Sektöre yön veren Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Başkanları sıklıkla, “Madenlerimiz, Türkiye’nin petrolü” söylemini konuşmalarında dillendirirler.
İçinde bulunduğumuz coğrafyada kendi ihtiyacı kadar petrolü kendi topraklarından çıkaramayan, petrol ithalatçısı Türkiye, Doğal taş sektörünün domine ettiği maden sektöründen yıllık 5 milyar doların üzerinde ihracat geliri ettiği yılları gördü.
Son yıllarda ihracat rakamı 4 milyar dolar bandına gerilese de, Türk Madencilik Sektörü, “İnadına üretim, inadına ihracat” sloganıyla 15 milyar dolar ihracat yapacağı günlere ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Madencilik sektörü etkileşime geçtiği sektörlerle birlikte 40 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşıyor. 750 bin insanımıza da iş ve aş sağlıyor.
Bugün sizlere ilk sayısıyla ulaşan Turkuaz Gazetesi Türk doğal taş sektörüne odaklandığı için ben de yazımda doğal taş sektörüne pozitif ayrımcılık yapacağım.
Türk doğal taş sektörü, 2020 yılına büyük umutlarla girmişti. Ocak ayı ihracat rakamları da bu umutları doğruluyordu.
2020 yılının Ocak – Temmuz döneminde Doğal taş ihracatından 906 milyon dolar döviz kazandık. 2019 yılının aynı döneminde bu rakam 1 milyar 51 milyon dolardı. İhracattaki gerileme yüzde 14 şeklinde kayıtlara geçerken, doğal taş ihracatındaki düşüşte Çin başrol oyuncusuydu.
Çin’e yaptığımız doğal taş ihracatı 394 milyon dolardan, 273 milyon dolara indi. Çin’e doğal taş ihracatındaki azalış yüzde 31’e ulaştı.
En büyük ihraç pazarı Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve sonrasında tüm dünyaya yayılan Covid-19 tüm ülkelerin ve sektörlerin planlarının çöp olmasına yol açarken, pandemiye dönüşen salgından ilk önce ve en fazla etkilenen sektörlerden biri doğal taş sektörü oldu.
Çin’in Xiamen şehrinde düzenlenen ve Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapılan dünyanın en büyük doğal taş ve teknolojileri fuarı 2020 yılında pandemi nedeniyle ilk ertelenen fuar olurken, bu ertelemeyi sonrasında İzmir Marble Fuarı ve diğer doğal taş fuarları takip etti.
Covid-19’un tüm dünyayı bir tümör gibi sarması sonrasında uluslararası uçuş yasakları ve seyahat kısıtlamaları geldi. Sonrasında tüm dünya evlerine kapandı, üretim durdu. Projeler askıya alındı.
Dünya genelinde 2. Dünya Savaşı sonrasındaki en büyük daralma yaşanıyordu. Doğal taş sektöründe çalışan üretici, ihracatçı, işçi herkesin ödenecek çekleri, faturaları, devlet hakları, orman bedelleri vardı.
Tabir yerindeyse ortalık toz dumandı. Bu ortamda çok sayıda firmanın kapanacağı, işsizliğin zirve yapacağı korkuları vardı.
Hükümetin devreye aldığı, düşük faizli krediler, Eximbank kredileri, kısa çalışma ödeneği gibi tedbirler sayesinde Covid-19’un yol açtığı tahribat korkulan boyutta olmasa da sektörü sarstı.
Doğal taşlarımız 2000 yılı sonrasında ihracatında desteğiyle Afyon, Denizli, Muğla, Balıkesir, Antalya, Burdur ve pek çok kentimizin ekonomisine büyük destek verdi.
Doğal taş sektörümüzün ayağına taş değmemesi, üretim ve ihracatının devam etmesi için kamu-sektör işbirliği önemli. Bugün sektördeki 16 STK Başkanları bir masa etrafında toplanıp sorunlarını ve çözüm yollarını istişare edebiliyor. Bu birliktelik Hükümet nezdinde de karşılık bulacaktır diye düşünüyorum.
Yeni Maden Kanunu hazırlıkları devam ederken, 16 STK’nın beklentileri dikkate alınması hem Türkiye için, hem de madencilik sektörü için doğru olacaktır.
İlk sayısıyla sizlerle buluşan Turkuaz Gazetesi’ne yayın hayatında başarılar diliyorum.