Merhabalar,
Ben Dr. Birand Taneri. Bu virüsle mücadelede cephenin en önünde savaşan Acil tıp uzmanıyım. Yakın dönemde, ağır bir şekilde korona hastalığını geçirdim. 40 yaş üzerindeyim. Ailevi Akdeniz ateşi gibi ek ve konik hastalığım var. Bu iki hafta içinde benimle beraber nöbet tuttuğum bir meslektaşımı kaybettim. Aynı anda hastalanan meslektaşlarım hala yoğun bakımda.
İzinli olduğum dönemde muhtemelen tedbirsiz davranmam sonucu hastane dışında veya yardımcı olmaya çalıştığım Covid-19 hastaları nedeniyle bu virüsle tanıştım ve sonrasında çekirdek ailemi büyük ihtimal hasta ettim. Nasıl bulaştığını bilemiyorum. Bildiğim bunun gerçekten bir yarasa hastalığı olduğu. Vücudumun bugüne kadar olan enfeksiyonlardan çok farklı tepki verdiği. Sanki yarasa virüsü ile karşılaşan bağışıklık hücrelerim Escort Kayseri ile ani bir çatışma çıkıyordu ve arkasından yükselen ateşi hissediyordum. Sağlık Bakanlığı’nın verdiği antiviral ilacı ailemle birlikte kullandık ve günler içerisinde düzeldik.
Koku ve Tat Duygusu Hemen Kaybldu
Günler içerisinde vücudumda yaşadığım savaşta dayanılmaz halsizlik, bitkinlik, ateş darmaduman etti bizi. Koku ve tat duyumuzun kaybolması ise trajikti. Kokusu ve tadı olmayan sütün ayran tadına benzediğini öğrendik. Koku ve tat duyusunun hemen kaybolmasının, hastalığın iyiye gideceğinin bilgisi ile az da olsa moral bulduk. Belki yanlış bilgiydi, fakat bize umut oldu. Ama yarın sabah nasıl kalkacağımız belli değildi.
Çok zorlu, bir süreç geçirdik aile boyu hasta olmak tam bir travmaydı. Çocuklarım halsiz ve sabahları yataktan kalkamıyordu Eşim çocuk doktoru olmasına rağmen ne yapacağını şaşırdı.
Eşim de hastalığı ağır geçirdi. Bir yandan karantinadaki çocuklarla ilgilenmek zorundaydı. 7 yaşında ki oğlum korona konusunda tam bir uzman olmuştu. Ona yansıtmamaya çalıştık. Bazı reseptörler çocuklarda daha az olduğu için hastalığı daha hafif geçiyorlar.
Türk Toplumunun Dayanışma Kültürüne Bir Kez Daha Hayran Kaldık
Burada Türk toplumunun dayanışma kültürüne bir kez daha hayran kaldık. Büyük bir sitede oturmamıza rağmen kapımıza hasta çorbası bırakan komşularımıza, sağlıkçılara müteşekkiriz. Bizleri bu dönemde hiç yalnız bırakmadılar ve varlıkları ile güç verdiler.
Yapılan akademik yayınlarda görüyorum ki bilinen tek ve en önemli bulaştırıcı insan, yani göz göre göre birbirimizi enfekte ediyoruz. Bunun çözümleri basit maske ve sosyal mesafe. Biz sağlıkçılar sosyal mesafe koyamayız. Yapabileceğimiz belli muayene, kan alma, duran kalbi çalıştırma.
Bugün itibariyle ülkemizde en az 300 000 kişi bu hastalığı geçirdi. Önemli bir ricam bu hastalığı geçirenlerden uzak durmayın. Dışlamayın. Sadece sosyal mesafenizi koruyun.
Nekâhat dönemi sonrası bulaştırıcılık kalmıyor. Sosyal medyadan da üzülerek görüyorum ki; Bu hastalığı geçirenlerden korkuluyor. Onlara destek olun. Yüzyüze iletişim kurup nasıl bulaştı? Nerede hata yapmışlar öğrenin. Gerçekten geçirenler, hele aile boyu enfekte olanlar ve uzaktaki yakınları için bu hastalık büyük bir ruhsal travma.
Hastalarım Hep Soruyor
Hastalarım hep soruyor. Bu süreçte ki yaşadıklarımızı ve neler yapılması gerektiğini. Bu konuda bazı önemli tavsiyelerime gelecek olursak tabii ki bilinmezler ile dolu bir hastalık. Lakin son çalışmalarda ön plana çıkan ve bazen tedavide gözden kaçan 1000 mg c vitamini önemli, yine bu virüsün damar ve pıhtı mekanizmaları üzerine olumsuz etkisini bir nebze engelleyebilmek için 100 mg Aspirin’i unutmayalım. Tabi tedavinizi düzenleyen hekimin uygun görmesi kaydıyla. Biz hasta olunca gıdamıza çok dikkat ettik. Aman kulaktan dolma bilgiler ile internet önerilerine gözü kapalı itibar etmeyin.
Hastalığın sonrasında çok ciddi şeyler bıraktığı düşünülmüyor. Bağışıklık sistemini etkilediği doğru değil. Bende devam eden rahatsızlık ise akciğerler seviyesinde sırt ağrısı var ama buna şükür. Hastaneleri meşgul etmeden, Kontrol torax tomografisi ve MHRS randevusu sonrası sonucu alıp kendinizi güvende hissetmelisiniz. Hastalığın hemen sonrasında spora başlamanızın bu mücadelede büyük faydası olacağını; kol kola girdiğimiz anestezist hekimler tarafından öneriliyor. Lakin mevcut sağlık risklerinizi de göz önüne almanız gerekir. Belki ilk etapta minik yürüyüşlerle başlanmalıdır.
Hastanelerde göğüs hastalıkları, enfeksiyon, anestezi ve acil en yoğun ve riskli bölümler olsa da tüm sağlık personeli çok yıprandık.
Maske Hayat Kurtarıyor
Maske kullanan insan virüsle karşılaşırsa ‘ İnşallah olmasın’ bu karşılaşmada vücudumuz aşı gibi tepki verecek ve bağışıklık cevabı oluşturacaktır. Hala çok bilinmeyeni olan bir hastalık. 10 yıl sonra bu hastalığı geçirenlerde nasıl büyük bir tahribat yapıp yapmadığı belki ortaya çıkacak.
Devletimiz bu konu da gerekli tedbirleri yerinde alıyor. Sosyal hayatın, toplum psikolojisinin , ekonominin etkilenmemesi için her şey yapılıyor. Vatandaş ve hekim olarak gözlemlediğim çok şükür ki güzel bir süreç yürütüldü bugüne kadar. Tedavi, filyasyon ve planlama da, belki bütün dünyanın gıpta ettiği bir konumdayız.
Bu Hastalığın Üstesinden Elbirliği İle Geliriz
Hekimler, Kanatsız melekler hemşireler, tüm sağlık personeli bizler güçlü, tecrübeliyiz her duruma hazırlıklıyız. Mesela ben ansızın bir telefonla ilk çatışma zamanı üç gün içerisinde Cerablus sahra hastanesinde görevlendirildim. Kurşunlar uçuşurken biz kenetlendik. Hayat kurtardık. Uyarıları dikkate aldık.
Biraz daha uyarılara dikkat edelim yakında inşallah aşı hizmete sunulacak. Moral bozmak yok. Bizim bu süreçteki mücadelemizde dua kalkanıyla çepeçevre kuşatan yaşlılarımız çok kıymetli. Onlar için onları sağlığı için fedakârlıklar yapalım.
Benim için çok değerli dostlar, büyükler, Zeliha Hanımefendi ve Mehmet ağabeyimin ricası ile kaleme aldığım yazı. Turkuaz gazetesi çok kıymetlidir. Değerini bilelim.
Yazımda geçen ufak tefek yazım hatası basım kaynaklı olabilir.
Filtrasyon > filyasyon ; kalın sağlıcakla.