YEDİ KAT YERİN DİBİNE, NEFES OLAN MADENCİLER.
KEFENSİZ GÖMÜLENLER.
KEFEN PARASINI DEVLETE TESLİM EDENLER.
KUMBARASINDAKİ HARÇLIKTAN VAZGEÇEN EVLATLAR.
FERYADIN GELDİĞİ ÇIĞLIKLARIN OLDUĞU TARAFA DİREKSİYON SALLAYAN ŞOFÖRLER.
DOMUZ DAMINA GÜVENİP YEDİ KAT YERİN DİBİNE, NEFES OLAN MADENCİLER.
HANIMIYLA ÇOCUKLARIYLA HELALLEŞİP DEPREM BÖLGESİNDE YATIP KALKAN, VALİLER, ASKERLER VE POLİSLER, DOKTORLAR, KIZILAY GÖNÜLLÜLERİ, AFAD ÇALIŞANLARI, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, İŞ İNSANLARI, ANALAR, BABALAR BACILAR YANİ BÜTÜN VATAN.
Duygularım karışık diyemeyeceğim, duygularım kalmadı. Hiçbir şey hissetmiyorum sadece yüreğim kanıyor. Yaralıyım, kanadı kırık kuş gibiyim. Ne düşünebiliyor ne hareket edebiliyorum.
Kahramanmaraş merkezli deprem haberini alır almaz gelişmeleri öğrenmek ve nasıl faydalı oluruz amacıyla telefonlara sarıldık, deprem bölgesindeki birçok gazeteci arkadaşıma whatsApp tan ulaşabildim.
Durum vahimdi, 11 il ve çevresi deprem haricinde, soğukla da mücadele etmekteydi. İlk etapta ne yapılabilir ve nasıl koordine olunabilir diyerek ulaşabildiğim sivil toplum örgütlerine ulaşmaya çalıştım.
Allah var Afyon AFAD Müdürümüz Mehmet Buldan’ı da aradım ama Mehmet müdürüm Deprem bölgesinde olduğu ve yoğunluğundan dolayı telefonumu açamadı.
Bunun üzerine hemen valilik özel kalem müdürümüz Sezai beyi aradım, ‘Abi deprem bölgesine gidecek yardım ve arkadaşlarımızdan kurduğumuz ekipler var, ne yapabiliriz’ diye sorduk.
Sezai Bey AFAD müdürüne ulaşmana gerek yok, AFAD müdürlüğünde arkadaşlar var, hemen uğrayın gerekli izinler ve ihtiyaç duyulan bölgeleri size verir ve yardımcı olur dediler.
Nitekim öylede oldu, Afyon AFAD bölgesi arkadaşlarımızı Hatay bölgesine yönlendirdi.
Biz bu uğraşlarla devam ederken e-postama bir mesaj düştü.
Gelen mesaj İMİB’ den geliyordu.
Bu doğal afet için ilk harekete geçenlerden gene İMİB oldu.
İMİB bir kriz masası oluşturmuş telefonlar ve ilgili görevlinin ismi verilmişti, evet madenciler yine başrollerdeydi, Egede yaşanan orman yangınlarında olduğu gibi, Karadeniz deki sel afetinde olduğu gibi, gene başı çekmekteydiler asrın felaketi diyerek anılan ve güneydoğuda meydana gelen depremde yine madencilerimiz başrollerdeydi.
İş insanlarımız maden ocaklarında, fabrikalarında üretimlerini durdurmuş valiliklere ve AFAD’ a iş makinalarının listelerini ve çalıştırdıkları vatandaşlardan gönüllüler listelerini ulaştırıyor, kimisi iş makinalarını ve ekiplerini önce yola çıkarıyor sonradan da listeleri veriyorlardı. Çünkü Afet büyük zaman kıymetliydi.
Ayni ve nakdi yardımlarımız ise saymakla bitmiyor, ama Hatay da 2. günden itibaren görev alıp aş evi kuran Afyon Esnaf Sanatkârlar Oda Başkanı Cengiz Üstün ve Afyon 2. Sanayi sitesi Başkanı Bekir Koçak yapmış olduğumuz deprem özel programı öncesinde, sahada çalışan mermer ve madencilerden bir çoğunun lütfen bizim ismimizi yayınlamayın, dediklerini ama sadece aş evinden birer tas çorba içip can kurtarmak için son güçleriyle çalışmaya devam ettiklerine şahit olduklarını bir fiil anlattı.
Ne diyeyim ki iyi ki varsınız, kim ne derse desin nerede bu devlet nerede bu millet diyerek sütü suyla karıştırmak isteyenlere aman vermemiz lazım…
Devlette orada millette oradaydı, evet yardımlar yetersiz olabilirdi ama orada bulunan ve yardım eden STK’ lar orada bulunan şirketler hangi devletin unsurlarıydı, elbet teki Türkiye Cumhuriyetimizin öz evlatlarıydı.
Ve bu öz evlatlar görevleri başındaydı, dedim ya afet asrın afetiydi, elbette bu bizi sorumluluklarımızdan kurtaramaz ama kurumların ve bürokratların ihmallerini siyasi malzeme yapmak isteyen devlet düşmanlarına da Devletimizi malzeme yaptıramayız.
Kurum ve bürokrasinin hatta hükümetin, bakanların, ihmalini konuşabilirsiniz, ama iş Devlete gelince orada durun beyler, eleştirdiğiniz bu Devlet sizin de bizimde devletimiz. Üstelik bu devletin izni ile kurulan sivil toplum örgütleri, şirketleri, madencileri, iş makinaları, gönüllüler ordusu sahadayken nerde bu devlet nerede bu millet diyerek farklı amaç peşinde koşmak kimseye bir katkı sunmayacak.
Erzin Belediye Başkanı bir tane gecekonduya, standart dışı yapıya müsaade etmemiş.
Sonuç depremde ne yıkılan binası nede bir tane can kaybı var.
Yani düzgün iş yapanda var, ihmal edende var, ama sonuçta düzgün iş yapanla ihmali olanları elbette bu devlet ayırt edecek ve gerekeni yapacaktır.
Doğal taş sektöründeki sivil toplum örgütleri ve iş insanları da tam not aldı, ebetteki hiç birisi madalya için yapmadı bunu, hepsi ama hepsi ‘Bir Allah razı olsun duasını alabilmek, Devletinin yanında olabilmek ve milletinin yarasını sarabilmek için gayret içindeydiler. Allah onlardan razı olsun, bizleri de razı olduklarından eylesin inşallah.
Artık geleceği planlamak,
Yapılan hatalardan ders çıkarılarak, Dedikodulardan fitneden ve kötü düşüncelerden kendimizi soyutlayıp, hala sallanmakta olan deprem bölgesindeki yaraları sarmaya ve geleceği planlamaya çalışmalıyız, hem bir an önce bunu yapmalıyız. Ama plansız programsız ezbere değil, dedim ya hatalarımızdan ders çıkararak geleceğimizi planlamalıyız.
Bu gazetemizin sayısını tamamen depreme ayırmaya çalıştık, doğal afette can kaybına uğrayan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet dilerken yaralı vatandaşlarımıza şifalar diliyoruz, Rabbim bizi daha büyük afetlerden korusun inşallah.
Egede orman yangınlarında canını hiçe sayan mermer ve madencilerimize, Karadeniz de sel baskınında görev alan mermer ve madencilerimize, güneydoğuda hala görev yapan maden ve mermercilerimize bir kez daha teşekkür ediyor ve iyi ki madencisiniz iyi ki varsınız diyorum.
