SENERYO 1: Medyada çıkmak haklı olmak anlamına gelmez.
Bu iki ismi hele birde baştaki ismi görünce yeni bir dizi başlıyor diye düşünebilirsiniz. Çünkü sizin de tahmin ettiğiniz gibi Cansu Tosun bir dizi sanatçısıdır. Sanat dünyasında ve toplumda karşılığı olan bir sanatçıdır. Çokta sevilir. Ben Google arama motoruna ‘Canan Tosun’ diyerek yazıp arama yaptırdığımda ilk olarak dizi sanatçısı ‘Cansu Tosun’ çıkıyor. İsterseniz bir deneyin.
Ama konumuz dizi sanatçısı Cansu Tosun değil, Doğal taş sektöründe çalışan ve maden mühendisi olan Canan Tosun ile Fatih Uygun.
Hoş bu yazacaklarımda veya bizlere anlatılanlarında senaryosu çizilmiş bir dizi film den farkı yok. Sanırsınız fox Tv de yayınlanan ‘Yasak elma’ dizisi.
SENERYO 2: Keskin kararlar sonra bizi yanlışa sürükleyebilir.
Belki olayın kahramanlarından bir tanesi ilerde mermer sektörünü bırakır ve ekranlarda gözükürse şaşırmayın. Çünkü hangi kanalı açsak Marmara adasında mermer fabrikasında yaşanan elim olayı anlatıyor.
Tabi toplumdaki algı ne olursa olsun, Gazeteci olarak doğruları araştırmak ve doğruları bulmak biz gazetecilerin görevidir. Köşemin isminden de anlayacağınız gibi ‘Doğruya Doğru’ demek ve doğruları yazmak meslek ahlakımızdan gelmektedir.
Çünkü bu köşeden sonra muhtemelen sosyal medyada bizde linç edileceğiz, belki davalık olacağız, varsın olsun biz doğru bildiğimizden şaşmayalım.
Zaten bu konuda başta Maden mühendisler odası olmak üzere birçok STK açıklama yaparak kadın a yönelik olan şiddeti kınadılar.
İyide yaptılar. Ama belki de erken yaptılar. Çünkü bu olayda her iki tarafında şiddeti söz konusuysa. Kadına uygulanan şiddet apayrı bir suç olduğu kadar, erkeğe uygulanan şiddet te apayrı bir suçtur.
Bende kadına uygulanan her türlü şiddeti kınıyorum. Hatta daha ileri gideyim. Ben erkeğe uygulanan şiddeti de kınıyorum. Hatta şiddetin her türlüsüne karşıyım. Hatta yapılan her türlü mobinge de karşıyım. Yani velhasıl kelam şiddet karşıtı bir insanım.
SENERYO 3 : Hukuk ve vicdanı hukuk herkese lazımdır.
Gelelim konumuza.
Maden mühendisi Sayın Canan TOSUN Marmara adasında bir mermer firmasında işe başlıyor, fabrika 7/24 çalışan bir fabrika yani tam zamanlı. Vardiyalar dönüşümlü olarak yapılmakta fabrika üretimine devam etmektedir.
Lakin işçilerde ve çalışma ortamında süregelen huzursuzluk, fabrika ortaklarından Fatih Uygun un gözünden kaçmamaktadır. Bazı işçiler ise, yeni alınan Maden mühendisi Canan Tosun’dan dolayı huzursuzdurlar. Bu huzursuzluklarını da fabrikanın genç yöneticisi Fatih Uygun’a uygun bir üslupla anlatırlar. Yıllardır yanında çalışan işçilerinin bu uyarılarını dikkate alan Fatih Uygun Maden mühendisi Canan Tosun’u ve çalışmalarını ister istemez kontrol altında tutmaya ve huzursuzluğu gidermeye çalışır.
Lakin çarşıdaki hesap pazara uymaz.
Dananın kuyruğu kopar.
Patron Fatih UYGUN’un uyarılarını dikkate almayan Sayın Tosun, yaptırımlarına devam eder, bu konu fabrika ortakları arasındaki huzursuzluğa da sebep olur. İlk etapta sözlü ve saygı çerçevesinde olan uyarılar fayda etmeyince hukuki yaptırım olan işten çıkarma gündeme gelir. Buraya kadar her şey normaldir.
SENERYO 4: Olayın gerçekleri nelerdir iyi analiz edilmelidir.
Fabrikanın içindeki alkol şişeleri ve toplanmamış masa bardağı taşıran son damla olur.
Büyük ortak tan bu konulara ait tek bir açıklama yapılmadı. o yüzden onun hakkında yazmak istemiyorum. Sadece şu kadarını söyleyebilirim, Canan Tosun bu büyük ortak tarafından kollanıp gözetildiği şeklindeki bilgiler bizim kulağımıza kadar da geldi. Niye evladının ve çalışanın düştüğü böyle bir duruma seyirci kaldığı sorusuna ise kendi vicdanın da cevap verecektir.
Tüm bunlara rağmen Fatih Uygun fabrika içindeki düzeni sağlamak için Maden mühendisi Canan Tosun’a birlikte çalışamayacaklarını ve fabrikasını terk etmesini ister. Canan Tosun buna karşı koyunca da Fatih Uygun jandarmayı arar.
Turan Yıldırım ‘ın anlatımına göre; Fatih Uygun, Canan Tosuna fabrikasını terk etmesini söyleyince makası ilk eline alıp tehditler savuran Canan Tosun dur. diyerek açıklamasını yapmıştır. Ekranlarda Fatih Uygun un elinde gözüken makasın, bu makas olduğunu da ifade etmiştir.
Yani jandarmayı ilk arayan Fatih Uygun’un şiddet düşünmesi bu durumda abesle iştigaldir. Burada şiddeti oluşturan faktörleri gözden kaçırmamak lazım, hatta Canan Tosun ‘un arabayla ezilmek mi istendiği görüntüleri de gözden kaçırmamak lazım. Nasıl ki kadına uygulanan şiddet doğru değilse, erkeğe uygulanan şiddet ve mobingler de bir o kadar uygun değildir.
Şiddet uygulayacak bir insan kolluk kuvvetlerini niçin arasın.
Makası Canan Tosun un elinden alan Fatih Uygun çekilen görüntülerde elinde makasla Canan Tosunu kovalarken görülmektedir. Bu görüntü fatih uygun üzerindeki şüpheleri artırmaktadır.
Aynı eski Türk filmlerindeki gibi, hani katil son anda kaçar, filmin kahramanı ise son anda yaralıyı kurtaracağım diyerek silah sesinin geldiği odaya dalar. Önce yaralıya yardım edeceğim diyerek eli yüzü kan revan içinde kalır, yaralıyı kurtaramayınca ne olduğunu anlamaya çalışır ve yerde duran silahı eline alır. İşte tam bu arada Türk Polisi olay mahallîne gelir. Bizim filmin kahramanı ne olduğunu anlamadan elinde suç aletiyle katil damgasını yer. Kendini aklayana kadar film biter.
Haklıyken haksız hale düşmek böyle bir şey olsa gerek.
Lakin fabrika sahibi de kendini savunmak için Canan Tosunun elindeki makası almaya çalışır ve alır. İşte olaylar bundan sonra kendini gösterir, ekranlara yansıyanları izlediğimde ben bile içimden ne terbiyesiz adammış dediğim oldu.
Ama işin iç yüzünün öyle olmadığını düşünmeye iten bir sebepler zinciri vardı.
Sosyal medyaya düşen Ses kayıtlarını dinlediğimde ve sonraki gelişmelerde inanın, sanki senaryosu çizilmiş bir dizi izliyor gibiydim. Çünkü darp edildiğini iddia eden hanımefendi, sosyal medyada ve gazetecilere yaptığı açıklamalarda çelişkiler yumağını adeta gözler önüne seriyordu.
Hatta ses kayıtlarında Hanım efendilerin ağzına yakışmayacak, sinkaf, hakaret ve tehdit içeren bağırmalar vardı.
Tüm bunlar yaşanırken TV lerde Kolum kırıldı diyor, 3 gün sonra alçı çıkmış halde ekranlara çıkıyordu. Hatta doktoru bile zan altında bırakıp, ben nerden bileyim doktor bana öyle söyledi diyebiliyor. Veya gözündeki morluk sağdan sola geçebiliyordu.
Yine Turan Yıldırım ın iddiasına göre Canan Tosun un Avukatı kanalıyla 300 bin Tl verilirse bu konu kapanır söylemiydi.
Ebetteki bunların hepsi iddia, iddiada olsa tarafların ve olaya tanık olanların söylemleri…
SENERYO 5: Kulaktan kulağa olan duyumlar doğmamış günahsız masumları bile etkileyebilir.
Konu şu an yüce yargıda, bu konuda son kararı mahkeme verecek.
Elbette ki Canan Tosun haklı çıkarsa yargı gereğini yapacak, Fatih Uygun haklı çıkarsa yargı gene kararını verecek, ama tüm eldeki veri ve görüntülere göre, haklıyken haksız konuma düşmek böyle bir şey olsa gerek. Şiddet işin içine girince erkeğe karşı şiddette olsa kötü, kadına karşı şiddette olsa da kötü.
Şimdi Fatih Uygun cezaevinde mahkeme gününü bekliyor, üstelik karısı da altı aylık hamile, umarım üzüntüden karısına da, karnında taşıdığı bebeğe de bir şey olmaz. Bunu hiç kimse istemez.
Canan Tosun da bu yaşananlardan çok mutlu olmasa gerek, çünkü tüm ülke şu an Canan Tosun’u bu elim olayla hatırlayacak. Allah ona da, ailesine de sabırlar nasip etsin, aklına mukayyet olmayı nasip etsin. Bir kız çocuğu için hiç kolay olmayacak günler yaşıyor.
Sosyal medya her iki tarafı da linç ediyor.
Medyada bu şekilde değil de başarılarıyla gündeme gelebilselerdi.
Haa büyük ortağa gelince ses soluk yok, Allah ona da sabırlar nasip etsin. Kolay değil, bir tarafta evlat bir tarafta itibar diğer bir tarafta bahar ayı.
Konuyu bağlamak gerekirse ortada bir kavga varsa tek taraflı değildir. Doğaltaş sektörü bir aile ise bu iki kişide bu ailenin birer evladıdır. Ne Canan Tosun un böyle bir olayla gündeme gelmesi, nede Fatih Uygun un sosyal medyada linç edilmesi şık olmamıştır.
Sonuçta biz kocaman bir aileyiz hemen yargılayıp linç etmek bize yakışmaz, sözüm sosyal medyada omurgasız pi….. veya O. Ç diye üslup kullananlaradır.
Sosyal medyada uygunsuz söylemler Sayın Canan Tosun ‘u sevenlerini de üzdü, Fatih Uygun hakkında yazılanlarda sevenlerini üzdü.
Kimse Sureti haktan görünüp te, sütten çıkmış ak kaşık olduğunu düşünmesin.
Biz burada kimseyi savunmuyoruz, ama ortada oynanan bir senaryo var, yüce Türk adaleti bu oyunu mutlaka ortaya çıkaracaktır. Elbette ki şiddetin bir karşılığı ve cezası olacaktır, Tahrik etmenin de bir sonucu ve cezası olacaktır. Mahkemelerimiz, Hakim ve savcılarımız ‘Suyu Sütten’ ayırabilecek niteliktedir.
Bekleyelim görelim.
Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler
Hak şerleri hayr eyler Zannetme ki gayr eyler Arif anı seyr eyler Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler.
Günün sözü:
Ehli keyfee, keyff verir kahvenin kaynayışı,
Goca eşşeği baştan çıkarır sıpanın oynayışı