İhracatçı birliklerinde Nisan ayında yapılacak olağan seçimli genel kurul yaklaşırken seçim hareketleri de iyiden iyiye yükselmeye başladı
Özgür ve adil seçimler, medeni demokrasilerin ayırt edici özelliklerinden biridir. Seçmenlerin sandık başına gitmeleri , seçim sistemin meşruiyetini onayladıkları anlardan biri olmaktadır.
Bununla birlikte yerleşik demokrasilerde seçime katılma oranlarının giderek gerilediği görülmektedir. Bu durum, günümüzde demokrasinin yaşadığı krizlerden biri aynı zamanada sektörel bazda yapılan seçimlerde de aynı durum oluşturmaktadır.
Oysa seçmen üyeler , yönetim sisteme yabancılaştıkları için olduğu kadar memnun oldukları için de sandık başına gitmiyor olabilirler.
Dolayısıyla seçime katılma oranlarının değerlendirilmesi bakımından bazı ortak konu ve etkenlerden söz edilebileceği gibi, her sektörün öznel koşullarının oluşturduğu unsurlar da tartışılmalıdır. Maden sektöründeki üye seçmenin çoğu fikir yerine kişi üzerinden değerlendirme yapıyorsa bu bir sorun. Ve sektörümüzdeki seçmen bunu o noktada değerlendirmeye çalışıyorsa o zaman bu iş güzellik yarışmasına dönüşüyor. Seçimlerde kişiler üzerinden hiçbir yere gelemeyiz, bu bir kişi meselesi değil. Bu bir yaşam ve yönetilme tarzının nasıl düzenlenmesi gerektiğinin konusudur. “Kim seçilecek meselesi değil…” “Mesele Maden sektörü nasıl lokomotif sektör olur seçimi..” Maden sektörünün konuşulan ama çoğalan sorunları MESELESİ, Madencilik sektörünün ,bilimsel ve akademik kimlik eksikliğine istinaden yönlendirmek,geliştirmek ve desteklemek için Üniversite eksikliğin giderilmesi, Siyasi irade uzun süreli olması gereken sürdürelebilir ilişkiler eksikliği, Devlet kurumları ve diğer kamu kuruluşlarının kurumsal yapısı tamalanmamış ilişkiler, Madenciklik sektörünün çözülemeyen bürokratik süreçleri ve bu süreçlerden zarar görenlerin tanzimleri, Devlet yardımlarınin madencilik sektörüne yeterince ifade edilememesi ve fayda sağlanamaması, Maden Kanunu ve ilgili mevzuat, uygulama ve güncellenme eksikliği ,
Madencilik sektöründeki rezervlerin küçüklüğü ve alanların darlığı , Makına ekipman,teknoloji ve sermaye yetersizliği, Madencilik sektöründe toplumsal ilişkilerin eksikliği ve bilgi kirliliği,tanıtım eksikliği , Genel bir veri tabanı ve ortak veri eksikliği, Mesleki eğitim ve akademik eğitim eksikliği, Madencilik sektöründe iş güvenliği, işçi sağlığı ve çevre sağlığı önlemleri ve uygulama eksikliği, Denetlemelerin gerekli olması ama sektörel bazda etkinsizliği, Meslek personelin uzmanlaşma yetersizliği, Meslek hastalıklarının teşhisinde ve tedavisinde yetersizlik, Arama ,araştırma geliştirme yetersizliği, Yatırım güvencesinin temini ve idamesinin eksikliği, Mermer-doğal taş sektöründe ürün kalite standart şarlarının yetersizliği Maden arama, rezerv ve madenlere ilişkin diğer bilgilerin güvenilir ve uluslararası standartlara uygun olmayışı Kim seçilecek meselesi değil ve Maden Sektörü bir yönetime ihale edilecek bir mesele değildir. Seçilenler ve seçenler olarak mücadele etmeliyiz ve başarmalıyız. ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyor Mustafa Kemal Atatürk. Doğruda hepimizin birleşebilmesi gerekiyor. Bu konuda hemfikir olmamız çok önemlidir. Ancak o zaman mücadele başarıyla sonuçlanır.
Mesele Maden sektörü nasıl lokomotif sektör olur seçimi
Ve tememnimiz ,dileğimiz ,umutlarımız ve emeklerimiz bu yönde.
Hep birlikte, sağlıklı ve daha güzel günlere.