Ankara havasını kokladıkTurkuaz Gazetesi

21.11.2024 - 15:34
Mehmet ABDİOĞULLARI

Doğruya Doğru

Mehmet ABDİOĞULLARI

Ankara havasını kokladık

Merak etmeyin Ankara havası almadık, Ankara’nın havasını kokladık, muhtemelen değişik zamanlarda Ankara havasını koklamaya devam edeceğiz.

Ankara havasını kokladık
Son Güncelleme :

20 Temmuz 2023 - 13:29

Seçimlerin geçmesiyle birlikte Milletvekili mazbatasını alan vekillerimize ve bazı sivil toplum örgütlerine bir dizi ziyarette bulunmak için Afyon Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak karar aldık. Bu karar üzerine yönetim kurul üyemiz Mehmet Emin Güzbey, Ankara’da programımızı yapmak üzere kolları sıvadı.

Programa başta Başkan Sezer Küçukkurt, Yönetim Kurulu üyelerimiz Önder Artuk, Ömer Elçi, Hakan Dilek, Mehmet Emin Güzbey, Faruk Kılınç, İsmail Akar, Bekir Yeşilay katılım sağladı.

Allah için program güzel yapılmış, peşi sıra yapılan programımız dakikası dakikasına tuttu. Yönetim Kurulu üyemiz olan ve Batı Taşımacılık ile Türkeli Gazetemizin sahibi Önder Artuk beyin ayarladığı tek minibüs ile Afyon çıkışında, Ankara yolu üzerindeki yine Önder beye ait olan benzinlikte buluşarak, 05.45’te yola çıktık.

Şoförümüz İzzet kardeşimize emeğinden dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Araç komutanımız, ömrünü izcilikle geçiren ve sonradan basın sektörüyle taçlandıran, izci lideri Faruk Kılınç kardeşimizdi. Araç komutanlığını yolun başından sonuna kadar kimseye bırakmadı.

Allah var minibüsün arka beşli dediğimiz koltuklarını da ben sahiplendim. Hemen ön koltukta ise Mehmet Emin Güzbey vardı. Ben göbeğimden dolayı koltuklara sığamazken Mehmet Emin Güzbey aksine çok rahattı.  Hemen sağ tarafında tekli koltukta ise Ömer Elçi kardeşimiz yerini aldı, yerini aldı ama uykusuz geçen geceye rağmen onun uyumasına izin vermeden Ankara’ya kadar götürmeyi başardık. Ömer beyin hemen önünde ise muavin koltuğunu Başkan Sezer Küçükkurt kapmıştı.

Başkan uyanıklık etmiş ve uzun boyunu ve uzun bacaklarını önü boş olan muavin koltuğunun genişliği ile kamufle edebilmişti. Hakan Dilek ise her zamanki gibi, önce arka beşlide benim yanımda, yolculuğun ortalarına doğru ise İsmail Akar’ın yanında, en son hatırladığımda ise şoför arkasında idi. İsmail Akar ise her zamanki gibi oturduğu yerden hiç kalkmadı ve orta koltukta yerini aldı. Önder Artuk ise ev sahibi olması münasebetiyle neresi boş ise oraya geçti. Allah var bizim minibüs klimaya rağmen tam bir sauna gibiydi. Program yapmayı denesek her halde konuk olan arkadaş, bir beş kilo ter atardı bu kadronun arasında.

Seyahat için koltuklarımızdaki yerimizi almanın keyfi ile Önder beye ait olan bu benzinlik gelecek günler için umut vadediyor, çünkü bundan sonraki ziyaretlerimizde de muhtemelen en uygun bölge burası olacak, hem misafir karşılamaya hem de misafir uğurlamaya çok uygun. Üstelik sabahın beşinde bile çayın yanı sıra kahve çeşitleri ve hatta bardakta içilen çorbalardan bulmak mümkün.

Hisar Gazetesi sahibi ve Yönetim Kurulu üyemiz Hakan Dilek’ten bahsetmeden geçemeyeceğim, aracım olmadığı için sabah beni gazeteciler sitesindeki evimden o aldı, sabah kalkamaz diye endişe ediyordum, Hakan bey için bugünlerde geceler geç bitiyor, sabahlar erken oluyordu. Sabahın beşinde muhtemelen kalkamaz diyordum ama gece kuşu gibi erkenden geldi ve beni aldı. Yani sözün özü Hakan Dilek için gece bitmese de sabah erken başlıyor. Kendisine buradan teşekkür etmek isterim dakikliğinden dolayı.

Sabah 05.45’te başlayan yolculuğumuz, Ankara’nın sevilen, sayılan ve sözü dinlenen başarılı belediye başkanlarından Yenimahalle Belediye Başkanımız Fethi Yaşar’ın mütevazı kahvaltı sofrasında devam etti. Aslen Afyonumuzun güzide ilçesi Sandıklı doğumlu olan Fethi Yaşar, ne Afyonumuzu ne de Sandıklımızı hiç ihmal etmedi, hatta tüm çocuklarını doğduğu köyün nüfusuna kaydettirerek bağların kopmamasını sağlamış.

“ANKARA’DA YENİ BİR AFYONLULAR EVİ YAPILMASI İÇİN HER DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIM”


Hem sohbet ettik, hem de kahvaltımızı yaparak zamanı değerlendirdik, sohbet esnasında sözünü kesmeden can kulağı ile hepimiz Fethi Yaşar’ın başarılı belediye başkanlığının öyküsünü dinledik. Bakın Fethi Yaşar neler anlattı.

Fethi Yaşar  “Yenimahalle’de benden önce 5 dönem belediye yönetimi gelip geçti,  göreve geldiğimde Belediye Binası’ndan başka bir bina devralmadım” dedi.

Başarılı bir belediye başkanının avukat, doktor, mühendis olabileceğini ama ticaret adamlarının daha iyi başkanlık yaptığına inandığını aktaran Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, eğitimden sağlığa kadar yaptığı tüm hizmetleri anlatarak, belediye başkanlarında bulunması gereken özelliklerde değindi.

“Harcarsan olur bu iş. Her yönetici başarılı olmak hedefiyle göreve gelir, kimi başarılı olur, kimi olamaz. Bunu kabul etmemiz lazım. Afyon’da mermer ve gıda markaları markalaşmalı. Bu konuda yerel yönetimlere çok iş düşüyor. Afyon’un göç veriyor olmasını içime sindiremiyorum. Afyon göç vermemeli. İnsanımız tembelleşti. Bugüne kadar görev yapmış bakanlarımız Afyon’dan 10 tane büyük şirket çıkarabilseydi, legal bir şekilde bugün Afyon’un çehresi değişirdi” diye ekledi.

Geçmişteki dost…

Yenimahalle ziyaretimizden sonra TBMM’ye doğru yola çıkmadan eski bir dostu da ziyaret ettik. 2003-2009 yılları arasında Maliye Bakanımız İsmet Attila’nın Özel Kalem Müdürlüğünü yapan şimdi ise Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığında Özel Kalem Müdürü olan Adem Özden’i de ziyaret ederek eski günler yad edildi. Mehmet Emin Güzbey, Bakanımız İsmet Attila’yı telefonla arayarak Adem beye yaptığımız ziyareti anlattı. Sayın Bakanımız İsmet Attila da, ziyaret ettiğimiz Adem Özden de bu vefadan dolayı baya mutlu oldular.

Adem beyi ziyaret sonrasında TBMM’nin Dikmen kapısına doğru yola çıktık.


Dikmenin yokuşu…

Dikmenin yokuşunu tırmanırken, meclis kapısının önündeki muhteşem kalabalıktan gözümüz korktu. Allahtan minibüsümüzün plakası önceden meclis kapısına bildirilmişti, bu yüzden rahatlamıştık fakat rahatsızlığımız kapıya kadar devam etti.

Plakamız olmasına rağmen güvenlikçi arkadaşlar, minibüsün içerde dönemeyeceğini belirtince araçtan indik, bir kapıdaki kuyruğa bir de bir birimize bakıyorduk. Bu esnada milletvekilimiz Hakan Şeref Olgun kapıya kadar kendi aracıyla gelerek bizi makam arabasıyla içeri aldı. Haliyle kapıda saatlerce beklemekten kurtulduk, Allah için beklemesine beklerdik ama beklesek meclisteki program yoğunluğuna hayatta yetişemezdik.

Hakan Şeref Olgun, ANAP döneminde Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinin ANAP ilçe başkanlığını yapmış ve Çay ilçesine belediye başkanlığını kazandırmıştı. Usta ve gözü pek bir siyasetçiydi. Kıvrak zekâsı, hukuk bilgisi ve cesaretiyle İstanbul gibi metropol bir kentte sayılı avukatlar ve iş insanları arasında yerini almıştı.

Allah var bir ilçe avukatı olmaktan çıkmış, ülke genelinde ağır ceza noktasında aranan avukatlar arasında yerini almayı başarmıştı.  Elbette ki her şeyin bir bedeli olduğu gibi, bu kadar çalışma da ekonomisini rahatlatmıştı. Seçim çalışmalarında Hakan beyin nasıl bir ekonomiye sahip olduğuna birçok arkadaşımız şahitlik etti.

Ama her şeye rağmen bir şey eksik kalmıştı.

Vefa…

Evet Hakan Şeref Olgun, memleketine olan vefasını siyasetteki başarısıyla taçlandırmış ve ilçe başkanlığındaki heyecanını TBMM koridorlarına yansıtmıştı. Doğaldı, sevecen ve cesurdu, yüreğinde olanı ağzından telaffuz ediyordu, bir saniye sonrasını düşünmüyor başım belaya girer demiyordu.

Muhtemelen önümüzdeki dönemlerde meclis kürsüsünde ve meclis koridorlarında Hakan Şeref Olgun ismini sıkça duyacağız.

Bizleri kapıda karşıladı, TBMM’deki makam odasında misafir etti. İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun masasının üzerinde duran “Hz. Ali’den Devlet Adamlarına Öğütler” isimli kitabını göstererek, “Bu kitabı Milletvekilimiz Ali Özkaya bey tüm milletvekillerimize göndermiş. Bana da geldi, teşekkür ediyorum. Ali Özkaya Bey’i ziyaret edeceğim. Hac ziyaretini tebrik edeceğim. Kitap için de teşekkür edeceğim” dedi. Hakan bey tarafından gösterilen ve söylenen bu cümlelerin arkasında, ‘muhalefette olsa bir araya gelebiliriz’ anlamındaki bu sözler uzun vadede tahminimce gerçeğe dönüşecek.

“Afyonkarahisar lobisini güçlendirmeliyiz”

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Ankara’daki Afyonkarahisar lobisinin güçlenmesi gerektiğini söyledi.

Meclisteki randevularımıza Afyon Milletvekilimiz Mehmet Taytak ile devam ettik, Mehmet Taytak uyumlu ve nazik kişiliği ile Ankara’nın havasını bize özetleyerek lobi olarak güçlenmemiz gerektiğini ifade etti.

Taytak Ankara’da Afyonkarahisar lobisinin zayıf olduğunu ifade ederek, bu konudan dolayı çok üzüldüğünü söylemekten kaçınmadı.

“AK Parti’nin adayını istişareler belirler”

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ise, seçimden zaferle çıkmasına rağmen kendisini hemen yerel seçimlere ve günümüz sorunlarına odaklamıştı. Hoş geldiniz sohbetinden sonra  ağzından ilk çıkan kelimelerde yerel seçimlere şimdiden hazırlandığını gösteriyordu. Afyon Belediyesi için ağzından şu cümleler döküldü:

“AK Parti olarak Afyonkarahisar Belediyesi’ni elimizde tutmak için makul ve meşru tüm yolları deneyeceğiz, değil Burcu hanım CHP’nin tamamı karşımıza gelse Afyonkarahisar Belediyesi’ni onlara teslim etmeyiz” diyerek tek tek ilçe ilçe, adeta kanaviçe işler gibi yerel yönetimler hakkındaki düşüncelerini bizlerle paylaştı. Hatta bazı ilçelerde yanıltıldığını söylemekten de çekinmedi.

Hz. Ali (ra) tarafından tüm devlet adamlarına gönderilen mektubu kitap halinde bastırarak günümüz yöneticilerine tek tek gönderen milletvekilimiz Ali Özkaya bu kitapları bizlere de imzalayarak takdim etti.


Ne benden Şıh, ne de senden mürit olamaz…

Hacdan yeni dönen vekilimiz Ali Özkaya’ya devamlı olarak o benim ŞIHIM diyerek hitap eden Mehmet Emin Güzbey ile Ali Özkaya arasındaki hiciv dolu sohbet görülmeye değerdi.

Kabe-i Muazzama’yı yeni ziyaretten dönen Özkaya’nın bizlere hediye ettiği kitabın içeriği de, odada geçen sohbetler de mana ve anlam yüklüydü.

Günün anlamını ve özünü oluşturan bu kitap, Ali Özkaya tarafından tek tek adlarımıza imzalanırken sohbet de ilerliyordu.

Bilirsiniz usta yazar ve gazeteci Mehmet Emin Güzbey’in farklı bir özelliği vardır. Sohbet ettiği ve devamlı görüştüğü hatta biraz da benimsediği arkadaşlarına ve dostlarına isim takar, mesela Adnan Demirel’e ‘Dedem’ der. Mesela Mahmut Emin Birliktir’e ‘sınıf arkadaşım’ der. Bazılarına da Teyze oğlum, dayı oğlum, sağdıcım gibi hitaplarda bulunur.

Milletvekilimiz Ali Özkaya’ya da ‘Şıhım’ der, mesela tam sohbet ediyoruz, sohbetin ortasında Ali Özkaya ile alakalı bir konu varsa durun, şıhım bilir bu konuyu, şıhıma bir soralım der ve Ali Özkaya’yı telefonla arar. Şıhım diyerek söz başlar.

Bu, Sayın Güzbey’in kendince dostlarına gösterdiği samimiyet ve muhabbetin yakınlığının göstergesidir. Allah var gençler arasında yaygın olarak kullanılan ‘Kankam’ kelimesini de bana uygun gördü (Aramızda kalsın bu kanka muhabbetine bir türlü alışamadım, ama ‘hacım’ dediğim Güzbey’i kırmamak için ara sırada olsa ‘kankam’ diyorum ama 55 yaşından sonra vallahi ağzımızda eğreti duruyor. O yüzden ben de Güzbey’e ‘hacım’ diyordum).

Bir ara Mehmet Emin Güzbey vekilimiz Ali Özkaya’ya dönerek ‘ŞIHIM’ diye söze başlayacaktı ki, Ali bey hafif bıyık altı tebessüm ederek “Bak Mehmet Emin Güzbey, Şıhım deyip durma, ne ben senin Şıhın olabilirim, ne de sen benim müridim olabilirsin. Benden şıh olmaz senden de mürit olmaz” diyerek tebessümle karışık imzasına devam etti.

İslam Hukukuna göre hacı olmayana hacı denmeyeceği gibi, şehit olmayana şehit denilememektedir.  Aslında buradaki hikmetten ben nasibimi aldım. Benim Güzbey’e hacım dememin doğru olmadığı gibi, şıh veya mürit gibi kelimelerin ve bu makamların da anlam ve mana olarak hassasiyetini hatırlatma gibi oldu.

Kitaba ve ilme her zaman saygı duyduğumu herkes bilir, hele kitap yazanlara karşı ayrı bir hayranlığım vardır. Çünkü kitap yazmak bilgi ve tecrübe ister. Bu yüzden bu güzel eserin nesiller boyu elden ele dolaşmasında emeği olan Sayın Ali Özkaya’yı gönülden tebrik ederim. Yöneticilik kadar iyi bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini anlatan bu güzel eser, herkes tarafından okunmalı ve elinin altında bulundurulmalıdır.

ÖZKAYANIN MAKAMINDAKİ PİRAMİT

Ama benim asıl dikkatimi çeken ise masanın üzerinde duran piramitti.

ETİ Maden Genel Müdürünün devamlı elinde taşıdığı ve her gittiği yerde bor hakkında bilgi verdiği Piramidi Ali Özkaya’nın masasında görünce dayanamadım, “Bu piramidin içindekiler bor mu? Diyerek sordum. Ali Özkaya, siyasetteki tecrübesini bu sefer madencilikte konuşturdu. Hayretle dinledim, en az bir madenci kadar maden konusunda bilgi sahibiydi.

Masasında bulunan bor madeni ile ilgili olarak şunları söyledi. Ali Özkaya, “Bu madde borkarbür. Elmastan sonra en sert metal budur. Tonu 3-4 milyon dolar. Bunu Türkiye olarak biz üretiyoruz. Damıta damıta bu hale getiriyoruz. Mermer kesen bıçakların ucundaki madde de bu, savunma sanayiinde kullanılan madde de bu. Ülkemiz artık bu madenlerini kendisi işleyebilen bir konuma ulaşmıştır. Piramidin en tabanındaki katmandan en üst katmanına kadar değerlendiriyoruz” dedi.

Özkaya’nın maden ve madencilikle alakalı düşüncelerini ayrı bir programda değerlendireceğiz…

 

Özkaya’dan sonra Yurdunuseven’e ziyaret

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ile TBMM’deki makam odasında bir araya geldik.

Sakin ve hoş görülü bir yapısı olan milletvekilimiz Yurdunuseven, İl Başkanlığı döneminden bu tarafa sakinliğini ve beyefendiliğini korumayı başarmıştır. Lakin seçimlerin yoğunluğu ve yorgunluğu geçmeden, biraz mesleğimizle alakalı sıkıntılarını dile getirdi.

Hazır Gazeteciler Cemiyet Yönetimi oradayken sitemini dile getirmesi gayet doğaldı, arkadan konuşmak yerine sorunu mecrasında halletmeyi düşünen bir vekilimizdi.

Milletvekilimiz gazetecilik mesleğiyle bağı bulunan bazı kimselerin sosyal medya aracılığıyla haksız ithamlarda bulunduklarına dikkat çekti. Milletvekilimiz İbrahim Yurdunuseven, “Bazı meslektaşlarınız bizi sahada göremediklerini söyleseler de biz hep sahadayız, yerel seçime daha çok var. Aday adaylarını görmemiz lazım. Belediye başkanlığı veballi bir yer. Vebal konusunda çok ağır bir makam. Mehmet Zeybek başkanımız vebal noktasında gerektiğinden çok daha fazla dikkat ederek hareket ediyor zaten” diyerek son noktayı koydu.

 

Çiçeği burnunda milletvekilimiz Hasan Arslan: “Birlikte hareket ediyoruz”

TBMM’deki makam odasında buluştuğumuz AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hasan Arslan, “AK Parti Milletvekilleri olarak sorunların çözümü için hep birlikte hareket ediyoruz diyerek, birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını ifade etti.

Proje bazlı çalışmalara daha yatkın olduğunu gözlemlediğimiz Hasan Arslan, nezaketi ve kibarlığı ile birçok kapıyı açmaya model teşkil edecek bir duruş sergiliyor. Allah var kapıda kimlik almadığımız için meclis binasından diğer binaya geçerken sıkıntı yaşamayalım diyerek bizlere kendi mihmandarlık yapacak kadar da zarif birisi.

 

“Partim ve milletim ne görev verirse hazırım”

CHP Afyonkarahisar Milletvekili ve CHP TBMM Grup Başkan Vekili Burcu Köksal, TBMM’deki makam odasında bizleri ağırladı.

“Partim ve vatandaşım beni nerede görmek isterse orada olurum. Ben mücadele insanıyım” şeklindeki konuşmasında dikkat çekici detaylar vardı.

Gazeteci arkadaşlarımızın seçim sürecine ve kendisinin CHP’den Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı olup olmayacağına dair sorularını cevaplandıran CHP’nin TBMM’deki Grup Başkan Vekili Burcu Köksal her soruya açık açık cevap verdi.

Köksal, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre. Bugünden yarına bir şey söylemek için erken. Vatandaşımız bizi nerede görmek isterse biz orada oluruz. Partimin bir neferiyim. Partimin verdiği görevleri en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. İhtiyaç duyulursa, vatandaş ve partim karar verirse ben görev insanıyım. Verilen tüm görevleri hakkıyla yapmaya çalıştım” dedi.

 

İhsan Beşer: “Kuşak yol projesi çok önemli”

Ankara’ya kadar gitmişken Afyon Gazeteciler Cemiyeti olarak, hemşerimiz Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği Başkanı olan İhsan Beşer’i de Çankaya’daki makamında ziyaret ettik.

Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği Genel Merkezi’nde gerçekleşen buluşmaya Afyon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezer Küçükkurt ile AGC Yöneticileri Bekir Yeşilay, Mehmet Emin Güzbey, İsmail Akar, Önder Artuk, Ömer Elçi, Hakan Dilek, Faruk Kılınç ve şahsım olarak katıldık.

Türkiye ile Çin arasında ticaretin gelişmesi için 15 yılı aşkın süredir çaba gösterdiklerini, bu çabalar sonucunda birçok ticari başarıya imza atıldığını belirten Başkan Beşer, “Şimdi önümüzde Kuşak Yol Projesi’nin fuarı var. Bu fuarda Türkiye, Azerbaycan, Çin, Türkistan, Kırgızistan, Özbekistan alım heyetleri yer alacak. Ülkelerimiz açısından çok önemli bir proje. Bizim organizasyonumuzdaki bu fuara tüm Türkiye’den de önemli katılımlar sağlanacak. Aynı zamanda Çin’den de ulusal büyüklükteki firmalar katılımcı olacak. Türkiye ve Çin arasındaki ticari bağa yönelik çalışmalarımızı Kuşak Yol Projesi etrafında diğer ülkelerle de kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki hafta Çin’den başlayarak diğer ülkelere de ziyaretlerimiz olacak”  şeklinde konuştu. Allah var İhsan Beşer kültür temsilcisi olmayı başardı.


Yusuf Özer değil ama onun yolunda ilerlemeye çalışan Kazım Özer: “Ben bir Afyon sevdalısıyım”

Merhum iş insanı Yusuf Özer’in oğlu olan ve ticari faaliyetleri ile yaşamını Ankara ve İstanbul’da sürdüren Kazım Özer, “Ben Afyonkarahisar sevdalısıyım” dedi. Afyonkarahisarlı basın mensuplarını Ankara’da görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Özer, “Afyonkarahisarlılar olarak her zaman kenetlenmeli ve bir arada olmalıyız. Ben tam anlamıyla bir Afyon sevdalısıyım. Çocuklarımın nüfus kayıtlarını Savran’dan bilerek aldırmıyorum. Afyon’la ve memleketimizle bağımızın kopmasına gönlüm el vermiyor. Afyon denince benim için akan sular durur” dedi.

Sonuç olarak…

Cemiyet olarak Ankara’yı daha çok ziyaret etmemiz gerektiğini anladık.

Ankara’da ortak akıldan faydalanılması gerekliliğini gördük.

Siyasi hatta bürokrasi noktasında hemşericilik duygusu önde olmalı ve Ankara’da kadrolaşmalıyız.

İş ve iş insanları açısından da güçlerin birleşmesi ve bu güçlerin Afyona yansıması lazım.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız