Maden sektörünün en önemli sorunu olan uzun süreler ve ruhsat güvencesi için proje oluşturan İMİB Başkan Adayı Rüstem Çetinkaya, “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın daha önce gündeminde olan ‘Tek Durak Ofis’ sisteminin tekrar gündeme alınarak hayata geçirilmesi bizim yönetim olarak en çok enerjimizi harcayacağımız proje olacak” diyor.
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) üyeleri yeni yönetimlerini 16 Nisan’da belirleyecek. Mevcut başkan Aydın Dinçer’in yanı sıra İMİB Başkan Yardımcısı Rüstem Çetinkaya da başkanlık için yarışacak. Temmer Marble Yönetim Kurulu Başkanı olan Rüstem Çetinkaya, aynı zamanda Türkiye İhracatçılar Meclisi Sektör Konseyi’nde Maden Sektör Kurulu Başkanı. Sektörün güncel durumundan bahseden Çetinkaya, seçilmeleri halinde devreye alacakları projeleri DÜNYA’ya açıkladı.
Sektörün geçen yılı yüzde 39 artışla yaklaşık 6 milyar dolarlık ihracatla tamamladığını hatırlatan Çetinkaya, sektörün Türkiye ihracatının 20-30 milyar dolarlık kısmını tek başına karşılayabilecek güçte olduğunu ancak yapısal sorunları aşamadıkları yatırımcılarda iştahın azalmaya başladığını vurguluyor. Yaşanan sorunların başında izin süreleri ve ruhsat güvencesinin geldiğini söyleyen Çetinkaya, “İzin süreçlerinin uzunluğu gerçekten hem sektör hem de ülke açısından büyük sorun. Yatırımların gecikmesi ülke ekonomisi ve cari açık açısından büyük bir kayıp oluşturuyor. Diğer yandan, maden sektöründe hali hazırda yatırım yapmış birçok iş insanı süreçlerle ilgili büyük sıkıntılar yaşamakta Bu süreçler sektör açısında motivasyon, para ve zaman kaybı oluşturuyor” diyor.
Sorunlar tek merkezden çözülecek
Bu sorun için çözüm oluşturduklarını vurgulayan Çetinkaya, şu bilgileri veriyor: “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın daha önce gündeminde olan ‘Tek Durak Ofis’ sisteminin tekrar gündeme alınarak hayata geçirilmesi bizim yönetim olarak en çok enerjimizi harcayacağımız proje olacak. Bu sistem yürürlüğüne girdiğinde sektör ve sistem rahatlayacaktır. Bu ofis ile tüm izin süreçlerini ve ruhsat konusundaki tüm işlemler tek bir noktada toplanacak. İzin aldığımız diğer bakanlıklardaki dosyalar da burada toplanacak ve tek elden çözülecek.”
Maden Enstitüsü’nü kuracağız Göreve geldikleri takdirde üye ilişkilerinden sorumlu başkan yardımcısı pozisyonunu oluşturacaklarını belirten Çetinkaya, şöyle devam ediyor: “Üyelerin her an ulaşılabildiği, sorunlarını, görüşlerini paylaşabildiği ve mutlaka geri dönüş alabildiği bir yapı olacak. Diğer bir projemiz ise bir nevi Maden Enstitüsü kurmak. Bu yapıda bir Ar-Ge Komitesi oluşturmak istiyoruz. Akademisyenleri dahil etmek istediğimiz yapıda; Türkiye’de ve dünyada şirketlerin geliştirmiş olduğu yenilikleri takip ederek kendimizi güncelleyeceğiz. Daima gelişen bir sektör olmak istiyoruz. Aynı zamanda AB hibe projelerini ve sürdürülebilirlik çalışmalarını yakından takip etmek ve bu süreçlerden maksimum verim sağlamayı hedefliyoruz. Sektörümüz için uç sayılabilecek ürün üretmekten yeni yönetim sistemlerine kadar bütün gelişimi sektörümüze kazandırmak bizin en başlıca görevimiz olacak.”
Öncelikli projeleri arasında sektörel lobi çalışmasının da bulunduğuna değinen Çetinkaya, bu çalışmalar hakkında şunları söylüyor: “Sektörün ‘itibarının inşası’ olmazsa olmazımız. Kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi neticesinde sektörümüze karşı negatif bir algı var. Çevre ve maden beraber yürüyebilir. Bunun nasıl yapılabildiğini, her iki tarafın kaygılarını olabildiğince bertaraf ederek, halkın da desteğini alarak yapacağız. Sektörün imajı ve itibarının inşasını, sistemli planlı ve sürekli bir iletişim stratejisi üzerine kurgulamak istiyoruz. Bunun için çevre ve stratejik iletişim komitesi oluşturacağız. Bu komitenin faaliyetlerinin başında ölçümleme gelecek. Anketler oluşturacağız. Bunu her sene yapacağız.”
Yabancı yatırımcıda “izin” endişesi oluştu
Ruhsat izni alma sürecinin uzunluğu nedeniyle madencilik sektörünün yatırım almakta zorlandığına dikkat çeken Çetinkaya, “Biz bugün devlete ait olan yer altı kaynaklarını birtakım maliyetler karşılığından belli bir süre zarfında işletme hakkına sahibiz. Maden Kanunu’nun mülkiyet hakkında olduğu gibi sağlam bir yapıya kavuşturulmasını istiyoruz. Aksi takdirde bir ruhsatın bir sahanın olgunlaşması, Ar-Ge yapılması ve madenin çıkarılması 5-6 yılı buluyor. Bu durum da yabancı yatırımcıda kuşku uyandırıyor. Yerli yatırımcı bile sektörümüzden uzak durmaya başladı. Yeni yasa yapılırken, ruhsat güvenliği en temel ilke olarak belirlenirse yapılacak kanunun kendi içinde doğru rayına oturacaktır” diyor.
Ajandasında neler var?
- Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın daha önce gündeminde olan ‘Tek Durak Ofis’ sistemini tekrar gündeme alarak hayata geçirilmesini planlıyor. Bu ofis ile tüm süreçler tek elden yapılacak ve izin süreleri kısalacak.
- Sektöre bir nevi maden enstitüsü kazandırmak hedefliyor. Bu yapıda bir Ar-Ge Komitesi oluşturulacak, sektördeki tüm yenilikler yakından takip edilecek.
- AB hibe projelerinden daha fazla yararlanılması için birim oluşturmayı istiyor.
- Sektörün en önemli süreçlerinin yürüdüğü Ankara’da temsilcilik ofisi kurarak üyelere hizmet vermeyi amaçlıyor.
- Sektöre yönelik oluşan olumsuz algıyı değiştirmek için hem kamuya hem de kamuoyuna ‘itibar inşası’ oluşturmayı planlıyor. Bunun için çevre ve stratejik iletişim komitesi oluşturmayı hedefliyor.
Başarılar dileriz. Allah yolunu açık etsin.