Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!..Turkuaz Gazetesi

22.11.2024 - 00:22
Mehmet ABDİOĞULLARI

Doğruya Doğru

Mehmet ABDİOĞULLARI

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!..

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!..
Son Güncelleme :

20 Mart 2023 - 17:15

Oldum olası başarıyı takdir etmiş yanlışı ise eleştirmişimdir. Sektörümüzde Şuayip Demirel’i herkes tanır, sayılır, sevilir, sevmeyende olabilir ama ülkeye ve sektöre faydalı insanlar arasındadır.

Birkaç yıl öncesine kadar aramızdan su sızmazdı, sonra görüş ve fikir ayrılıklarımız başladı. Tabii ki her insan ve her ailede görüş ve fikir ayrılıkları olabilir. Buraya kadar her şey normaldir. Dostlukların etkilenmesine gerek yoktur, ama biz bayağı koptuk. Kopma sebeplerimiz bende saklıdır. Saklıda kalacaktır.

Gelelim Şuayip Demirel ile karşı karşıya gelmemize…

Konya’da ki tarım fuarına inceleme yapmak için günü birlik gitmiştim. Koridorlarda rast gele koşturup, iyi gördüğüm teknolojik aletleri ve stantları video kamaraya alıyordum.

Bir an kolumdan birisi tuttu.

Dönüp baktım Şuayip Demirel’di.

-Ne yapıyorsun burada! Dedi.

-İyiyim fuarı geziyorum. Dedim

O esnada Elibol firmasının standının önündeydik, tokalaşıp merhabalaştıktan sonra  ‘Gel Şuayip bey hem şurada biraz dinlenelim, hem de İsmail Elibol ile tanıştırayım’ dedim.

Elibol Makinalarının Yönetim kurul başkanı İsmail Elibol ince ve nazik birisi olduğu kadar, savaşçı ve mücadelecidir.

Beni görünce ‘başkanım hoş geldin.’ dedi.

Bende ‘hoş bulduk, bak seni kimle tanıştıracağım, yanımdaki bey Şuayip Demirel’ diyerek takdim ettim.

İsmail Bey; ‘Şuayip abiyi kim tanımaz ki, elbette tanıyorum.’  Diyerek cevap verince, Şuayip Demirel bıyık altından gülümseyerek memnuniyetini dile getirdi. Hoş sohbetten sonra oradan kalktık.

Stanttan çıkınca Şuayip Bey koluma girip kulağıma ‘Sen bana kızıyorsun değil mi?‘ dedi.

Bende Şuayip beye ‘evet kızıyorum’ dedim.

Neden kızdığımı kendisine söyledim, dedim ki çelik çomak oynamayı (11 ve 18 yaş arasındaki erkek çocuklar tarafından oluşturulan takımlar sonucunda ele alınan 90 cm sopalar ve bir tane 25 cm sopayla oynanan takım oyunudur.) bırak sen kaya kamyonu gibi icatlarına bak.  Çelik çomak oyunu gençlerin işidir, senin ailende de bir sürü genç var dedik ve kırgınlıkları geride bırakıp, gel seni bir yere götüreyim dedim.

Birinci holdeki Tümosan standına götürdüm.

‘Ben buraya gelmemiştim iyi oldu.’ dedi.

Tümosan yetkilileri Şuayip beyle baya bir ilgilendiler, motor güçlerini sorduk. Tümosan yetkilileri de kaya kamyonu deveyi sordular, Afyon’a gelince Şuayip beye uğrayacaklar.

Şuayip Demirel’den deve traktör değil, DEV TRAKTÖR…

Şuayip Demirel sanayi dünyasının tarihçesinde yer almak.

Birçok konuda fikir ayrılığına düşmemize rağmen bildiği yoldan ayrılmayan Şuayip Demirel Tümosan standına gitmeden ağzındaki baklayı çıkarmıştı. Ağzındaki bakla gene ülke menfaatine bir projeydi, normal traktörlerden biraz daha büyük ve belden kırmalı traktör yapımıydı.

Protif çizimlerini istediğim traktörler Ukrayna, Rusya,  gibi ülkelerde büyük rağbet görmekte olup,  orman çalışmalarında ve mermer ocaklarında tercih edilen traktör çeşitleri olarak yerini alacaktır. Tüm bu çalışmalarda sanayi dünyasının tarih sayfalarında elbet yerini alacaktır.

Pek ala bu traktörler ülkemiz ve diğer ülkelerde de rağbet görebilir yeter ki yapılsın ve geliştirilsin.

     

Tabi bunca sohbetin arasında gene önemli bir konu var ben çelik çomak oynamaktan vazgeç deyince Şuayip Bey’de lafın altında kalmadı. Yapıştırdı cevabı; ‘bu ülkede üretmek suç, istihdam sağlamak ayıp, gibi düşünülüyor ama öyle değil, bak bir atasözü var bir kenara yaz dedi. MÜCADELE ETMEK AYIP DEĞİLDİR dedi ve ilave etti, ‘yaşın kaç olursa olsun, mücadele etmeye devem edeceğiz.’ dedi.

Muhtemelen mücadeleye o da devam edecek biz de devam edeceğiz.

Elbette ki yaşam var oldukça mücadele kutsaldır, yeter ki mücadele dürüst ve hakkaniyetli olsun.  Hazır mücadeleden laf açılmışken birazda sektör sorunlarına değinelim.

Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak…

Doğal taş sektöründe çok yoğun bir yıl geçirdik. Sivil toplum örgütlerinin seçimlerinden bu tarafa bir yılı doldurmak üzereyiz. Bu sivil toplum örgütlerinin birçoğunda anlayış değişmezken, bazı sivil toplum örgütleri öne çıkmayı başardı.

Adeta diğerlerinden kendini sıyırdı ve şampiyonlar liginde yerini aldı, elbette ki birçok üyemiz kimi ve kimleri kastettiğimizi biliyordur.

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken boşuna demiyorum. Bakın isterseniz bir yıl dolmadan neler değişti ve bu güven ortamını kimler oluşturdu.

Çevreci örgütlere karşı en güzel algıyı yöneten aynı takım.

Bürokrasiye en güzel sunumu ve gerçek bilgi aktarımını sağlayanlarda aynı takım.

Depremde kriz masası kurarak baştan sona kadar süreci yöneten aynı takım.

(Yapılan yardımları ve gönderilen iş makinalarını ifşa etmediler, isteselerdi çok yoğun bir şekilde bunun reklamını yapabilecek yetenekteydiler, ama bir elin verdiğini diğer el görmesin dediler.)

Tüm bunlara rağmen ise bazı sivil toplum örgütlerindeki başkanlar, sektörün faydasına çalışan sivil toplum örgüt başkanlarını, bürokrat ve siyasetçilere şikâyet ettiği duyumlarına inanmak istemiyorum.

Alkışlanacak arkadaşlar var.

Elbette ki bunca sıkıntı arasında yönetim kurullarına aklıselim arkadaşlar yok mu, elbette ki var. Hak ve hakikatin arkasında duran bu arkadaşlarımızla zaten temas halindeyiz, onlarında sabırlı duruşları sayesinde, takdire şayan çalışmalarına değineceğiz, onların da sektör menfaati için mücadele etiklerini unutmuyoruz, ama burada isimlerini yazsam hemen hedef haline gelecekler, çünkü onlarda biliyor ki, başkanları yetersiz, ama ne yapsınlar ’Dere geçerken at değiştirilmez’.  Fakat onlarda sivil toplum örgütlerinin bir çiftlik olmadığının haklı mücadelesini veriyorlar.

Siz bizi oyun dışına atmaya çalıştıkça, bize sahip çıkanların sayısı çığ gibi büyüyor.

Tabii ki biz bunları kaleme aldıkça, rahatsız olan başkanlar bize mobbing uygulamaya devam ediyor. Her buldukları toplulukta ve kürsüde ‘Bu adam yüzünden çalışamıyoruz, motivasyonumuz düşüyor.’ diyerek şahsımı ve gazetemizi karalamak için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar.

Varsın onlar bildiğini yapsın, istedikleri mobbingi uygulasınlar, bizi yolumuzdan çeviremezler.  Biz doğru olanı yapmaya ve “Doğruya Doğru demeye devam edeceğiz”.

Sektör bize sahip çıkıyor.

Düzenlenecek olan marble fuarı nedeniyle bir dizi reklam çalışması yapmaya kalktık, Allaha şükür kimin kapısın çaldı isek boş çevrilmedik. Fakat bir şey dikkatimi çekti.

Birkaç firma; “Abi biz sana reklam vermeyelim ama sen reklam faturanı kes hemen hesabına yatıralım, lakin bizim reklamı yayınlama” dediler.

Ben böyle bir şey olmayacağını reklam yayınlanırsa paramı alabileceğimi fakat neden reklamın yayınlanmasını istemediklerini sordum.

Verilen cevap çok üzücüydü,

“Abi sen bizim hakkımızı savunuyorsun, sektör menfaatini düşünüyorsun, bunları biliyoruz, lakin senin bu çalışmaların bazı başkan ve yönetimlerini çok rahatsız ediyor.

Biz sana reklam verince de, buna siz yüz veriyorsunuz ve siz yazdırıyorsunuz diyorlar. ve ize cephe alıyorlar. Bunların eli uzun bunlarla biz uğraşamayız ama sen uğraşırsın dediler. Ne acı değil mi?

Doğruya Doğru’da yazarsan bazılarının işine gelmediği gibi birde baskı kurmaları sektörümüze ne kadar faydalı olduklarının ispatıdır. Yeteneksiz basiretsiz ve kukla başkanlar ancak baskı ve zulüm ile bizi susturabileceklerini sanıyorlar, onlar böyle yaptıkça bende ne kadar doğru bir yolda olduğumu anlıyorum.

Bunlar çobansız köy bulmuş değneksiz geziyorlardı ama o dönem bitti, artık çalışan kadrolar var. Elbette ki daha önce çalışıp adalet ve birleştiricilikten ayrılmayan ve sektörde iz bırakanlara lafımız yok.

Artık yok öyle bir dünya,  hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, çalışmayanlar boşuna koltuk zapt etmeyecek, beceremiyorlarsa gerekirse istifa edecekler. Çünkü yönetimlerinde nice pırıl pırıl insanlar var ve bu sektör onlardan hizmet bekliyor. Hatta bazıları yüzü geçmeyen üye sayıları ile binlerce üyesi olan sivil toplum örgütlerinin önündeymiş gibi hareket ediyorlar.

Tüm bu gelişmelere inanmak istemiyoruz. Ama karşımıza çıktıkça da üzülmekten geri kalmıyoruz. Üzüntümüz şahsımız menfaatine değil sektörümüz menfaatinedir. Sürçü lisan ettiysek af ola. Lakin bam teline dokunduysak da takdir ola.

Hoşça kalın dostça kalın.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Celaletdin Gürel 21 Mart 2023 / 11:04 Yanıtla

Yüreğinize kaleminize sağlık. Birilerinin mücadele etmesi gerekiyor. Bu iş için de kurbanlar lazım.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız