Bugün yaklaşık 600 kişiye iş imkânı veren Ermaş Mermer, 1985 yılından bu yana Muğla ve ülke ekonomisine büyük katkılar sunmaya devam ediyor.
Ermaş Mermer’in Muğla’daki serüveni Mustafa Ercan’ın babası Hüseyin Ercan’ın aile fertleri ile birlikte, Kocaeli’nden çıkıp Muğla’nın – Ula ilçesine gelerek kendilerine yurt edinme isteği ile başlıyor. Önce Muğla’ya sonra da Türkiye’ye büyük katkılar sunan Ermaş Mermer’in kuruluş aşamasında büyük emekleri olan Mustafa Ercan’ın, dünyanın bütün ülkelerine ihracat yapan ve Türkiye’ye önemli sayılacak miktarda döviz kazandıran serüveni aslında tam bir başarı hikayesidir.
Amcalarının küçük mermer işletmelerine ortak olarak bu işe başladıklarını söyleyen Ercan, kendilerini mermer sektörünün lokomotifi olarak değerlendiriyor. Muğla’yı ve mermer sektörünü çok sevdiklerini söyleyen Ercan, sektörel anlamda Muğla’da organize sanayi bulunmadığından da şikayetçi. Son olarak sektörde eleman yetişmediğinden yakınan Ercan, üretmenin önemine değinerek, “Üretmeden bu ülkenin kalkınma şansı yok” dedi.
Bizde, siz değerli okuyucularımız için Mustafa Ercan ile olan röportajımızı kaleme aldık. Dilerseniz röportajımıza Ercan’ı tanıyarak başlayalım.
-Mustafa Ercan Kimdir?
Ben, Mustafa Ercan. 1967 yılında Kars’ın Sarıkamış ilçesinde dünyaya geldim. Ermaş Mermer A.Ş. işletme sahibiyim ve aynı zamanda Muğla Mermerciler Derneği Başkanı olarak görev yapıyorum.
-Muğla’ya yolunuz nasıl düştü?
Eğitim hayatımı 1970 ile 1982 yılları arasında Kocaeli’nde tamamladım. Daha sonra Muğla’ya geldik. Muğla doğası ile dünyanın göz bebeği, güzel bir memleketti; bizde tercihimizi buradan yana yaptık. İşimizi ve hayatımızı burada kurgulamaya karar verdik ve Muğla’ya yerleştik.
-Mesleğe ne zaman ve nasıl başladınız?
Doğaltaş sektörüne 1985 yılında girdik. Amcam maden mühendisiydi, kendisinin küçük bir mermer işletmesi vardı. Ona ortak olarak, işi büyütmeye karar verdik. Daha sonra ben Kütahya’da maden bölümünü okuyarak üniversite eğitimimi tamamladım. Muğla’yı ve mermer sektörünü çok sevdik burada kaldık. Doğa’nın ürünü olan bir taşı şekillendirmek, onu tasarlamak çok güzel bir şey. Bölgemiz turizm bölgesi ve sürekli kıyılarda nitelikli yapılar yapılıyordu. Mimarlar veya müteahhitler o dönemlerde, çok fazla mermer üreticisi olmadığı için bize müracaat ediliyorlardı. Bugüne baktığımız da bölgedeki turizm sektörü ile birlikte yapı inşaat sanayisi gelişti ve bizde Mermer sektörünün lokomotifi olduk.
-Ermaş Mermeri A.Ş. ‘yi biraz anlatır mısınız?
Ermaş Mermeri A.Ş. 1985 yılında 4 kişi ile çıktığımız yolda şuanda 600 kişi ile devam ediyor. Şirket olarak kuruluşu Muğla’nın Ula ilçesinde oldu. Şirketimizi zamanla büyüttük. Modern bir mermer işleme fabrikası haline geldik. Kullanılan makineler dünyanın son teknoloji makinalarıdır. Muğla’nın yanı sıra Seydikemer , Yatağan ve Menteşe’de mermer ocaklarımız da mevcuttur. Yaklaşık 600 kişiye istihdam sağladığımız Muğla’mızın 4 ilçesinde işletmelerimiz üretim yapmaktdır.
-Aynı zamanda İşletmeciliğin yanı sıra Mermerciler Derneği Başkanı olarak da görev yapıyorsunuz. Dernek hakkına kısaca bilgi verebilir misiniz?
Muğla mermerciler Derneği 2000 yılında kuruldu. Dernek başkanlığı görevini halen devam ettirmekteyim. Bugün itibariyle 20 yaşına geldi derneğimiz. Mermer sektöründe ki sorunları yetkili büyük makamlarla çözmeye çalışıyoruz. Dernek olarak çalışanlarımızın evlatlarına burs vererek yardımcı olmaya çalışıyoruz. Birlik beraberlik içerisinde mermer sektörünü yüceltmek için elimizden gelen çalışmaları yapmaktayız.
-Bu sektörde ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?
İllerin gelişmesinde OSB lerin çok büyük önemi vardır. Muğla’mız da organize sanayi bölgesi bulunmuyor. Organize sanayi olmayınca da tesislerimiz ilçelerinde dağınık ve gelişi güzel yapılaşmış durumdadır. Doğaltaş sektörünün sıkıntılarının başında işletmelerden çıkan artıklardır.
Ham madde olan mermer artığı plastik, seramik, kablo gibi alanlarda kullanılabiliyor. Fakat sanayi tesislerinin olmamasından dolayı bu artıklar büyük oranda kullanılmıyor. Bir tek Yatağan Termik Santral baca gazı arıtma tesisinde mermer artığı kullanıyor. Onun haricinde fabrika artıklarının depolanma yeriyle ilgili sıkıntılarımız var. Bununla ilgili yetkililerle görüşmelerimiz devam etmektedir.
Mermer sektörün de çok fazla eleman çalıştırılabilir. Fakat en önemli sıkıntıların ikincisi de diyebileceğimiz kalifiyeli eleman sıkıntısıdır. Vatandaşlar çalışmak istemiyor. İşin kolayına kaçmaya bakıyorlar. Beden işi kalmadı her şey yerini teknolojiye bıraktı. Hiçbir sektörde kalifiye eleman yetişmiyor. Üretmeden bu ülkenin kalkınma şansı yok. Bizim ülke olarak üretmemiz lazım. Gençlerimizi çalışmaya özendirmemiz gerekiyor. Bu problem hız kesmeden gittikçe büyüyor.
-Bu mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Muğla bölgesinde doğaltaş hammaddemiz, mermer madenlerimiz var. Ve var olduğu sürece faaliyetler devam edecektir. Önümüzdeki dönemlerde biraz değişikliğe uğrayıp devam edecektir. Bu sektör hep olacak ama işini iyi yapan işletmeler ayakta kalacak.
-Muğla mermer sektöründe ne konumda?
Türkiye’de mermer üretimi yapan belli başlı şehirler var. Muğla, mermer üretimi dediklerinde akla gelen ilk 5 şehirden biridir. Toplamda da 10bin istihdam yaratıyor Muğla’ya.
-Pandemi süreci sizi ve bu sektörü nasıl etkiledi?
Pandemi süreci oldukça ağır geçiyor. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında bazı fabrikalar kapatıldı. Bazı fabrikalar kapasiteyi aza düşürüp devam ettiler. Bizim fabrikamız 3 ay boyunca kapalı kaldı. Şuanda işlerimiz iyi, normal seyrinde gidiyor.
–Mermer sektörünün ülke ekonomisine katkısı çok büyük. Muğla bunun yüzde kaçlık diliminde yer almaktadır?
Dünyada en çok mermer üretimi yapan ve aynı zamanda ihracatı yapan 2. ülke Türkiye’dir. İtalya bizden daha az üretim yapmaktadır. Buna rağmen ihracatta Türkiye ve İtalya ikinci sırada yer alıyor. Muğla ise ülkemizde ilk 5 şehirden birisi durumundadır.
-Bu konuda Muğla’nın değeri biliniyor mu? Yani gerekli desteği alabiliyor musunuz?
Sanayici olarak üretici olduğumuz için değerimizin bilindiğini çok yaşamadım. Bizim sektörün her daim desteklenmesi gerekir çünkü üretim yapıyoruz. Maddi ve manevi desteklendiğimizi hissetmiyoruz. Ülke olarak zenginiz ama vatandaş olarak farkında değiliz.
Şantiyeler geçici işletmelerdir. Üretim olduğu zaman kirlilik olmaz. Üretmeliyiz; Çünkü hammaddemiz var, genç işçimiz var. Biz mermerciler, cari açığın kapatılmasında yardımcı oluyoruz. Muğla gibi bir yerde 500-600 işçi çalıştıran kaç işletme vardır ki. Dolayısıyla da işletmeciyi küstürmemek lazım.
-Son olarak röportajımıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Doğaltaş sektörü üreten, istihdam sağlayan, ülke ekonomisine katkısı oldukça fazla olan bir sektör. İlgililerin ve yetkililerin bu sektörün önemini anlaması ve algılaması gerekiyor. Yasa ve kanunlarda desteklerin verilmesi, sektörün çıtasını daha fazla yükseltecektir. Muğla halkı her türlü üreticisine sahip çıksın. Hele ki birde ihracat yapıyorsa korunmaya alınmalı. Ben kendime üniversitemizin kurucusu Sıtkı Koçman’ı örnek alıyorum. Koçman, Cumhuriyetimizin ilk madencilerindendi. Mermer konusunda Muğla’nın kıymeti bilinmeli diyorum. Benimle röportaj yaptığınız için teşekkür ederim.
Bizde Turkuaz Gazetesi olarak; Bu röportajın yapılmasında desteğini esirgemeyen Gazete Zeybek ‘ten Güzide KASIM hanımefendiye teşekkür ederiz.