Bu Sayı da Böyle OlsunTurkuaz Gazetesi

21.11.2024 - 12:49

Bu Sayı da Böyle Olsun

Bu Sayı da Böyle Olsun
Son Güncelleme :

08 Haziran 2022 - 14:30

Bu sayımda köşe yazıma konu tespiti yapamadım, çünkü neresinden tutsam elimde kalıyor, hangi konuya değinecek olsam yüreğim yanıyor. Elbet bir gün gülen bir toplumla karşı karşıya geleceğiz diyerek umut ediyorum ve umudumu kaybetmek istemiyorum.

Geçtiğimiz aylarda doğal taş sektöründe ve birçok STK da seçimler yapıldı. Yeni başkanlar ve yönetimleri seçildi; Eski başkanlardan güven tazeleyerek görevine devam edenlerde oldu.  Hareketli geçen seçimlerden sonra ortalık durgunlaşırken, verilen sözleri yerine getirmek için yola çıkan başkanlar ve yönetimleri çalışmalara başladı. Görevine başlayan başkanlarıma ve yönetimlerine şimdiden başarılar diliyorum, sektörümüz adına hayırlı çalışmalar yapacaklarına inanıyorum.

2022 yılına girerken yaşadığımız heyecan dolu hikâyemizde çok yol kat ettik. Geldiğimiz sonuca bakacak olursak Mayıs ayındayız ve insanlar beş ayda kendinden geçmiş, yaşamak için koşmaktan yorulmuş durumda. Koşarak yetişmeye çalıştıkları dünyasında hayattan bezmiş bir toplumla karşı karşıya kalıyoruz.

Bu hıza nasıl yetişiriz? Veya başka bir çözümü var mı? Orası da muamma!..

Ekonominin dip yaptığı, enflasyon zirvede yaşandığı bir dönemde insanlar aç. Aç olmayanlarda karını tokmuş gibi kendine yalan söylüyor. Nerede bizim orta direğimiz? Nerede bizim orta hallimiz? Nerede bizim idareci ve çalışkan toplumumuz?

Evet, onlar artık yok. Çünkü bu şartlara dayanamayarak aradan, dereden çıktılar. Şu anda ya zenginsin veyahut ta fakirsin. Bu hayatın tabi ki görünen yüzü, bir de görünmeyen var, oda ne? Diyorsanız bakın anlatmaya çalışayım.

Bizim devletimiz çok fedakâr ve kalbi yumuşak, fakire ve ihtiyacı olana yardım etmek için koşar. Fakat toplum bunu böyle algılamıyor ve algılamakta işine gelmiyor.

Devletimiz yaşlılara, dullara, yetimlere, Suriyelilere vb. yardıma ihtiyacı olan kişilere para dağıtıyor.  Bu parayı alan kişilerde, öyle ki birer aile reisi veya ailenin büyüğü. Bu ailenin gençleri çocukları, kocaları, eşleri var. Bunlar eve gelen bu bedava parayı alıp el ense yatarak veya özgürce dilenerek bu milletin duygularını sömürerek para kazanıyorlar ve tembelleşiyorlar. Bu ailenin çalışmasını beklemek çok zor, çünkü rahat para kazanma yolunu seçerek istediği gibi yaşamayı tercih ediyor.

Diğer tarafta ise iş beğenmeyen bir gençlik ve toplum var. Televizyonlarda bas bas bağırarak, karnımız aç diye haykıran bir toplum var. İyi de arkadaşlar ben elemen bulamıyorum. Arkadaşım, sanayicim, fabrikacım bırakın vasıflıyı, vasıfsız işçi bulamıyor.

Bu konuya örnek vermek istiyorum. Karı koca anlaşamayınca ayrılıyorlar ve 2 çocuk annede kalıyor. Aileden destek yok, hatta farklı şeyler yaşıyor. Zor şartlar da kıt kanaat geçinen bu ailenin kızı evlenmek isteyince anne dişini tırnağına takıp kızını desteklerle, yardımlarla ve elinden geldiği kadarıyla evlendiriyor. Bir tanıdıkta fitredir zekâttır yardımları toplayarak bu kişiye yardımcı olmaya çalışıyor ve aileyi destekliyor.

Bir gün evine gittiğinde Bin Türk lirasına çocuk bakan kadına içi acıyor. Bir tanıdığı ile konuşurken asgari ücret ile çalışacak ve sigortasını da yatırmak üzere eleman aradığını duyunca, bu kişinin adını söylüyor ve anlatıyor. İşverende tamam gelsin görüşelim diyor. Bayan başvuru için geliyor, görüşüyor ve bayramdan sonra başlayayım demiş. İki gün sonra işe gelmeyeceğini mesaj atıyor. Hani ihtiyacı vardı! Hani bin TL ye çocuk bakıyordu. Ne değişti gerçekten çok merak ediyorum. 

Başka bir örnekleme yapmak gerekirse bir arkadaş fabrikasına personel almak için işçi bulma kurumuna başvuruda bulunuyor ve personel soruyor ‘ aradığınız elemanın sınıfı nedir?’ diye. Bizim arkadaşımız da ‘ vasıflı vasıfsız fark etmez, çalışmayı sevsin yeter.’ Diyerek cevap vermiş.

Bakın neler oluyor?

Hemen gün içinde birisi işe başvuruyor, arkadaş yapacağı işi anlatıyor. Tamam, benim işe ihtiyacım var, 3 senedir işsizim bulamıyorum, bu işi yaparım ben, eve gideyim evdekilerle konuştuktan sonra size haber vereyim demiş ve gitmiş. Akşam bir mesaj ben işe gelemeyeceğim. 3 senedir işsiz olan bu kişi acaba neyi beğenmedi.

Bir sonraki gün başkaları geliyor, konuşuluyor ve ben düşüneyim haber veririm diyerek ayrılıyor ve yine bir mesaj ben gelemeyeceğim. Bu insanların beklentisi nedir? Ne istiyorlar? İş istiyorlarsa, işte iş var.   

İnanır mısınız? Ben merak ediyorum, vasıf aranmayan bir işyerinden insanlar neden kaçar ki? Artık ben duyduğum ve yaşadığım bu tür olaylardan sonra karar verdim ve bizim toplum tembel bir toplum, yatarak para kazanmayı seven, bedava yaşamayı kendine yol çizmiş insanlarımızdan oluşuyor diyorum.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız