiştir. Binlerce insanın ekmek kapısı olan doğaltaş sektörüne sahip çıkılması lazım diyerek TBMM’de meclis gündemine taşımıştır.

Doğalın taşın sanalı olmaz

Doğaltaş sektörümüzde kurumsallığı bir türlü yakalayamıyoruz, çünkü hammaddemiz doğal, hammadde doğal olunca da doğallıktan çıkamıyoruz. Böylece kurumsal da olamıyoruz. Yani şahsa münhasır terziliğe devam, çünkü her taşın kendine göre bir karakteri ve ruhu var. Her taş her terzinin elinde de aynı değeri görmüyor, ustalık ve zanaat kimi zaman kumaşı kurtarıyor, kimi zamanda zarar ettiriyor. Bizden ne Sarar çıkar nede Vakko, biz butik ve şahsa münhasır terzileriz.

Her dağın şarkısı ayrıdır. Kışı ayrı, yazı ayrıdır, kiminde fırtına biçersin kiminde güneşi hissedersin. Kimi zamanda güllük gülistanlık zannedersin, ama birden bire bıçak keser gibi kesiliverirsin, zannedersin ki koca dağ bana küstü. İşte kışı o zaman iliklerine kadar hissedersin. Mermercilerimiz hep kışa hazırdır ama hepte güneşi hayal ederler. Her şeye rağmen sektör yok olmamak için fabrika, ocak, atölyelerde ve makine teknolojisi üreten kısımlarda tedbirlerini alarak üretmeye çalışmaktadır. Bu maliyetlerimizi artırsa da tedbirlerden taviz verilmemektedir. Çünkü insan hayatı her şeyin üzerindedir.

Doğalın sanalı olmaz

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Doğal taşın sanalı olmaz demiştik ama pandemi bizi mecbur kıldı. Sanal ticaret öne çıkmakta fakat yeterli olamamaktadır. TİM, İMMİB, EİB, TÜMMER, gibi STK’lar ellerinden gelen çabayı göstererek, günün teknolojilerini kullanarak iş dünyasının çarklarını sanal dünya üzerinden destekleyerek sürdürmeye çalışsalar da adı üstünde Biri ‘doğal’ biri ‘sanal’ sanalda da kalıyor.

İyi niyetle yapılan bu çalışmalar ebetteki fayda sağlıyor ama adı üstünde doğaltaş sektörü doğal olarak ticarete mecbur, fuarlara mecbur, seyahatlere mecbur, üretmeye mecbur. Ama kıpırdayamıyor bu durumda en çok mermer sektörünü vuruyor.

Tüm bu yazdıklarımdan teknolojiye veya sanal konferanslarla yapılan organizasyonlara karşıymışım gibi bir hadise çıkmasın. Elbet teki bunca emek ve çaba takdire şayandır. Elbet teki faydası da vardır. Sanal ortamda yapılmak istenilen ticaretlere ve bu emeklere takdirle bakmaktayım.

Fuarlar yapabilmenin çözümünü bulmalıyız

İçinizden ne yapabiliriz ki diye düşünenler olabilir. Burada ki amacım, hükümete ve bürokrasiye çaresizliğimizi anlatmak içindir. Umarım doğaltaş sektöründe ki bu haykırışları tüm dünya duyar. Çünkü bizim müşterilerimiz blokları ocakta görmeye, elle dokunmaya, dağda su bulamazsa blokları şılappp diye yalamaya alışıklar.

Fabrikalarda yatarak üretimin başından ayrılmamaya, her santim taşı değerinde kullanmaya alışıktırlar. Kasa kasa dizmeye, kasalar dolduktan sonra konteynırlara yüklemeye, konteynırların gemilerle yola çıktığını, mermerlerin yerine ulaştıktan sonra projelere uygulandığını bizzat görmeye alışıklar.

Elbet teki sanal ortamdaki görüşmeler ve sanal fuarlarda olacak, ama bir an öncede gerekli sterilize şartlar oluşturularak seyahat özgürlükleri ve ticari özgürlükler sağlanmalıdır. Yoksa birçok firma pandemi sayesinde batmakla yüz yüze kalacaktır.

Mehmet Abdioğulları’nın diğer köşe yazılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Muharrem Çakmak 23 Kasım 2020 / 15:04 Yanıtla

Kaleminize yüreğinize sağlık.Mermer sektörünün sorunlarına bire bir hakimsiniz,sektörü sahiplendiydiniz için sektörle iç içesiniz.Sektörün bütün sorunlarını en iyi bilenlerden birisiniz.Sektörü sahiplenme ve sorunlarına çözüm için canla başla mücadele ediyorsunuz,her ortamda sesimiz olmaya,yetkililere duyurmaya çalışıyorsunuz,sizi kutluyorum sağolun Sayın Mehmet Abdioğulları ve ekibi.

Yiğit Mert Şenada 23 Kasım 2020 / 15:52 Yanıtla

Kalemine yüreğine sağlık Mehmet abim

Tekin çetin 23 Kasım 2020 / 18:45 Yanıtla

Sayın mehmet aptioğlu üretirken sopa yeyen tek sektör galibasız bizir cümlesi KOCAMAN bir ÖZET

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız