TİM Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı ve İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya’ya OVP’deki “Kamu yararı” ifadesini anımsatarak, “Bununla birlikte önümüzdeki dönemde madencilik faaliyetleri arttığında madenciliğe karşı çıkan kesimlerin tepkisini bu süreci önler mi? diye sorduğumuzda, Kamu yararı yetmez kamu bilinci de oluşturulmalı. Bunun için kurulmuş İletişim Başkanlığımız var. Kamuoyu bilinci oluşturacak, doğru bilinen yanlışları anlatacak projeler yapabiliriz.” dedi.
OVP’de yer alan maddelerde yıllardır talep ettikleri ruhsat güvencesinin sağlanacağını gördüklerini ifade eden İMİB Başkanı Çetinkaya: “OVP’de bizim görüşlerimizin yer bulduğunu görüyorum. Sektörle birlikte düzenlemeler yapılacağı söyleniyordu. Sürecin takipçisi de olacağız. Ruhsatlandırma süreci üç yıldan az değil. Ruhsatlar bize ait değil kamuya ait, yatırım dönüşü süresi kadar bir güvence olması lazım diyorduk. OVP’de ruhsat güvencesinin yatırım güvencesi olarak yer aldığını görüyoruz. Türkiye madencilikte olgunlaşmış bir ülke değil. Doğal taş ve mineral madenlerin gidecek yeri var ama bunu yapacak esas güç metalik madenlerdir. Bir bakır madeni olgunlaştığında tek başına 100 milyon dolarlık değer yapıyor. 400 milyar dolar ihracat için sektörler hedeflerini belirleyip sunuyor. Ne kadar ruhsat o kadar ihracat. Üretebildiğimiz sürece ihracatı artırabiliriz. Ama baktığımızda istatistiki olarak ruhsatlarda azalma var. Eğer OVP’de yer alan maddeler hayata geçirilir ve üzerine düşülürse 6.5 milyar dolar olan ihracatımızı, 30-40 milyar dolar seviyelerine çıkarabiliriz.” diyerek sözlerine devam eden Çetinkaya “AB’deki tüm ülkeler kendi kritik mineral yasalarını çıkardılar. Kritik mineraller ve kamu yararının birbirine bağlı olması güzel. Birçok ülke bağımlılığını azaltmak için düzenleme yaparken bizim aksiyon almamamız düşünülemezdi.” ifadelerini kullandı. Çetinkaya ayrıca “Gübrede dışa bağımlıyız; potasyum, fosfat lazım. Cumhurbaşkanlığı’ndan davet geldi. Çalışma grubuna davet edildik. Artık ve atık dönüşümü konusunda da çalışacağız. OVP’deki maddeler bürokrasinin kurbanı olmamalı.” dedi.
İMİB Başkan Yardımcısı Eyüp Batal, “Mevcut durumda madencilik faaliyeti için sekiz ayrı bakanlık ve 20 kurumdan izin alındığına dikkat çekerken, OVP’den bunun sadeleşeceğini anlıyoruz. İlk defa bir yerde madenciliğin ne yaptığı ‘kamu yararı’ ile doğru tanımlandı. Madencilikte rasyonel politikalara dönülüyor. Yer altındaki kaynakları tespit etmek kamunun işi. Ama buna ne ekipman, ne bütçe var.” dedi.
KROMDER Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik ise, “MTA bazı maden sahalarını alıp tarama yapıp rezerv bulup ihale ile satış yapıyor. Jeotermalde de bunu yapıyor. Ama kurumun elinde sondaj sayısı belli. Enerji teşviği gibi destekler verilse madencilerin elinde çok makine var, kendi sahalarında bile doğru düzgün arama yapamıyorlar. Yapılsa çok daha fazla bulunabilir. Uydudan da bakılabiliyor, radarlar da var ama cevheri bulmanın kesin sonucu sondajdır.” dedi.