Afyonkarahisar’ın İscehisar ilçesinde bir okulun yıldızı 2022’den bu yana parlamaya başladı. Afyonkarahisar’da farklı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yapan Yasin Kaplan, İscehisar Hacı Süleyman Selek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü olarak atandığında, işe okulun bahçesinden başladı. Okulun bahçesini güzelleştiren Yasin Kaplan, Türkiye’de örnek olan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’ni tek tek ziyaret etti, bu okullarda 2 gün geçirdi ve incelemelerde bulundu. Yasin Kaplan, şimdi idari kadrosu ve öğretmenleri ile birlikte “mermeri işleyen okul” farkındalığıyla memlekete hizmet ediyor.
ERASMUS PROJESİ İLE YURTDIŞI İMKÂNI
Kaplan, eTwinning, TÜBİTAK, Erasmus gibi farklı proje platformlarında edindiği tecrübeleri ile bu yıl okul adına bir Erasmus (Öğrenci Değişim Programı) projesi hazırladı. Milli Eğitim Bakanlığı düzeyinde bu proje değerlendirildi ve Türkiye’de doğrudan, proje ile Erasmus’a hak kazanan sayılı meslek lisesi arasına Hacı Süleyman Selek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi de girdi. Bu proje ile 4 ay boyunca okul öğrencileri, Avrupa’nın 4 farklı ülkesinde yenilenebilir enerji alanında staj yapma fırsatı bulacak.
DÜNYANIN MERKEZİ TÜRKİYE
İscehisar Hacı Süleyman Selek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İscehisar’ın yüksek bir tepesine kurulmuş. Okula girdiğinizde mermerden yapılmış ürünlerin sergilendiği oda sizi karşılıyor. Odada yok yok… İsimliklerden telefon tutucularına, Atatürk portrelerinden Afyonkarahisar’ı tanıtan unsurlara kadar pek çok mermer ürününü burada bulmanız mümkün. Bu özenle işlenmiş ürünleri belki de ileride Afyonkarahisar’da hediyelik eşya mağazalarında görebilir. Kim bilir? Bu odanın en önemli, en gözalıcı kısmı ise merkezinde Türkiye olan dünya haritası…
“BÜYÜKLERİMİZDEN ÖĞRENDİK”
Afyonkarahisar’ın tanınmış ve eğitime büyük katkıları olan emekli okul müdürü Nihat Selek’le Afyonkarahisar-Çavuşbaş’taki Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda müdürlük yaptığı sırada çalışan Hacı Süleyman Selek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Yasin Kaplan, “Okulumuz için, memleketimiz için çalışmayı büyüklerimizden öğrendik” diyor. Ancak okulun ismi olan Hacı Süleyman Selek ile Nihat Selek arasındaki soyadı benzerliğinin güzel bir tevafuktan ibaret olduğunu da belirtmemiz gerek. Kaplan, Doğu Akdeniz’in mavi vatan; ormanların yeşil vatan, siber güvenliğin siber vatan olarak tanımlandığı günümüzde mermerin de Türkiye için “Beyaz Vatan” olarak nitelendirilebileceğini kaydediyor.
“MERMER SEKTÖRÜ BÜYÜK BİR YELPAZEYE SAHİP”
Okullarında büyük bir atölye bulunduğunu belirten Kaplan, “Ben 2022 Eylül ayında burada görevime başladım. Şu an Çay ilçesinde MESEM Müdürü olarak görev yapmakta olan Yusuf Açıkgöz’ün ve Selek ailesinin katkıları ile kurulan atölyemizde 2022’den itibaren atölyeyi sağlamlaştırma ile ilgili bir hazırlığımız ve çalışmamız vardı. O zamandan itibaren atölyeyi güçlü bir hale getirdik. 15 yıl önce merkezde Şehit Murat Saraç Meslek Lisesi’nde bu iş yapılıyordu aslında. O zaman mermer bölümü orada vardı ama 15 yıl önce oradaki mermer bölümü kapandı. Dolayısıyla şu an bu işi yapan, mermeri bu şekilde işleyen ilimizde ve Türkiye’de tek okul biziz. Mermer işi, buradaki gördüğünüz hediyelik ya da bu süslü objelerden ibaret değil aslında. Mermer işi mezar yapımından tutun da bu villalara, daha lüks konutlara varıncaya kadar, proje işlerine kadar geniş bir yelpazeye sahip” ifadelerini kullanıyor.
HAYATA 1-0 ÖNDE BAŞLIYORLAR
Müdür Kaplan, öğrencilerin mermer işlemi konusunda ilerleme kaydettiklerinde kendi geleceklerine ilişkin önemli bir adım atmış olacağına dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Asıl hedefimiz öğrencilerin burada CNC ve lazeri kullanıp burada gördüğünüz süs eşyalarının çizimini yapmaları yani bilgisayar başında bu işi öğrenmeleri. Ama bu bilgisayar çiziminin yanında, CNC’de bunu ürettikten sonra, el aletlerini de kullanarak işlemeleri ve son halini vermeleri. İlerleyen adımlarda öğrencilerimiz heykel de yapsınlar, bu CNC’de yaptıkları temizliğini, diğer işlemlerini de halletsinler istiyoruz. Öğrencilerimiz CNC kullanma becerilerini ilerletebilirlerse iş şuraya gidecek; örnek veriyorum bir kişi Afyon’da villası için özel bir proje çalışması istiyorum diyecek. Öğrencinin hayal dünyası eğer genişse ve bu işe gönül verdiyse, öğrendiyse burada bir banyo seti yapıp bin lira, iki bin lira kazanacağını bir projeyi belki 2 milyon, 3 milyona yapıp bir proje hazırlayacak kocaman bir villanın mermer işini, çizimini, dekorasyonunu bilgisayarda yapıp CNC’de üretimini yapıp koca bir villayı yapacak. Bizim arka planda, kafamızın arkasındaki asıl hedef bu. Öğrencilerimiz de bu konuda bilinçlenmeye başladılar. İlk önce atölyeyi güçlendirdik. Atölyeden sonraki asıl hedefimiz bilgisayar laboratuvarıydı. Milli Eğitim Bakanlığımızın bize desteği bu noktada çok güçlü. Afyonkarahisar Valiliğimiz ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze de verdikleri destekler için çok teşekkür ediyoruz. Bu aslında yerel ve merkezi bir koordinasyonun ürünü. Yerelde Valiliğimiz ve Milli Eğitim Müdürlüğümüz, okulumuzun isim sahipleri olan Abdullah Selek, Yunus Selek ve Sadık Selek, merkezi anlamda Bakanlığımızın verdiği destek adımlarımızı daha sağlam ve cesur atmamızdaki en büyük etmenlerdir. Örnek vermem gerekirse okulumuz içindeki mermer ürünlerimizi sergilediğimiz showroom alanımızı okulumuzun isim sahiplerinden birisi olan Sadık Selek’e yaptırdık. Geçen yıl atölyeyi güçlendirdikten sonra bilgisayar laboratuvarı kurduk. Bilgisayarın alım kısmı tamamen Bakanlığa ait ve bilgisayar kısmını hallettikten sonra bu yıl yine bir lazer makinesi de aldırdık. Her iki alımımızın hibe kısmı da Bakanlığa ait. Şu an bizim öğrencilerimiz burada gördüğünüz eşyaların hepsini rahatlıkla çizebiliyorlar. Bilgisayarda çizip, flaşa atıp, CNC’ye götürüyorlar. CNC’de çizdikleri resmi klasik bir yazıcı da olduğu CNC’de üretiyorlar.”
MERMERDEN ÜRETİLEBİLEN HER ŞEY BU OKULDA
Mermerin başkenti Afyonkarahisar’da mermer firmalarının kendilerine her anlamda destek verdiklerini hatırlatan Müdür Kaplan, şu sitemi de etmeden geçemiyor:
“Biz hangi fabrikaya gitsek, bize destek olunduğunu gördüm. Aslında sadece burada değil ulusal anlamda kimin desteği ihtiyacı varsa ilçemiz iş adamları bu noktada takdir edilmesi gereken bir tutuma sahip ve şahsım adına da kimden destek istesek fazlasını gördük, İscehisar insanı fedakâr ve eli açık. Alınterinin karşılığı olan ekmeğini toz ve taştan çıkartan bu emektar insanlara can-ı gönülden teşekkür ederim. Benim dert ettiğim asıl sorun şu; işadamımız fabrikaya milyon dolarlık makine alıyor ama milyon dolarlık makineyi hiçbir eğitimi ya da operatörlük belgesi olmayan sıradan bir insana teslim ediyor. Bizim derdimiz buradaki insanların bizi fark etmesi. Bizim öğrencilerimiz el becerisi gerektiren küçük aletlerin kullanımından tutun da, kaynak kullanmaya, CNC operatörlüğünden, motor sarımı, elektrik tesisatı döşenmesine varıncaya birçok konuda bilgi ve beceri sahibi oluyor ve bu okuldan kalifiye bir eleman olarak mezun oluyor. Ana hedefimiz öğrencilerimiz daha bu okula gelir gelmez ‘ben buradan mezun olduğumda benim çalışabileceğim fabrikalar belli’ diye düşünsün. Tabii ki bunun için de bizim yerelde buradaki işletmelerle iyi bir iş birliğimizin olması ,bizim öğrencilerimize maddi manevi ayrıcalık tanınması gerekir. Hele hele işçi bulma sorununun tavan yaptığı ve bunun her ortamda dillendirildiği bir zamanda bizim öğrencilerimizin bu ilçe için önemi tartışılamaz. Sadece fabrikalarla ve işletme sahipleri ile değil, 700’e yakın küçük büyük işletmenin olduğu ilçemiz için okulumuzun öneminin fark edilmesi ve gerek kamu gerek ise özel de okulumuzun bir paydaş olarak kabul görüp fikir alışverişinde bulunulması gerekiyor. Hatta gelecek planlarımızdan birisi de şu: İşletmelerle yapılacak iş birliği ile öğrencilerimiz bu okula adım atar atmaz seçenekleri onlarla konuşup gerekli mercilerle protokoller yapıp öğrencimizin 12’nci sınıfa geldiğinde değil daha alt kademelerde iş yerleri ile de bağını kurarak öğrencilerimizin bu milli davamıza ortak olup hayata hazır olmasını istiyoruz. Bu 3 yıllık süreçte kazandığımız ivme sayesinde okulumuzun tercih edilirliği arttı, okulumuzun bu seneki kontenjanı doldu ve okul olarak biz herkesin en büyük derdi olan işçi bulamama ya da yabancı işçi sorununa ilerleyen süreçte de çözüm ortağı olacağımız aşikardır. Okulumuzda makine teknolojileri, elektrik, elektronik ve muhasebe bölümlerimiz var. Bu alanlarımızın hepsi de ilçemizde faaliyet gösteren işletmelere hitap eden onların aradığı insan kaynağına cevap verecek alanlar. Gelecek artık eğitimli bireyden daha çok ara elamana ihtiyacın artacağı, bir meslek alanında uzmanlaşmış bireylerin aranır olacağı bir yere doğru gitmekte. Biz Ahilik kültürüyle de yoğrulmuş; işinde usta elektrikçiler, hesap noktasında uzman muhasebeciler, bir fabrikada her anlamda destek sunacak makine ustaları yetiştirme çabası içindeyiz. Okulumuz öğretmenleri, çalışanları, idarecileri bu anlayış ve sorumluluk çerçevesinde hareket ediyorlar. Mermer bölümümüz yok. Bu da mesela Bakanlığımızın sesimizi duyması gereken başka bir nokta. Bu konuda bize istisna sağlanabilir mi? Mermer bölümümüz yok ama bizim makine bölümümüzün altında seçmeli derslerimiz var. Mermer imalatı, mermer kesimi derslerimiz var. Biz yaptığımız bu işleri o derslerin çatısı altında ilerletiyoruz.”
DOĞA KORUMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ DESTEK VERDİ
Sohbet ilerlerken Yasin Kaplan’la dostlukları eskiye dayanan Nihat Selek araya girerek “Müdürüm, üretimleriniz çok güzel. Ancak şehitlikler ile ilgili yaptıklarınızın mutlaka anlatılması gerekir” diyor.
Bunun üzerine İscehisar Hacı Süleyman Selek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Yasin Kaplan, başlıyor anlatmaya:
“Bu konuda Doğa Koruma Milli Parklar Bölge Müdürümüz Kemal Can Bey’e, Müdür Yardımcımız Abdullah Bey’e, Milli Parklardan Sorumlu Müdürümüz Serpil Hanım’a ve diğer şube müdürlerimiz ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Aslında onlar bizi bu noktada cesaretlendirdiler. Biz bu noktada maddi bir menfaatimiz olmadan, tamamen gönüllülük esasına dayalı bir hareket geliştirdik. Doğa Koruma Milli Parklar Bölge Müdürlüğümüzün çatısı altında 16 tane şehitlik var. Kocatepe, Yüzbaşı Agah, Çiğiltepe, Anıtkaya, Yıldırım Kemal, Dumlupınar da dahil. Bu şehitliklerimizden önce öğrencilerimizin çoğunun bildiği ama gitmediği ya da bazılarının hiç bilmediği büyük öneme sahip bir şehitliğimiz var, Giresunlular Şehitliğimiz. Biz her yıl öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz ile bu şehitliğimizin tamirini, bakımını yaptık. Hatta bu faaliyetlerimiz de TRT Haber’e konu oldu. Yaklaşık 3 yıl önce. Sosyal medyada çok paylaşıldı. Sadece mermerin yenilenmesi değil, oranın temizliği, silinmesi, süpürülmesine varıncaya kadar biz buradan 2 otobüs öğrenci ve öğretmenle gittik şehitliğe. Gönüllü bir şekilde yaptık. Sonra bu haber olunca, konu olunca Doğa Koruma Milli Parklar’dan böyle bir temasımız oldu. Sonra onların da büyük destekleri ile nerede bize ihtiyaç duyulsa elimizden geldiğince destek olmaya ilimiz ve ilçemiz için çalışmaya gayret ettik. Yüzbaşı Agâh, Çiğiltepe Yıldırım Kemal, Anıtkaya Şehitlikleri’ni, İscehisar’da da Giresunlar Şehitliği’ni, Çalışlar Şehitliği’ni mermer anlamında ya da dokunabileceğimiz her anlamda temas etmeye çalıştık. Bu noktada tüm öğretmen ve öğrencilerime teşekkür ederim. Aslında başka bir pencereden baktığımızda bu faaliyetlerimizin gizli bir kazanımı da; Bakanlığımızın hassasiyetle üzerinde durduğu Maarif Modelimiz’de öğrencilerimizin okul dışında da faal olması ve milli-manevi unsurlarımızı yerinde görüp yaşamaları temel alınması… Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.”
ÖĞRENCİLERİMİZ ŞEHİT TAŞLARINA DOKUNDULAR
Müdür Kaplan, öğrencilerin de bu vesileyle yaptıkları iş ile vatan sevgisi bilincini birleştirdiklerini hatırlatarak şu cümlelere yer veriyor:
“Biz zaten Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünden şunu istemiştik. Tarih derslerimizin uygun olanlarını şehitliklerde yapalım, öğrencilerimiz görsün. Bu uygulandı. Bunu çocuklara siz istediğiniz kadar tahta da, kitapta anlatın. O çocuğun o taşlara dokunması kadar, o şehitliğe gidip mezar taşını yerine koyması kadar hiçbir şekilde etkileyemezsiniz. Öğrenciler orada 13-14 yaşındaki şehitlerin, Musul’dan, Kerkük’ten, Türkiye’nin dört yanından gelip nasıl şehit olduklarını öğreniyorlar. Öğrenciler taşı sıfırdan alıp kestiler. CNC’de yazısını yazdılar. Yazısını yazdıktan sonra sildiler, temizlediler, parlattılar. Yetmedi, burada arabaya koydular. Oraya götürdüler, taşıdılar. Orada yerleştirdiler, oranın işini hallettiler. Bunların hepsini çocuklar ve makine öğretmenimiz Yavuz Duruk yaptı. Yaklaşık 2 ya da 2,5 yıl gibi bir sürede yaptık biz bunların hepsini.”
Gazeteci Murat Arısoy’un Kaleminden….
