
Sevgili doğaltaş ile doğal yaşamı yoğuran, emeğiyle dünyayı güzelleştiren gönül dostlarım,
Hem ülkemizde hem de dünyada zor, hatta yorucu bir dönemden geçiyoruz. Siyasi gerilimler, ekonomik dalgalanmalar, bitmek bilmeyen çatışmalar; yalnızca rakamlara değil, insanın vicdanına da ağır geliyor.
Böyle zamanlarda sıkça söylenen bir söz vardır: “Umut insanı yaşatır.”
Ben de tam bu yüzden, 2026 yılına dair umudu diri tutan bir dünya hayal ediyorum.
Belki gerçekten iyi düşünürsek, iyi olacaktır.
Fiziki savaşların sona erdiği; insanın insana zulmünün tarihin karanlık sayfalarında kaldığı, saygı ve sevginin yeniden egemen olduğu bir dünya…
Büyük emeklerle, alın teriyle ve fedakârlıklarla inşa edilen evlerin, şehirlerin ve yaşam alanlarının bir gecede bombalarla yerle bir edilmediği bir dünya…
İnsanların açlığa, sefalete ve yurtlarından koparılmaya mahkûm edilmediği; çocukların gökyüzüne korkuyla değil, umutla baktığı bir gelecek…
Ekonomik savaşlarla krizler yaratan, üreticiyi ve ticaret erbabını iflasın eşiğine sürükleyen yönetim anlayışlarının yerini; aklı, vicdanı ve adaleti önceleyen yöneticilere bıraktığı bir düzen…
Gelir adaletinin tesis edildiği, emeğin karşılığını bulduğu, üretenin cezalandırılmadığı bir dünya hayal ediyorum.
Bizler doğaltaş sektöründe yalnızca taş üretmiyoruz; aslında kalıcılığı, dayanıklılığı ve medeniyetlerin hafızasını şekillendiriyoruz. Binlerce yıl ayakta kalan yapılar bize şunu hatırlatıyor:
İnsanlık, yıkmakta değil; inşa etmekte anlam bulur.
Taş, sabrın ve zamanın ürünüdür; aceleyle değil, emekle değer kazanır.
Dilerim ki 2026, doğaya saygının, insana hürmetin ve emeğe hakkının verildiği bir yıl olur.
Ve dilerim ki bizler, yalnızca güçlü yapılar değil; daha adil, daha vicdanlı ve daha umutlu bir dünya inşa edenler arasında yer alırız.
Tüm okuyucularımıza yeni yılda sağlık mutluluk içinde bol kazançlı işler temenni ederim.










