Hoş bizde böyle bir toplantıyı gazetelerde çıkan haberlerden öğrendik. Toplantıyı düzenleyen arkadaş ise bildiğimiz ve sevdiğimiz bir insan, Temmer Yönetim Kurul Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, buraya kadar her şey normal.
Çokta başarılı bir toplantı geçmiş, tüm ekonomi gazeteleri, ajanslar, ekonomide söz sahibi olan köşe yazarları ve marka basın mensupları toplantıya bağcılar escort katılmışlar.
Ama Benden Eksi Not Aldı
Böyle başarılı bir toplantıdan sonra, Rüstem beyin yerine ben olsam, ‘Yüz tane artı almışım, sende eksi versen ne olur.’ derdim içimden. Belki de der!… Bilemem.
Ama bende Doğruya doğru der ve doğru bildiğimden şaşamam. Toplantıda Sektörle alakalı sorun ve konuların seçimi, üslup, anlatım, yaklaşım her şey mükemmel, zaten Sayın Rüstem Çetinkaya’ya da böylesi bir toplantı yakışırdı.
Allah var basından takip ettiğim kadarıyla sektörün sorunlarına nokta atışı yapmış bu anlamda da kendisini tebrik ederim. Peki yakıştıramadığım konuya gelecek olursak.
RÜSTEM ÇETİNKAYAYA YAKIŞTIRAMADIĞIM İSE ….
Bu güzel toplantıya çok iyi hazırlanmasına rağmen sektör yayın organlarını davet etmemesiydi.
Hoş düğün sahibine kendimizi zorla davet ettirmek gibi garip bir ahlakım yoktur ama, sektörümün selameti ve faydalı olabilmemiz adına acizane bir tavsiyede bulunmak istedim. Sektör yayın organlarının olmadığı toplantılarda tabana, yani sektörün gerçek sahiplerine ulaşmanız çok zordur ve siz zor olanı seçiyorsunuz.
Sektör STK ları artık sektör yayın organlarını ihmal ettiler, ebetteki ulusal ve uluslararası yayın yapan bu yayın organlarından faydalanmak kadar güzel bir şey yok.
Çevreci madenciliği benimsete bilmemiz için daha fazla yayın organlarıyla da çalışmalıyız. Lakin asıl beslendiğimiz sektör yayın organlarını da ihmal etmemeliyiz.
Çünkü biz sahada gezenleriz. Doğal taş sektörüne sizi bizden daha iyi kimse anlatamaz. Sektör olarak çektiğimiz acıları içinizde en iyi biz yaşıyoruz.
Bu ilginç alışkanlık sektör STK’larına kötü bulaştı. Bir anda ulusal kanallar da çıkan, Reytingler sektör yayın organlarını unutturuverdi. Muhtemelen bu ilginç alışkanlıkan Sayın Rüstem ÇETİNKAYA da olumsuz etkilendi.
Düzenlediği basın toplantısına sektör gazetesini davet etmeyi unutuverdi
Varsın unutsun, canı sağ olsun. Biz yine de objektif yayıncılığımıza davam edip alınganlık yapmayacak ve sektörü ilgilendiren her haberi verdiğimiz gibi bu bilgileri yine gazetemizde yayınlayacağız. Gelelim basın toplantısı sonrasında İstanbul basının da ve ekonomi basınında yazılan konulara ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya’nın parmak bastığı konulara. Anadolu ajansı dahil, ekonomi gazeteleri ve ulusal basında geniş yer bulan konuların ana başlıklarını sektörümüzle paylaşıyorum.
Genelde gazetelerde ve yayın organlarında çıkan başlıklar aynı olduğu için en çok kullanılan başlıkları ve konuları seçmeye gayret edeceğim.
Konu başlıkları ve konular
Hep sanık sandalyesindeyiz, madenciyi artık yargılamayın.
Bir maden işletmesinin açılabilmesi için 4 bakanlık ve 16 kurumundan izin çıkması gerektiğini belirten Rüstem Çetinkaya, buna ilaveten ÇED ve sosyal mutabakat şartlarının da arandığını söyledi. Sektör aleyhine konuşanların tartışmaktan kaçındığını ifade eden Çetinkaya, ‘Hep sanık sandalyesindeyiz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, ülkemizdeki ve dünyadaki madencilik faaliyetlerine ilişkin bir bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Ekonomi gazetecilerine yönelik hazırladığı sunumda sektörün karşılaştığı sorunlar ve sektöre yönelik oluşturulan olumsuz algıya ve önyargılara dikkat çeken Temmer Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Çetinkaya, “Biz hep sanık sandalyesindeyiz. Bizi artık yargılamayın. Biz uzlaşmak ve konuşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Maden olmazsa sanayinin ve tarımın olmayacağını vurgulayan Çetinkaya, toprağa atılan gübreden cep telefonlarına, kullandığımız çatal, bıçak, tabak ve bardaktan barındığımız binalara kadar hayatın her alanına nüfuz eden madenciliğin hedef tahtasına konulmasını eleştirdi.
Sektör aleyhine konuşanların sektör temsilcileri ile bir araya gelerek sorunları doğru zeminde konuşmaktan kaçındığını ifade eden Çetinkaya, iki tuğla büyüklüğündeki dosyaları göstererek, “Bunlardan biri çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu diğeri orman izin belgesi. Bunlardan biri bir yılda diğeri 1.5 yılda çıkıyor. Bunlar onaylanmadan madencilik yapamıyorsunuz” dedi.
Kızıl akbaba yuvalama alanı
Su alanları, milli parklar, arkeolojik alanlar, askeri alanlar ve daha pek çok ayrıcalığını bulunan alanlarda madencilik yapılmasının yasak olduğunu kaydeden İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Vekili Çetinkaya, şu örneği verdi: “Kızıl akbaba yuvalama alanı. Bir arkadaşımızın madencilik yapacağı alanda ÇED raporu sırasında bu ortaya çıkıyor. Sadece flora değil mesele fauna da var. Mesele sadece ağaç değil.
Kızıl akbabalar rahatsız olmasın diye gece ışıklar ona göre ayarlanıyor. Biz doğal hayatı korumak için bu tür önlemler almak zorundayız. Endemik bitkileri korumak zorundayız. Kendi maden alanımızı genişletmek istedik. 200 metre ilerde sadece bir duvarı sağlam kalmış bir kulübe vardı. Turizm Bakanlığı o yapıyı tarihi önemde saydığı için genişletemedik. İzin çıkmadı. Yani öyle kimse elini kolunu sallaya sallaya madencilik yapamaz.”
Sektör yedi hocalı hürmüz gibi
En az dört aylık bir sürecin ardından arama ruhsatı alındıktan sonra karot izni, bundan sonra da işletme izni alınması gerektiğini, bir madenin çalışmaya başlaması için dört ayrı bakanlık ve 16 kurumdan izninin şart olduğunu anlatan İMİB Başkan Vekili Rüstem Çetinkaya, “Madencilik faaliyeti bittikten sonra da istediğimiz gibi rehabilite edemeyiz. Onun da hangi ağacın nereye nasıl ekleneceğine kadar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın prosedürleri var. Türk madenciler dünyadakilere kıyasla on kat fazla orman bedeli ödüyor. Artık finansörler sosyal mutabakat istiyor bakın onay da değil. Orada bir sorun çıkma ve işletmenin durma ihtimaline karşı bunu şart koşuyor. Bu sosyal rüşvet de değil bu arada!” bilgisini paylaştı.
Google maps ile madenleri gezdik
Orman alanlarının bugüne kadar binde 2.9’unun madenciliğe açıldığını ifade eden Çetinkaya, Norveç, İsveç, Almanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerdeki maden ve mermer ocaklarını Google Maps üzerinden tek tek örneklerle göstererek, Batılı devletlerin bir yerde maden varsa yer üstünde ne var diye bakmadan o yer altındaki zenginliği ekonomiye kazandırdığını söyledi.
Yunanistan ve İtalya’da mermer ocaklarının turizme açıldığını, Tasos adasında mermer ocakları olduğu halde kimsenin bunlara yüksek sesle itiraz ermediğini, Romanya’da eski bir tuz madeninin etkinlik alanı yapıldığını, yine İsveç’te bir madende otobüs durağı dahi olduğunu, Almanya’da linyit madeni için bile tarihi kiliseler dahil 12 köyün ve bir otobanın başka yere taşındığını kaydeden Çetinkaya, Batılı devletlerin bir yerde maden varsa ve o ülkede ona ihtiyaç varsa çakıl, taş ocağı bile olsa ekonomiye kazandırdıklarını ifade etti. Madenin tedarik zincirinin ilk aşamasını olduğunu vurgulayan Çetinkaya, şunları söyledi: “Dünyada bilinen 90 maden çeşidi var bunun 70’i ülkemizde ama biz 60’ını işliyoruz. Sektörün sadece 4.5 milyar dolar ihracatı var. 150 bin doğrudan istihdam sağlıyor. Milli gelirden yüzde 1.2 pay alıyor. Bu oran Çin’de yüzde 12-13, Rusya’da yüzde 14. En az olan ülkede yüzde 4.”
Mermer tozundan kağıtla sıfır su tüketimi
TİM Sektörler Konseyi Üyesi ve İMİB Başkan Vekili Rüstem Çetinkaya toplantıda gazetecilere bir sürpriz de yaptı. Toplantıda masalarda yer alan not defterlerinin ağırlığı ilgimizi çekince Çetinkaya’ya, “Bu defterler mermerden mi yapıldı?” diye sorduk. Not defterlerini Temmer Mermer olarak bu toplantıya özel hazırlattıklarını belirterek, yüzde 80 mermer tozu ile yüzde 20 polietilenden oluşan defterler hakkında bilgi veren Çetinkaya, “Bunlar Çin, Japonya, Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerinde imal ediliyor. Bir kağıt fabrikası yatırımı ile ülkemizde de üretilebilir. Marmara beyazı dediğimiz beyaz mermer olması yeterli. Biz o mermer tozlarını atıyoruz. Böylece ekonomiye kazandırılabilir. Bu kağıtlar kolay yanmıyor, yıpranmıyor, ıslanmıyor da. Üretimlerinde su kullanılmıyor. Ağaç da kesilmiyor. Çevreci ve sürdürülebilir” diye konuştu.
Devlet teşviki ile bir kooperatif çatısı altında bu tesisin ülkemizde kurulabileceğini ancak Millî Eğitim Bakanlığı’nın ve kamu kurumlarının alım garantisi vermesiyle sürdürülebilir bir iş modeli kurulabileceğini anlatan Çetinkaya, böylelikle birim başına daha pahalı bir ürün olsa da hem su kullanımının olmaması hem yerli hammaddenin ekonomiye kazandırılması hem de kağıt ithalatının önlenmesi anlamında bu yatırımın ekonomiye fayda sağlayacak bir proje olabileceğini ifade etti.
Bu güzel toplantının ana konuları ve medya paylaşımlarını gazete kupürlerinden bazılarını da vererek sektörümüzle paylaştık umarız daha sağlıklı bilgilendirme toplantılarında ve güzel günlerde buluşuruz.
Navlun ve boş konteyner
Gelelim doğal taş sektöründeki diğer haberlere. Gündemimizin en önemli konularından bir tanesi navlun fiyatları ve bulunamayan konteynırlar. Herkes kendince bir şeyler yapıyor, herkes elinden geleni yapıyor, hatta sektörden şahıs olarak CİMER’e yazı yazarak bu konuyu Cumhurbaşkanlığına kadar taşıyanlar var.
Eski İMMİB Başkanı ve Türk Mermer maden vakfı Mütevelli heyet başkanı Sayın Ali Kahyaoğlu kendisine ait olan sosyal paylaşım sitesinde konteyner sıkıntısına ve navlun fiyatlarındaki artışların ihracatçıyı olumsuz etkilediğini CİMER e yazarak belirtmiş, Cimer e gönderdiği yazıyı ve Cimer den gelen cevabı da sosyal paylaşım sitesinde sektörle paylaşmıştır. Cumhurbaşkanlığı da konuyla alakalı gerekli cevabı Sayın Ali Kahyaoğlu’na göndermiş olduğu bir yazı ile cevaplamıştır. Ebetteki sesimizi yani feryatlarımızı duyurmak adına yapılan bu girişimler ayakta alkışlanmalıdır.
SADECE BU KADAR DEĞİL, SEKTÖRÜN SESİNİ DUYURMAK İSTEYENLER ARASINDA YENİ ‘YILDIZ’ LARDA VAR. Sektörde sesimizi duyurmak isteyenler arasında STK Başkanları da var. Buda yetmezmiş gibi sektörün Dış E k o n o m i k İlişkiler Kurulu (DEİK) Maden Koemisyonu Başkan Vekili ve Yurtdışı Yatırımlar Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Salih Yıldız, “Ülke olarak ihracatımızı artırmak, 2021 ihracat hedeflerine ulaşmak istiyorsak ivedilikle lojistik altyapımızı iyileştirmemiz gerekiyor.” Diyenlerin başını çekti. Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada olumsuz salgın koşullarıyla birlikte navlun fiyatlarındaki artış ve konteyner temini sorununun ihracatta sipariş iptallerine yol açtığını ilk söyleyenlerdendi.
STK Temsilcilerinden İMMİB’de boş durmadı
İMMİB Başkanı Sayın Aydın DİNÇER’de çıktığı televizyon programlarında bu konuları gündemine alarak sektörün ihracatta yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Elbette ki ihracatımızı artırmak için uğraşılması bu gayretleri boşa çıkarmayacaktır. ÇÖZÜM NE? Elbette ki sorunları masaya yatırmak ve gündeme taşımak kadar bunlara çözüm üretmekte önemli, ebetteki hepsine bizim yetişmemize de imkan yok, ama bu konuyu araştırması ve çözüm önerilerinin neler olacağı konusunda bir çalışma yapması için ricada bulunduğum köşe yazarlarımızdan Yusuf Kanat arkadaşımızın mutlaka köşesini okumanızı tavsiye ederim.
Gelelim sektörümüzdeki güzelliklere
Şahin Kardeşler Mermerden Ali Şahin yakın dostumdur, kendisiyle samimiyetimiz sonsuzdur. Gecenin yarısı da olsa Ali Şahin beni arar bende onu arayabilirim. Afyonkarahisar Valimiz Sayın Gökmen ÇİÇEK ile frig vadisine bir geziye gitmiştik, bu geziyi ve gezi notlarımı köşeme taşımıştım. Şahin Kardeşler mermerden Ali Şahin’de bu köşeyi okumuş.
Ali Şahin Beni Telefonla aradı. Ebetteki aramızdaki muhabbetten olsa gerek, yazdığım köşeyi beğense de beğenmemiş gibi tenkit ve eleştirilerden sonra, ‘Mehmet abi, sayın valimiz birde mermercileri ziyaret etse nasıl olur? Tamam turizm de bizim için önemli bir sektör ama turizm besleyecek olan sanayi ve iş dünyasıdır. Bu yüzden sayın valimizin iş insanlarını da ziyaret etmesi güzel olacaktır. Lütfen bunu duyurur musun?’ dedi. Bende Ali Şahin’in bu fikrini Afyon Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Zeybek’e aktardım. Çünkü Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Zeybek ile Afyon Valimiz Sayın Gökmen Çiçek yapışık ikiz gibiydiler. Çok iyi dostlukları var. Her konuyu hiç çekinmeden istişare edebiliyorlar. Bende bu konuyu önce başkan Mehmet Zeybek ‘ e anlattım “ Sayın Başkanım sanayi dünyasından ve iş insanlarından böyle bir istek var. Sizin sayın valimizle aranızdan su sızmıyor, uygun ve münasip bir lisanla uygun bir zamanda bunu sayın valimize söylesek iyi olur.” dediğim de Sayın başkan şahsıma dönerek “Mehmet bu konu önemli bir konu bunu ben söylerim ama sende söyle” dedi.
Tabi ki bizler uygun bir zamanda sayın valimize söyleyelim derken…. Sayın valimizin Çavdarlar Mermer Sayın Hüseyin Çavdar ‘ı ziyaret ettiğini öğrendik. Tam zamanı diyerek hemen sayın valimize sıcağı sıcağına bunu aktardık. Sayın valimiz konuya duyarlı davranarak bu iş dünyasının ziyaretlerini sıklaştırarak artırdı. Hatta Irak Özel Temsilcisi Afyon Milletvekili Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu ’nu da yanına alarak İscehisar da önce organize sanayi başkanlığını, sonra, Demmak – Demmer den Sayın Adnan Demirel’i, Organize sanayide bulunan mermer akademisini, Karamehmetler Mermer den Sayın Remzi Özcan’ı, Ayyıldız Mermer den Sayın Necmettin Ayyıldız’ı yerinde ziyaret etti.
Bu ziyaretlerinden eli boş ta dönmedi. Başarılı iş insanı Remzi Özcan’a İscehisar Devlet hastanesini tam teşekküllü yaptırdı. Ayyıldız Mermer Necmettin Ayyıldız’a İscehisar kadın kültür evini yaptırdı. Oradan Deve kamyonunu görmek için Sayın Şuayp Demirel ‘i ziyaret ederek tebrik etti.
Tüm iş insanlarının gönlünü almak için elinden geleni yaptı. Tüm bunların yanı sıra ne eksik var? Diyerek, kaymakam beye de talimatını verdi. Tabi ki bana bu güzel duygularını anlatan Şahin Kardeşler Mermerden sayın Ali Şahin ve kardeşleri de boş durmuyor. İscehisar da Toki konutlarının yanına güzel ve kendilerine yakışır bir cami yaptırmaktalar. Yani sayın valimiz nereye el atsa, hangi iş insanını ziyaret etse eli boş çıkmıyor.
Bu ve buna benzer haberlerimiz elbet teki siz kıymetli okurlarımızın bize ulaşarak bilgilendirmeleri sonucunda daha güzel olacaktır. Bir sonraki sayımıza kadar şimdilik; Sağlıcakla kalın hoş çakalın.