
Sektör temsilcileri, çevreyi koruma önceliğinden ödün vermeden ÇED süreçleriyle izin verilebilecek yasal düzenleme talep ettiklerini açıkladı.
Doğal taş sektörü temsilcileri, kamuoyunda son dönemde gündeme gelen zeytinlik alanlarıyla ilgili yasa teklifi tartışmalarında, tüm madencilik faaliyetlerinin zeytinlik sahalarda yürütüleceği şeklindeki genellemelerin sektör açısından yanıltıcı sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti. Sektör temsilcileri tarafından yapılan açıklamada, TBMM’de görüşülen yasal düzenlemenin, zaman zaman kamuoyunda yanlış anlaşıldığına işaret edilerek, “Bahse konu yasa teklifinin özünde, ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamaya dönük istisnai bir uygulama öngörülmektedir. Dolayısıyla söz konusu değişiklik, genel anlamda tüm madencilik faaliyetlerinin zeytinliklerde yapılabileceğine dair bir hüküm içermemektedir” denildi.
DOĞAL TAŞ MADENCİLİĞİ YASA KAPSAMINDA DEĞİL
Doğal taş madenciliğinin, bu istisnai düzenlemenin kapsamına girmediği özellikle vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yasa değişikliğinin tüm madencilik sektörünü kapsadığı yönündeki genellemeler, kamuoyunda yanlış algılara yol açmakta ve özellikle doğal taş sektörü gibi farklı özelliklere sahip alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin itibarını olumsuz etkileyebilmektedir. Doğal taş madenciliği, çoğunlukla açık işletme yöntemiyle yürütülmekte, yer altı madenciliğine kıyasla kimyasal işlem gerektirmemekte ve çevre ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı kanunlara uygun yapılmaktadır.”
HAKSIZ BİR SINIRLAMA VAR
Sektör temsilcileri ayrıca, doğal taş madenciliğinin mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde haksız şekilde sınırlandığını düşündükleri bir hususa da değinerek şunları kaydetti: “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun’un 20. maddesinde yer alan, ‘zeytinliklere en az 3 kilometre mesafede işletme ve tesis yapılamaz’ hükmünün, doğal taş (2B Grubu) madenleri için istisna tutulması talebimizi uzun süredir gündemde tutuyoruz. Dünya genelinde zeytinlik alanlarda böylesine katı bir yasak bulunmamakta, faaliyetler ÇED süreçleriyle değerlendirilmekte ve çevre koruma esas alınmaktadır. Sektörümüz de çevreye duyarlı işletmecilik ilkelerini benimsemekte, Çevre Kanunu hükümleri doğrultusunda gerekli tüm tedbirleri alarak üretim yapmaktadır.”
ÇEVREYİ KORUMA ÖNCELİĞİNDEN ÖDÜN VERMİYORUZ
Doğal taş sektörünün, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına, konuya dair teknik ayrıntıların dikkate alınması gerektiğini vurgulayan sektör temsilcileri, yapılan değerlendirmelerin tüm madencilik sektörünü genelleyecek şekilde kaleme alınmasının yanlış anlaşılmalara sebep olabileceğine işaret ederek şu çağrıda bulundu: “Sektör olarak, çevreyi koruma önceliğinden ödün vermeden faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu nedenle, zeytinlik alanlarla ilgili düzenlemelerin, çevresel etki değerlendirmeleriyle birlikte, daha gerçekçi ve teknik temelde ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve sektörel yanlış anlamaların önüne geçilmesi en büyük temennimizdir.”










