Maden ve mermer sektörünün kocaman bir aile olduğunu bir kez daha hem yaşadım hem de şahit oldum.
Bu sektör kan bağıyla bir birine bağlı derken inanın abartmıyorum.
İrili ufaklı pek çok olayda başrollerde olan maden sektörü, gerçekten de bir birine kenetlenmiş ve ülkesi için hatta dünya insanlığı için adeta seferber olmuştur.
Bunu Ege’de ve Akdeniz’de yaşanan orman yangınlarında görebilirsiniz,
Bunu Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde görebilirsiniz.
Bunu Güneydoğu’da yaşanan deprem felaketinde de görebilirsiniz.
Bunu Manisa’da, Zonguldak’ta yaşanan maden facialarında da görebilirsiniz.
Milletin uyumadığı yerde uyumayan madencilerimiz son afet olan deprem bölgesinde milli kahraman ilan edilmişti. Tüm ulusal kanalar ve haber ajansları bu haberleri manşetlerine taşımışlardı.
İnanın maden sektöründe çalışan herkes milli kahramandı, çaycısından, ihracatçısına, hatta patronlarına kadar.
Bir akrabam ciddi bir ameliyat geçirecekti. Ülke genelinde bir araştırma yaptık desem yeridir. İmkan dahilin de en iyi doktor en iyi hastaneyi bulduğumuza kanaat getiriyorum. Elbette ki doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın her biri çok kıymetlidir.
Bakın şimdi bizim öykümüzü dinleyin, bizim serüvenimiz yakın akrabamızın kalbe giden damarlarında ki sıkıntıyla başladı.
Önce Afyonkarahisar’da ki hastanelerimizi taradık, buradaki doktor arkadaşlarımıza sorduk. Metropol kentleri önerdiler. Sonra bize yakın olan Eskişehir Osmangazi Hastanesi’ni araştırdık. Orada Çekiçler Mermer’den Metin Çekiç’ten yardım aldık. Metin abi işi gücü bıraktı anında doktora ve başhekime ulaştı. Eskişehir’de bizi kimseye muhtaç etmedi. Çok teşekkürler Metin abim.
Fakat hasta ve hastane seçimini hastamızın kendisine bıraktık
Eskişehir’deki doktorumuzun şehir dışında olması münasebetiyle rotamızı Ankara’ya çevirdik.
Eskişehir’den ayrılmadan doktor arkadaşım Fatih Erguvan ile telefonla konuştum, detaylı olarak beni bilgilendirip tercihi hastaya bırakmamı önerdi. Tabiki dostluğumuz nedeniyle hastaya kullandığı ince ve zarif anlatımlar hastamızın moralini ayakta tuttu. Fatih Hocamda koca bir teşekkürü hak ediyor, sonuçta oda mermer ve maden sektörünün dünya mermer başkentinden birisi Teşekkürler Fatih Hocam.
Burada da Reisoğlu Mermer’den İbrahim Kocakulak devreye girdi. Afyonkarahisar eski Milletvekili Dr. Mahmut Koçak’a ulaştı. Koçak sayesinde TOBB ETÜ Hastanesi’nden randevu alındı, anında hastamızın değerlerine bakıldı ve ameliyata karar verildi. Mahmut Koçak hocamıza da pratikliğinden dolayı teşekkür ederim. Çoğunuz bilir İbrahim kocakulak ise her krizin çözüm ortağı olarak teşekkürü hak ediyor. Elbetteki burada gizli kahramanlarda vardı, işçisinden patronuna kadar. Kan vermek için Ankara ya gitmeyi göze alan kahraman madenciler gibi. Teşekkürler İbrahim abim.
Afyonkarahisar Borsa başkanı Mehmet Mühsürler ise bizim adımıza konuşulması ve yapılması gerekenleri en ince ayrıntısına kadar konuşup ortamı hazır hale getirdi. Kocaman bir teşekkürü de Mehmet başkanım sonuna kadar hak ediyor. Teşekkürler başkanım.
