Fuardaki umutlarımız bir başka bahara kalmasın..Turkuaz Gazetesi

22.11.2024 - 00:17
Mehmet ABDİOĞULLARI

Doğruya Doğru

Mehmet ABDİOĞULLARI

Fuardaki umutlarımız bir başka bahara kalmasın..

Fuardaki umutlarımız bir başka bahara kalmasın..
Son Güncelleme :

01 Nisan 2023 - 16:17

Fuarda ki umutlarımız, beklentilerimiz için son 25 günde elden gelen yapılmalıdır.

Son günlerde iyice göze batmaya başladık, bazı dostlarımız bize bakarken endişe ve ürkeklik içinde yaklaşıyorlardı, gittik sebebini sorduk?

Nedir bu durağanlık diyerek.

Mehmet’im kalemin çok keskin, biraz sektörün sakinliğe ihtiyacı var dediler. Bende ebetteki sakinim lakin sizden bir isteğim var, bir ara benim ofise uğrayabilir misiniz dedim.

Dostlarım uygun bir günde geldiler, buyur geldik dediler.

Bende sektördeki sorunlarını içeren dosyayı önlerine koydum.

Buyurun şu dosyaya bakın dedim.

Dostlar dosyaya bir baktılar gülümseyerek bizim bu kadar vaktimiz yok dediler.

Bende üşenmeyin birkaç tanesine bakın dedim, elinizde tuttuğunuz dosyanın içinde sadece 40 veya 50 tane sorun var dedim.

Neyse uzatmayalım dosyanın kapağını açtılar, içlerinden bir tanesi seçtiler. Dostlarımdan birisi “Ben bu konuyu biliyorum” dedi.

Biliyorsan yazılanları oku dedim.

Dosyanın içersin de ocak işletmecisi bir kardeşimiz var, MAPEG tarafından haksızlığa uğradığını yazıp, belgeleriyle bizle paylaşmış, konu hala mahkemede olduğu için yazmadık. Bekliyoruz.

Aynı dostum, bir başka dosyayı açtı “Ben bu konuyu da biliyorum.” dedi ve ilave etti, “Bu Şahıs toplum da dürüstlük abidesi olarak gezip, sivil toplum örgütlerinde boy gösteren ve kanaat önderi olarak tanınan bir şahıstır, ama gerçekten burada yazılanlar doğru dedi.

Peki, konu neydi?

Konu;  mahkemesi sonuçlanmış bir dosyaydı. Ocakçı bir arkadaşın kiracısı tarafından suiistimali vardı, hatta dosyada ne ararsan vardı, yok yok yani ve adam mahkemeyi kazanmıştı. Hatta bu arkadaş konu muhatabı şahsı sektörün büyük bir toplantısında ifşa edecekti, sahtekâr ve dolandırıcı diyerek haykıracaktı. Araya hatırlı dostlar girince adam sineye çekti ve sustu.

Dostumuz alttan bir dosya daha çekti, karayolları yanında fabrikası olan bir iş insanımızın bize yolladığı dosya çıktı, üç yıldır bir memuru mutlu edemediği için fabrikasına giriş kapısı açamıyor. Şu anda tali yolları kullanarak fabrikasına giriş çıkış yapıyor. Bu anlamda da bizden yardım istiyor.

Diğer bir dostumuz ise aradan başka dosya çekti. Bu dosyada ise iş insanımız Yarım asırlık bir firma olduğunu, ama bir fuar da kendisine haksızlık edildiğini ve bu durumun düzeltilmesinin doğru olacağını, bu konuda ne yapabileceğimizi soruyordu.

Ne cevap mı verdik, konuyla alakalı yardımcı olabilecek ilgili arkadaşın telefonunu verip, konudan haberimizin olduğunu beyan ederek, bu konunun çözülmesini rica etmesini istedik. Dedim.

Dostlarımız konu çözüldü mü? diye sordular bana, bende bilmiyorum ama bize yazan arkadaş bir daha yazmadı, muhtemelen çözüldü ki bizi aramadı dedim.

Bizim dostlar, dosyaların sayfalarını çevirdikçe renkleri değişti, kimisi Allah Allah diyerek hayretini gizleyemedi, kimisi de pes vallahi buda mı olmuş, diyerek hayretlerini bizle paylaştı, bir tanesi kafayı kaldırdı, sende hacı sabrı var Mehmet dedi.

Bende biz duyduğumuz ve gördüğümüz her şeyi kaleme almıyoruz, problemlerin çözümü noktasında hareket edip, çözülemediğimiz veya risk teşkil ettiği zamanlarda gereğini yapıyoruz, yoksa kimsenin işine gücüne kışt demiyoruz dedik.

Tabi ki dostlarımızın eli kuvvetlenerek gittiler, çünkü onlar artık biliyor ki, Turkuaz Gazetesi gerçekten lüzum hissetmese uyarmaz. Uyarırken de kul hakkı gözetir, sektörünü gözetir. Dostluklarını unutmaz. Sabırlıdır çuvaldızı önce kendine batırır.

*********************************************************************************

Şimdiki yazımızda çuvaldızı kendimize batıracağız.

Bize gelen bir e- posta adeta zehir zemberekti, cümleye şöyle başlıyordu. Ben şu firmanın şu derneğin, şu kurulun üyesiyim size yazdığım bu yazı sektörümüzün geleceği ve selameti için çok önemli, bazı sivil toplum örgütlerin de şahit olduğum konuları yapıcı olarak sizlerle paylaşmak istiyorum umarım yazımı dikkate alırsınız, diyerek devam ediyordu.

Arkadaş adeta bir iç çatışma yaşıyordu

Bize gelen bir e-postayı uygun bir üslupla sizlerle paylaşmak istiyorum, faydasına olan kısmı alın ama faydasına olmayan kısmı değerlendirmeyin. Dediğim gibi argo olan kelimelerden tamamen soyutlanmış ve çözüm odaklı bir hale getirilmeye çalışılmıştır. Hatta biz bu köşeyi yayınlayacağımızı deklere ettiğimizde bazı dostlarımız cevap hakkının olup olmayacağını sordular. Elbet teki sorumlu gazetecilik gereği her kesimin bura da cevap hakkı bakidir. Yeter ki hakaret içermesin.

Bakın yazı kuşa dönmüş haliyle nasıl yazılmış.

“Sektörün her katmanının bire bir ilgilendiren Marble İzmir 2023’te, ‘Ulusal Mermer Fuarına’ hoş geldiniz, demek istemiyoruz, o yüzden acil önlem paketleri alınmalı ve katılımcısından ziyaretçisine kadar herkes elden ne gelirse yapmalıdır.

Uluslararası katılımcı azlığından endişe ediyoruz,  Marmomac ve benzeri fuarlara katılan Türk Mermer Firmaları ve Türk Mermer Makina Teknolojileri Üreticileri katılımı nasıl yüksekse, partner firmalardan da aynı orantıda pazarlık yapmak gerekir. Yani al gülüm ver gülüm der gibi, belki de yapılmış veya yapılmaya çalışılmıştır. Fuarda tüm bunları göreceğiz.

İzmir artık uluslararası fuarlar arasında olması gereken yerde olmalı ve çıtayı yükseltmelidir. Sadece yabancı mermer makina üreticileri ile İran mermer üreticisinin pazara giriş adresi olarak kısır kalmamalıyız.

İzmir mermer Fuarının başarılı gözükmesi bizim tarafımızdan değil, uluslararası literatürler tarafından kabul edilmelidir.

Türkiye’de ki mermer firmalarının fazla olması fuar alanının metraj bazında yetersiz ve alt yapısının yanlış kurgulanmasından dolayı, alan yer tahsislerindeki aşırı talebin, mermer fuarının başarılı olduğu anlamına gelmemelidir.

Bu bizi aldatmamalı ve tembelliğe itmemelidir.

Gözlemlediğim en büyük yanlışlar arasında etkili ve yetkili arkadaşların , ‘Yerelden gelen aşırı talep isteklerini başarı gibi görmekte ve bu yoğunluğu başarı olarak topluma anlatmaya çalışmalarıdır. Aslında yerelden gelen talepler bir mecburiyettir.’

 Bu talepleri başarı gibi algılamak ve bununla övünmek bizi yanlışa sürüklemektedir.

Bu talepler ret edilemez, ret edilememelidir.

Uluslararası mili katılımlara,  alternatif müşteri portföylerine cevap verebilecek alt yapı ve üst yapı hazır olmalıdır ki Dünyanın sayılı pazarları arasında hak ettiğimiz yeri bulabilelim.

Asıl başarı Marble İzmir Fuarı’na girebilmek için diğer ülkelerin (İtalya, İspanya, Amerika vs. vs.) sıraya girdiğini gördüğümüz gün olacaktır.

Elbette ki bu arada yerel ve ulusal taleplerin karşılanmış olması da bir o kadar önemlidir.

İşin gerçeği adaletsiz ve düzensiz alan tahsisleri yapıldığı duyumlarına da inanmak istemiyoruz.

Hele birde profesyonellikten uzak mevcuda göre yerleşim planı hazırlıkları ise bizi gerçeklerimizden uzaklaştırmaktadır, yarım asırlık bir fuara hala çadırımsı görüntüler ile katma değer sağlama girişimleri ise bizi zayıflatmaktadır.

Son tabloya bakıldığında içler acısı durum var. İMDER, İSDER’ e üye olan ve sektörümüzün vaz geçilmez bir parçası olan iş makinaları artık toplu olarak katılmıyor. Birkaç iş makine firması bireysel olarak katılıyor, onlarda yeni bir ürünleri olursa katılıyorlar. İMDER, İSDER gibi kurumsal lobilerin başkan ve yönetimleriyle görüşülerek, Fuara, neden katılmıyor sorgulanmalı ve katılımları için gayret sarf edilmelidir..

Makinacılara C holü verildi, memnuniyet verici bir olay. Kimse dışarda soğukta ve sıcakta kalmasın, hatta blok alanları dahi kapalı alan olsun aynı Bursa’da ki gibi, fakat buradaki ayrıntı ise, makinacıların yer aldığı C holündeki, mermerciler nereye gitti sorgulanmalıdır?

Bunca firmayı neden katılmıyor, bizim bu insanlara ulaşmamız lazım.  Hatta şu anda D holünün bile yarısı boşken, bazı sivil toplum örgütlerinin her yeri sattık boş yerimiz yok diyerek paylaşım yapmaları da başka bir ruh hali olsa gerek Elbet teki olumlu reklamların faydası olacaktır, ama altını boş bırakırsanız olumlu gibi gözüken konular yarın ayağımıza dolaşabilir.

Sektöre mecburiyet caddesi gibi davranılmamalıdır..

Otelinden restoranına kadar, taksicisinden berberine, berberinden eğlence dünyasına kadar, kefeler ve çay ocakları dahil, Marble İzmir Fuarı esnasında ciddi zamlar yapmakta, bu fuara katılan katılımcı kadar, gelecek ziyaretçileri de olumsuz olarak etkilemektedir.

Danışma kurulu olarak oteller odası, taksiciler birliği gibi kuruluşlarla hatta belediye ve Valilik olarak görüşmelerin acilen yapılarak, fiyatların stabil olması için gerekli tedbirlerin alınması rica edilmelidir, yoksa bu durum uzun vadede önümüze ciddi sıkıntılar getirecektir.

Mecburiyet caddesi gibiyiz. Girişi var çıkışı yok.

Öyle de ödeyeceksin, böylede ödeyeceksin diyorlar. Mermer fuarı zamanı diye bizleri çantada keklik gibi görüyorlar.  Fiyatları elbette günümüz şartlarına göre zamlı olacak ama normalin 3 veya 4 katını istiyorlar. İster al ister kal veya kalma. Sonuçta çıkmaz sokaktasın.

Bir de fuar içi hizmetlerin pahalı olması konusu var. Yükleme ücretleri saatlik fahiş fiyatlar, yetersiz ekipman ve tedarik zinciri eksikliği, sanırım ihale ile alınan lojistik hizmetlerin, katılımcıya yaptığı tahsilat ve fahiş fiyat terörünün herkes farkındadır.

Fuar katılımcı listesi ve haritası fuar öncesi internet üzerinden yayınlanmalı, böylelikle ziyaretçiler zamanlarını daha iyi kullanarak daha fazla firma ziyareti gerçekleştirebilirler.

Eski katılımcı listesi ve yerleşim yerleri yıllara göre paylaşılmalı böylelikle otokontrol sağlanarak şeffaf bir planlama yapılması sağlanabilir. (Mümkünse hatırı sayılır kişiler bu işe karıştırılmadan adalet, liyakat ve ehliyet göz önüne alınarak bu dağılımın İZFAŞ tarafından sağlandığını herkese anlatabilmeliyiz.)

Mermer fuarının bakanlıklar nezdinde destek alındığının tüm ulusal ve uluslararası medyada yer alınmalıdır. Programlar hazırlanması ve seronomi kısmı siyaset üstü anlayış çerçevesinde hareket edilmeli, bu konuda danışma kurulu elini taşın altına koymalıdır.

İzmir misafirperverliği öne çıktığı kadar, Belediye Başkanının haricindeki siyasi otoriteler de, fuarı kısır çekişmelerden uzak tutmalıdır.

Gerçekçi olmak gerektiğini düşünmekte ve öz eleştiri yapılmasında ivedilikle fayda vardır, daha önümüzde 25 gün vardır. O yüzden elimizden geleni yapalım.

Küçük ve orta ölçekli işletmeleri üzen konuların başında;

Katılımcılar için ortalama m2 standart alanların belirlenmesi esnasında, belli bir standartın olmaması, geçmişte ki büyük firma büyük alan anlayışı, fuarda yıllarca yer bulamayan,  sayısı hayli azla olan orta ölçekli ve küçük firmaların üzmektedir.

(Makine ve teknoloji guruplarını bu kategoriye koymamak lazım, çünkü makine büyüklüğü, stant büyüklüğüne göre ayarlanamaz.)

Fuar stantlarının kurulumu esnasında mermer – sunta kesim işletmelerinin uygun alanlarda yapılması gerekli, çünkü saha içinde yapılan bu tür çalışmalar, stantlarını bitiren firmalara da sıkıntı doğurmaktadırlar. Firmalardan bu anlamda bireysel olarak kendi tedbirlerini almaları önceden istenebilir.   Bu işler için hollerin dışında hava ve su bağlantıları olan kuru ve sulu kesim alanları   – parça boya alanları geri dönüşüm çöp atık alanları oluşturulmalıdır.

Hollerin içindeki yollardaki tıkanıklık acilen müdahale edilmesi ve ara yolların açık tutulması sağlanmalıdır.

Fuar kurulumu esnasında yürüyen merdivenler ve asansörlerin çalışması devam etmelidir.

İran gibi doğal taşta iddialı olan ülkelerin stantları bizim firmalarımızın stantlarının önüne geçmemelidir. (Ana koridorlar da olmamalıdır.) Bu durum D holü ve blok sahası varlığına zarar vermektedir. Elbette ki bu saatte planlama değişmez ama en azından önümüzdeki yıllar için tedbir alınabilir.

Fuar sonrası veya fuar esnasında katılımcı anketleri yok artık kimse sormuyor gariban katılımcılara. Sanki ben yaptım iyisi budur mantığı bırakılmalıdır. Böyle bir dünya yok,  yapın bakalım katılımcı anketini, şikayet ve isteklerini bir dinleyin,  bir sorun bin ahh işitin.

Bizim acil olarak göçebe fuarcılığından vaz geçmemiz lazım, ilkeleri ve standartlarımız olması lazım. Bu ilke ve standartlar sayesinde herkes hakkını bilmeli ve bu meyanda da kendini hazırlamalıdır.

Dünya çapında ve devasa boyuttaki projeleri başarı ile gerçekleştiren müteahhitlerimiz ve inşaat şirketlerimiz varken çadırımsı fuar düzenlemek zorunda kalınması başlı başına bir ironidir.

Toplu katılımlı veya özellikle özel sektörlerin organize ettiği yurtdışı fuarlarında yapılan sözleşmelerde stant yeri, taslakları hatta taşların döşemesinde yardımcı olacak arkadaşlarla birlikte herhangi bir extra lojistik ücreti alınmamaktadır. Bu anlamda İZFAŞ tedbir almalı ve yenilikler getirmelidir, kendilerine yardımcı olabilecek partnerler oluşturmalıdır.

Diğer bir konu geçen senelerde her bir blok alanına üst üste 2 adet blok koyulabiliyorken bu sene sadece 1 blok konulabileceğini belirtirdi. Bunun sebebi acaba katılımın az olduğunu göstermemek midir? Ya da blok alanında alınan ücretlerin daha fazla olması mıdır? Buna benzer kararlar günü birlik kararlar sınıfındadır ve sektör tarafından olumsuz değerlendirilmektedir, bu şekilde biz yaptık oldu mantığı yarın blok noktasındaki katılımcılar da da sıkıntı yaratacağı gibi firmaları alternatif çözüm arayışına sokacaktır..

Organizatörle gidilen yurt dışı fuarlar da, organizatörler en uygun şekilde katılımcılarına hizmet vermektedirler. İzmir’de bu uygulama tamamen ücretli tarifelerle yapılmaktadır.

Yine yurt dışı fuarlarda organizatörlerle gidildiğin de  %70’lere varan teşvikler en geç 6 ay içinde katılımcı firmalara ödenmektedir. Kendi fuarımızda bu uygulama var mıdır, varsa nasıl uygulanmaktadır Tüm sektöre açık ve net olarak bu konu anlatılmalıdır. Üç beş kişinin bu konuyu bilmesi ve diğerlerinin bilmemesi bizi zayıflatır. ‘’ şeklindeki görüşü aldık, uygun bir üsluba çevirdik ve sektörle paylaşmak için hazırladık, umarım 25 gün sonraki bayramımızda yani Marble İzmir 2023’te sektörümüz ve ziyaretçilerimiz yeni sezona umut ve mutlulukla girer.

Katılımcılar ne yapabilir.

Katılımcı demek her şey demektir, öncelikle ümidini tüketmeden tüm müşterilerini davet etmelidir, bilhassa yurt dışı müşterilerini kesinlikle davet etmeli, gelmiyorlarsa bile en azından Marble İzmir 2023’ün reklamını ve kendi reklamlarını yapmış olurlar.

Fuarda gördükleri aksaklıkları ilgililere iletmeliler, fuar esnasında ulaşamadılarsa ilgili arkadaşlara fuar sonrası bu notlarını iletmeliler.

Gerekirse fuarın nasıl geçtiği ile alakalı görüşlerini bir rapor halinde hem danışma kurulu yetkilerine hem de fuar yetkililerine ulaştırmalıdırlar.

Şehirdeki fahiş fiyat uygulamalarını, Belediye Başkanı Tunç Soyer’e, İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı ‘ya, gerekiyorsa Vali beye ve bulunduğu ilin dernek başkanına veya üyesi bulunduğu sivil toplum örgüt başkanına mutlaka ulaştırmalıdır.

Unutmayalım bu fuar bizim fuarımız bu bayram bizim bayramımız, kimsenin bizi üzmesine izin vermemeliyiz.

Hoşça kalın dostça kalın.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Danyal Mugurtay 1 Nisan 2023 / 16:46 Yanıtla

Abdiglu kardesim. Neredeyse sektordeki bir cok sorunun kalemi olmussun. Kelamin eksik, kalemin aksak olmasin dileklerimle. Kalemine ve yuregine saglik…

Celaletdin Gürel 1 Nisan 2023 / 18:42 Yanıtla

Çevre yolu bağlantısının tamamlanmasını unutmuşsun Mehmet kardeşim.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız