Doğal taş günümüzde de birçok medeniyetin dili olmaya devam etmektedir. Tarihin tozlu sayfalarından günümüze gelirken gördüğümüz bütün tarihi kalıntılar,eserler geçmişimizin bize verdiği en büyük bilgi birikim ve hazinedir.
Dünyanın yaşadığı salgın hastalıklara, savaşlara,doğal felaketlere ve erozyonlara rağmen dünya medeniyetlerin uzun yıllar varlığının sürdürmesinin ve izlerinin günümüze kadar gelmesininin en büyük sırrı işlediği taşlarda gizlenmiştir. Bu nedenle doğal taş güzel bir yapı malzemesi olmakla beraber aynı zamanda tarihin de en yakın yaşayan ve yaşatan tanığıdır.
Doğal taş, insanlığın mağaralarda yaşadığı en ilkel dönemlerinden itibaren duvarlara çizilen figürler ile birlikte kendini gelecek nesillere ileten bir kaynak görevini üstlenmiştir.
Milyarlarca yıl sürede doğada kendiliğinden oluşan, şekillenen ve içinde bulunduğu coğrafik ortama göre farlılık gösteren taş aslında ait olduğu yerin bir kişiliğine sahiptir ve bu farklılığı medeniyetlerin geçtiği eserlerde görebiliriz.