Günlük yaşamımızdan MADENCİLİĞİ çıkartırsak, Taş devri koşullarına geri döneriz. İnsanoğlunun kayaların içinde saklı duran maden ve mineralleri keşfedip kullanmaya başlamasıyla birlikte tarihin akışı değişmiş ve zaman içinde insanlık bu günkü yaşam düzeyine erişmiştir.
Günlük hayatta kullandığımız her türlü araç ve gereç doğrudan veya dolaylı olarak madenlerden elde edilmektedir. İçinde yaşadığımız mekanlar, onların içindeki araç ve gereçler, etrafımızda gördüğümüz eşyaların nelerden yapıldığını hiç düşündünüz mü. ?
Kullandığımız veya sahip olduğumuz her şeyin yapımında mutlaka maden ve madene dayalı ürünler bulunmaktadır. Bu günkü modern yaşamımızı demir, bakır, kurşun çinko, aluminyum, nikel, krom, fosfat, kömür, mermer, mıcır ve diğer madenleri bulundukları yerden çıkarmak için çalışan MADENCİLERE borçlu olduğumuzu unutmayalım.
Bir otomobil üretmek için 2250 kg demire, 1180 kg bakıra, 435 kg kurşuna, 327 kg çinkoya, 77 kg cam kumuna (silise), 254 kg boksite (aluminyum) ve 558 kg diğer minerallere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bir mobil telefon için 20 çeşit, bir adet televizyon için ise 35 ayrı madene ihtiyaç duyulmaktadır. Bir kilometre otoban için 30 000 ton mıcıra, Boğaziçi köprüsü için ise 27 000 ton çelik, 73 000 M3 betona ihtiyaç duyulmaktadır. Bir kilometre hızlı tren yolu inşası için 750 ton çelik ray kullanılmaktadır.
77 yıllık ömrü boyunca bir ABD vatandaşı 1680 ton mineral kullanmaktadır. Gelişmiş ülkelerin hepsi (ABD, AB, Japonya ve Çin) sanayileri için gerekli olan kritik hammaddelerin neler olduğunu belirlemiş ve bunların nasıl sağlanacağına ilişkin ülke stratejilerini oluşturmuşlardır.
Sanayileşmenin temelinde çok büyük miktarda enerji ve maden tüketimi bulunmaktadır. Çin dünyada en fazla madenin üretildiği ve tüketildiği ülke konumuna gelmiştir. Çinin yıllık kömür üretimi son beş yılda ikiye katlanmış ve 3 milyar tonu geçmiştir. Çin’deki hızlı sanayileşme nedeniyle dünyada artan metal talebini kısa sürede karşılamak mümkün görülmemektedir. Bu nedenle metal fiyatlarındaki artış eğiliminin önümüzdeki yıllarda da süreceği tahmin edilmektedir.
ABD yüzölçümünün binde birinde, Kanada yüzölçümünün on binde dördünde, Meksika yüzölçümünün binde birinde ve Türkiye’nin yüzölçümünün ise binde birinden maden çıkarılmaktadır. Ülkemizde maden üretimi yapılan alanlar ile diğer ülkelerde maden üretimi yapılan alanlar arasın da oran olarak büyük bir benzerlik olmasına karşın ülkemizde sanki tüm orman alanlarda madencilik yapılıyormuş gibi yanlış bir algı bulunmaktır. Ülkemizde yol için kullanılan orman alanı miktarı madencilik için kullanılan alanın iki katı olmasına rağmen 2012 yılı Haziran ayından bu yana madencilere ORMAN kullanım izni verilmemektedir. Sadece orman izni değil yaklaşık bu tarihten itibaren sektöre yeni bir MADEN ruhsatı da verilme işlemi oldukça zorlaştırıldı. Tabi bu tarihten itibaren ihracatta büyük bir düşme yaşandı ve 2.5 milyar dolara kadar yükselen sektörün ihracat rakamı 1.4 milyar dolar seviyesine kadar düştü. Bu yıl sektör bir miktar toparlandı ve 2 milyar dolarlık bir ihracat rakamını yakalaya bileceğimizi tahmin etmekteyiz.
Kısacası MADENCİLİK SEKTÖRÜ 2012 yılından bu güne büyük sorunlar bergama masöz escort yaşamaktadır.
1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı maden kanunu öncesi tüm mermer ocaklarına 3-5 yılı arasında değişen sürelerde İl Özel İdareleri ruhsat vermekte ve bu süre sonunda bu ocaklarda ihaleye çeşme escort bayan çıkarılmaktaydı. Ruhsatın süre güvencesi olmadığı için MERMER sektörü o yıllarda ancak 5 milyon dolar ihracat yapabilirken, ruhsata güvence getiren 3213 sayılı yasa sonrası mermer sektörü büyük bir gelişme göstererek 2012 yılında rekor kırarak yılda 2.5 milyar dolar ihracat yapabilecek kapasiteye ulaştı.
Sektör ile görüş alışverişi yapılmadan yeniden düzenlenecek olan MADEN YASASI foça vip escort sektöre çok büyük bir darbe vurmakla kalmaz, ülke sanayileşmesine engel olur.