Ameliyat öncesi 4 ünite kana ihtiyaç vardı. Ben Kızılay’a düzenli olarak kan verdiğim için kolay buluruz diye düşündüm. Hatta kan takası yaparız diyordum ama olmadı. Aranan kan hem taze olacak hem de AB Rh-(Negatif) negatif olacaktı.
Yok bulamadık olmuyor Ankara da ne kadar dostum varsa seferber oldu bulunmuyor. Hatta Çin- Türk iş adamları derneği genel başkanı İhsan Beşer Beşiktaşlı taraftarlar derneğine bile arattı ama bulamadık.
Kızılay Afyon Başkanı Mehmet Yakın genel merkez stoklarını kontrol ettirdi ama olmadı. Taze kan lazımdı. Allah Kızılay ve çalışanlarına ve inancını yitirmeyenlerden de razı olsun.
Umudum iyice azalmaktaydı, Afyon belediye Balkanımız Mehmet ZEYBEK, Ankara Emniyet Genel Müdürümüz Engin DİNÇ’ i bizzat arayarak, emniyet camiasına mesaj atıldı. Rabbim her polisimizi korusun. Asayişten sonra bu hayra da el attılar. Allah burunlarını kanatmasın.
Umudum iyice tükeniyordu.
Aklıma Funda Bekişoğlu geldi. Funda Hanım’a durumu izah ettim.
Funda Hanım’a durumu izah ettikten sonra kuş gibi hafifledim. Omuzlarımdaki yükü öyle bir aldı ki başhekiminden doktoruna, doktordan sekretaryasına kadar hallaç pamuğu gibi hastaneden bilgi aldı ve anında aranan kanın 2 ünitesini kendi ekibinden buldu. Funda hanımın önderliğinde bir kez daha madenci kahramanlar büyük bir aile olduğumuzu ispat ettiler. Kalan iki ünite taze kanıda da Hükmü Peker firmasından Cihangir Azizoğlu ve ekibi buldu.
Sonrasını ise Kızılayımız halletti.
Yani maden sektörü bu işe son noktayı koydu.
Artık hastamız Prof.Dr. Tayfun AYBEK in sihirli parmaklarına ve ameliyat ekibine kalmıştı.
Hastamız ameliyat için hazırlanırken Funda hanım boş durmuyor sık sık beni arayıp durum hakkında bilgi alıyordu. Bu süreç tahminimce hastamız ayağa kalkana kadar böyle devam etti..
Funda Hanımın ve Cihangir Beyin ilgi alakası, diğer dostlarımızın çabaları inanın maden sektörünün kocaman yürekli insanlarının kocaman bir aile olduğunun en iyi göstergesi oldu.
Rabbim hastanede şifa bekleyen tüm hastalarımızın yar ve yardımcısı olsun derken bir kez daha maden sektörümüzün gizli kahramanlarına teşekkürü bir borç bilirim.
Tanıyı ilk etapta tespit eden Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörümüz şahsında tüm AFSÜ sağlık çalışanlarına, telkinleriyle bize moral veren kıymetli dostum Dr. Fatih Erguvan’a süreçte bizi yalnız bırakmayan kıymetli dostlarım İbrahim Kocakulak’ a TOBB’da önümüzü açan Mehmet Mühsürler’e, Belediye başkanımız Mehmet ZEYBEK ve Ankara Emniyet Müdürümüz Engin DİNÇ’e, Çekiçler Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çekiç abimize, Ankara’yı kendi evimiz gibi hissettiren Funda Bekişoğlu’na ve Cihangir Azizoğlu’na Kıymetli hocam Prof.Dr. Ömer Akalın’a, bize rendevu desteği veren Dr. Mahmut Koçak’a, kıymetli dostum İhsan Başer’e, Hastamızı ameliyat eden Prof.Dr. Tayfun Aybek ve ekibine, bizi devamlı bilgilendiren asistan Öznur Ülker’e ve kanlarını vererek canımıza can katan maden sektörünün kıymetli temsilcilerine teşekkürü bir borç bilirim.
