PUSULA 5
Uzun yıllardır basın sektöründe çalışmakta ve hizmet vermekteyiz. Hızlı ve gelişen semtimiz Zeytinburnunda zeytinburnu escort kadınları her zaman seks yaşamını renklendirirler. Yaklaşık ortalama olarak bakacak olursak 25 senedir de doğal taş sektörü ile bir fiil çalışıyoruz.
Dün sektörümüzün hiç bir şeyini bilmezdik. Mermer denilince mutfak tezgâhı olarak bilirdik. Otobanda yolculuk yaparken dağlara ve yükseklere baktığımız da gördüğümüze çevre kirliliği, ağaç düşmanlığı diye kızardık ve yorumlardık. İllerdeki sanayilerde gezerken gördüğümüz koca kütlelere taş diye bakarken, fabrika kenarlarına atılmış dökülmüş pasalara, çöp diye görür ve adlandırırdık.
Ortalama bu yirmi beş senelik hayatımızda çok şey öğrendik ve şu saydıklarım bizi nasılda yanıltmış diyorum. Öğrenmek için; Bakarken görmek, gördüğünü de yaşamak gerekirmiş. Tam da biz onu yaptık.
Yıllarca sizi öğrenmeye çalıştık. Öğrendikten sonra sizinle birlikte ağladık, sizinle birlikte güldük. Acınız acımız, sevinciniz sevincimiz oldu. Öyle de olması gerekiyor. Çünkü biz bir aileyiz. Aileler hayatın içinde zorlukları göğüsler. Güzellikleri paylaşır.
Bizi sektör ilk başta kabul etmedi ve bizi çok zorladı. Çok fazla nabız ölçüldü, samimiyetimiz sorgulandı, yaptırımlarımız yargılandı. Fakat daha sonra bağrına bastı ve aile içine aldı. Sağ olun var olun.
Diyeceksiniz ki! Hayırdır?
Vallahi böyle bir yazı yazmak istediğimden değil fakat insanın nefesi kesilince can havliyle yanındakine sarılıyor. Neden mi? Boğuluyoruz arkadaşlar.
Dünden bu güne biz sizlerle 1 saatimizi, 1 günümüzü, 1 ayımızı, 1 yılımızı 10 yılımızı ve daha nice on yıllarımızda birlikte yürümek istiyoruz.
Biz yaşamımızı ekmeğimizi sektörden kazanıyoruz. Nasıl ki bir fabrika, bir ocak işletmesi; sahibinden tutunda çalışanlarına ve daha fazlasına ekmek kapısı oluyorsa bizde de öyle.
Sizlerin nasıl ki masrafları oluyor ise bizimde bir haberi yapmak için ofisin kapısının açılmasından başlayarak, sizlerin ziyaretleri haberleri, tanıtımları, sektörün sıkıntılarını kamuoyuna taşımak için yapılan kulislerle destek olmaya çalışıp bunu yazarak ilgili mercilere ulaşmasını sağlayıncaya kadar harcanan maddiyatlar ve maneviyatlar söz konusu.
Uzaktan baktığınız da sizlere gerek yok; tavırlarını görmek bizleri üzüyor. Bizler olmaz isek sizlerin sesini alt tabakadan üst tabakaya kadar, siyasetçisinden, bürokrasisine ve külliyesine ve diğer ülkelere kim duyuracak.
İki ay önce bir kurumumuzla görüşüyordum. Bana söylenen cümle beni üzdü. Neden mi? konuyu kısaca hemen anlatayım. Birliklerimiz birleşme kararı aldı ve sektörümüz için en güzelini yaptı. Destekledik ve bu konu da çalıştık.
Kısıtlamalarda ilk kellesi uçanlar biz yayıncılar oldu. Birleşme kararlarında ortak açıklama kararı alınmış. İlan ve reklam bütçeleri öyle ayarlanmış. Tamam, da anlamadığım verilen cevapta ki yanlışlık.
Deniliyor ki basın sektörü kalabalık sayınız çok. O, bu, şu, ulusal basın gazeteler ve yılda bir çıkan sektör yayın organları.
Arkadaşlar dikkatinizi çekerim. Bizler 24 saat yanınızdayız. Bir yıl sizinle birlikte nefes alıyor, nefes veriyoruz. İşyerinize aldığınız bir elemana 8 saat 12 saat 24 saat diliminde ücret ödüyorsunuz.
Diğer gazete ve yayın organı bir sefer fuar sayısı çıkartıyor. Bizler sektörün yayın gurupları olarak 24 saat 365 gün sizlerle birlikte çamur tepiyor, soğukta üşüyor, yolda kalıyoruz. Lütfen aynı sınıftan aynı pencereden bakmayın.
Pandemi dönemi kısıtlama yapıyorsunuz. Bunun acısını sizin sesinizi duyuran, size yol arkadaşı olan, derdinizle dertlenen, sevincinizle mutlu olan ve aynı geminin içindeki sektör organlarından çıkarmayın. İki tane cicili boyalı İstanbul basını yokken biz vardık, yarında var olacağız. Gücümüzün ve nefesimizin yettiği yere kadar.
Esenkalın
