Çin pazar kapıyor ABD ise fiyat kırıyorTurkuaz Gazetesi

21.11.2024 - 12:37

Çin pazar kapıyor ABD ise fiyat kırıyor

Çin pazar kapıyor ABD ise fiyat kırıyor
Son Güncelleme :

25 Ağustos 2023 - 16:11

Son dönemde sohbet ettiğimiz iş insanlarından farklı şikayetler duymaya başladık. Ukrayna savaşı yüzünden değişen dengeler Türk ihracatçısını da farklı noktalarda etkilemeye başladı. Örneğin Karadeniz somonu. Ağırlıkla Rusya’ya yapılan ihracat söz konusu. Rusya tarafında birden çok alıcı varken sayı teke indirilmiş. Rus devletinin politikası. Ülke enflasyonu dizginlemek için dışarıdan aldığı ürünlerde fiyat kırmaya çalışıyor. Hakim alıcı olunca öyle bir fiyat belirlemişler ki başa baş hatta zararına diyen Türk üreticiler var. Bir heyet ülkeye gelmiş. Fiyatı ve şartları dikte etmiş. Kabul etmeyenler izinlerin iptal edilmesi gündeme gelince razı olmuşlar. Üretici ve ihracatçı der ki; Karadeniz somonunu diğer pazarlarda Norveç somonu gibi marka yapabilirsek bu zorluğu aşarız.

Ruslar böyle iken Japonlar da pek farklı değil. Ülke parası tıpkı ruble gibi değer kaybetti. Bu yüzden onlar da orkinos ithal ederken ölü fiyat çekmeye başlamışlar. Türkiye bu ülkeye benzer bir tarife uygulasa da ithalatımız, ihracatımızın yanında devede kulak kaldığından pek bir yaptırım gücü olmuyor.

 

SURİYE İLE BARIŞALIM VE MİDYELERİN YÜKSELİŞİ

Bir de Akdeniz’de balık avlayan bir Türk gemisi geçen dönemde Suriye sahil güvenliği tarafından taciz edilmiş. Canlarını zor kurtarmışlar. Böyle bakınca ülkemizin ekonomik çıkarları için de Suriye ile bir an önce normalleşmenin sağlanması şart. İş dünyasının da beklentisi bu yönde. Yazdıklarımı anlatanlar ülkenin en büyük su ürünleri üreticileri. Son yıllarda ülkemizde midye çiftlikleri de artmaya başlamış. Marmara’da bile üretim var. Yumurtalar deniz dibinde yerleştirilince iki yıl sonra hasat ediliyor. Üstelik midye yem de istemiyor. Akıntı ile gelen tortular ile beslenip denizi de temizliyor. Midyeci Ahmet’in halka arz olacağı haberinin üstüne bu bilgiyi edinmek enteresan oldu tabi.

Uncular ise tahıl koridoru konusunda pek endişeli değiller. Türkiye’nin Rusya ile ayrı bir hattı var. Bu yüzden tahıl koridoru çalışmasa da ham maddeyi Rus coğrafyasından temin edebiliyorlar. Avrupa ise bu konuda dertli. Tahıl koridoru ile gelen buğdayın çoğunu İspanyollar almış. Afrika’ya gidecek denen buğday Avrupa’ya alınca Rusya halkı olarak, “Hem bana yaptırım uyguluyorsunuz hem de benim ekmeğimi yiyorsunuz.” diyor.

Bir diğer haber deri sektöründen. Orada vaziyet sıkıntılı. Çinli üreticiler ölçek gücünü kullanıp fiyat kırarak Rusya pazarında bile Türkler’den pay alıyorlar. Üstelik biz de Çin’den ciddi tutarda ayakkabı ithal ediyoruz. Avrupa durgun iken gidilecek pazar ABD. Fakat oradaki alıcılar da durumu bildiklerinden maliyet kadar fiyat vermeye başlamışlar.

 

Gelelim gıda sektörüne. Gazetemizde süt sektörüne ilişkin yayımlanan haberde oligopol piyasaya dikkat çekildi. Yabancıların hakimiyetine işaret edildi. Sütte öyle de yağda farksız mı? Yağ sektörümüzde de yabancıların hakimiyeti söz konusu. Bunu biz değil bizzat Türk üreticiler dile getiriyorlar. Su firmalarımızı da zaten onlar satın almadılar mı? Şu günlerde yabancı sermaye gelsin, doğrudan yatırım yapsın telaşı var ya hani! Gelenler de zaten bizim yaptığımız işi elimizden alıyorlar. İlaveten olmayan bir sektörü geliştirdikleri örnek ise parmakla gösterilir.

GENÇLER ÇALIŞMIYOR 90’A KADAR ÇALIŞACAĞIZ!

Dünya çapında gıda firmaları (E) kodlu doğa ile özdeş katkıları kaldırmaya başlamış. Türkiye İhracatçılar Meclisi Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu der ki; “Bunun yerine meyve kompostları kullanılmaya başlanacak. Doğal gıda boyası olarak da siyah havuç.”

Hani şalgam suyu yapımında da kullanılan ürün. Ülkemizde siyah havuç tarımının en yoğun yapıldığı yer Konya Ereğli. İHBİR Başkanı Kazım Taycı’nın memleketi. Buradaki üretimi belli ki artırmamız ülkemiz açısından faydalı olacak. Gıda firmalarımızın da bu akıma uyması dış pazarlarda avantaj sağlayacaktır.

Öte yandan Melisa Başkan ile sohbet ederken yeni nesil konusunda yaşadıkları zorluklardan söz ederken, “Z kuşağı çalışmıyor. Biz ailemizle her işe koştuk. Depoya da girdik. Varilin içine de girdik. Şimdi bakıyorsunuz mesai saati doldu mu kaçıyorlar. ‘Bugün o işi yapmak istemiyorum.’ diyen bile oluyor. Herhalde biz 90 yaşına kadar çalışmak zorunda kalacağız.” dedi.

Yazarın izni ile aydinlik.com.tr’den alıntılanmıştır

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız