‘Rekabet edemeyecek seviyeye geldik’Turkuaz Gazetesi

03.12.2025 - 00:04

‘Rekabet edemeyecek seviyeye geldik’

İMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Türk doğal taş sektörünün karşılaştığı zorluklara dikkat çekerek, “Enerji ve işçilik maliyetleri nedeniyle kendi taşımızla bile Orta Doğu projelerinde Çin ile rekabet edemeyecek seviyeye geldik.” dedi. 

‘Rekabet edemeyecek seviyeye geldik’
Son Güncelleme :

17 Kasım 2025 - 13:10



Türkiye’de yapılan bazı projelerde dahi Türk taşları yerine yabancı taşların tercih edildiğini söyleyen Metin Çekiç, “Artık yabancı taşlar değil, Türk taşları tercih edilmeli. Bugün dünyada ‘İtalyan taşı’ olarak bilinen pek çok taş aslında Türk taşı. Lüks projelerde ‘İtalyan taşı kullanılıyor’ algısı hâkim. Ama o taşların önemli bir kısmı Türkiye’den gidiyor. Biz Türk taşını ‘Made in Türkiye’ etiketiyle, Turkish Stones markası altında bu projelere sokabildiğimizde hedefimize ulaşmış olacağız.” diye konuştu.

 

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, ABD Miami’de düzenlen Dünya Mimarlık Festivali (WAF) etkinliğinde madencilik sektöründe önemli açıklamalar yaptı. Son dönemlerde sektör olarak yaşanılan zorluklar ve mevcut durum hakkında da bilgiler paylaşan Çekiç, şu konulara dikkat çekti: “Çin’e blok ihracatımız geçen yıla göre yaklaşık yüzde 3,5 düşüş gösterdi. Bunun nedeni ise Çin’in artık büyük ölçüde yapılaşmasını tamamlamış olması. Eskiden Çin, aldığı mermerin yüzde 70’ini kendi içinde tüketir, yüzde 30’unu da bizim sattığımız pazarlara ihraç ederdi. Ancak devletin inşaat sektörüne desteğinin azalmasıyla birlikte, iç pazardaki alımlar yavaşladı. Bunun yanı sıra Çin, işlenmiş ürün pazarlarında bizim rakibimiz hâline gelmeye başladı. Bu bizim açımızdan bir risk, çünkü Çin’in üretim maliyetleri bizden düşük. Bizim enerji, işçilik ve genel giderlerimiz daha yüksek olduğu için, kendi taşımızla bile Orta Doğu’daki projelerde rekabet edemeyecek seviyeye geldik. Bu durum ihracatçılar için ciddi bir sorun.”

 

FAİZLER HAREKETLİLİĞİ YAVAŞLATIYOR

En büyük beklentilerinin, döviz kurlarının enflasyon oranında artması olduğunu belirten Metin Çekiç, “Giderlerimiz yüzde 80–90 artarken, döviz gelirimiz yalnızca yüzde 30 artıyor. Aradaki farkı kendi cebimizden finanse etmek zorunda kalıyoruz. Bu durum 2026 itibarıyla artık sürdürülebilir görünmüyor. Dolayısıyla beklentimiz, döviz kurlarının en azından enflasyon oranında artması yönünde. İç piyasada ise faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle yatırım yapmak oldukça zor. Faizler bu seviyelerde kaldığı sürece kimse ev almak ya da inşaat yatırımı yapmak istemiyor. Oysa Türkiye’de her zaman bir konut ihtiyacı var, yapı sektörü büyüme potansiyeli taşıyor. Ancak mevcut faiz politikaları bu hareketliliği yavaşlatıyor.” dedi.

 

İTALYAN DEĞİL TÜRK TAŞI

Ayrıca yurt dışındaki Türk müteahhitlerinin yaptığı projelere bakıldığında, maalesef Türk mermerinin yeterince kullanılmadığına vurgu yapan Metin Çekiç, “Hatta yurt içindeki bazı devlet projelerinde bile Türk taşı yerine İran veya Yunan taşları kullanılıyor. Örneğin İstanbul’daki Merkez Bankası binasında, Ankara’daki Danıştay binasında bile yabancı taşlar tercih edildi. Oysa bu durumun değişmesi gerekiyor. Çünkü projelere taşların yazıldığı merkezler İngiltere, Dubai, Singapur ve Amerika gibi yerlerde mimarları Türk taşlarıyla tanıştırabilirsek, projelere dâhil edebiliriz. Bugün dünyada “İtalyan taşı” olarak bilinen pek çok taş aslında Türk taşı. Ancak biz bunu yeterince anlatamamışız. Lüks projelerde “İtalyan taşı kullanılıyor” algısı hâkim, ama o taşların önemli bir kısmı Türkiye’den gidiyor. Biz Türk taşını ‘Made in Türkiye’ etiketiyle, Turkish Stones markası altında bu projelere sokabildiğimizde hedefimize ulaşmış olacağız.”

 

TAMAMI TÜRKİYE’NİN ÜRETTİĞİ DEĞER

Maden ihracatının Türkiye için büyük öneme sahip olduğunu, Türkiye’de bu sektörün yüzde 90–95 oranında yerli ve millî bir ihracat kalemi olduğunu anlatan Metin Çekiç, şunları söyledi: “Yani dışarıdan ithalat yapmadan, tamamen kendi kaynaklarımızla ihracat gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 6 milyar dolarlık ihracatımızın tamamı Türkiye’nin ürettiği değerdir. Ayrıca sanayiye yılda 40 milyar doların üzerinde ham madde sağlıyoruz. Dolayısıyla madenciliği sadece ihracat olarak değil, sanayinin ve üretimin temeli olarak görmek gerekiyor. Bugün çelikten cama, sağlıktan enerjiye kadar pek çok sektörün hammaddesi madendir. Dünyada bilinen 85 çeşit madenin 75’i Türkiye’de bulunuyor. Ancak en büyük sorunlarımızdan biri olumsuz çevre algısı. Biz bu madenleri yer altından çıkararak ülkemizin refahına katkı sunmak istiyoruz. Ham maddede bağımsız bir ülke olmak istiyorsak, tarım kadar önemli olan madencilik sektörüne de sahip çıkmamız gerekiyor.”

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız