
Nereden Nereye!
Sektörde sürdürülebilirliği tartışmadan önce Türkiye’nin doğal taş ihracatındaki seyrini hatırlamakta fayda var. Grafikte de görüldüğü üzere ülkemiz, 2014 yılına kadar zaman zaman küresel dalgalanmalar yaşansa da istikrarlı bir büyüme yakalamış, doğal taş ihracatında dünya ölçeğinde güçlü bir konuma gelmişti. Ancak bu tarihten sonra süreç duraklama, hatta kimi yıllarda gerileme eğilimine girdi. Günümüzde de üretim ve ihracat ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır.
Benzer sürdürülebilirlik sorunlarını ve çözüm arayışlarını yalnızca mermerde değil, tekstil ve hazır giyim gibi diğer önemli sektörlerde de görüyoruz.
Sürdürülebilir başarı için üç kritik unsur öne çıkıyor:
- Yasa ve mevzuatlarla net yatırım güvencesi sağlanması,
- Teknolojik dönüşümün devlet teşvikleriyle desteklenmesi,
- Yeni teknolojileri kullanabilecek nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi.
Bu gereklilikleri yıllardır makalelerimde vurguluyorum; çünkü “bilgilendirilmeyen insanlar yetkilendirilemez”.
Geçmişten Günümüze: Türkiye’de Mermercilikte Eğitim Arayışı
1985’te maden sektörünün yeni bir çerçeveye kavuşmasıyla birlikte doğal taş üretiminde teknolojik dönüşüm hızlandı. Üçlü kama sisteminden tel kesmeye ve kollu kesicilere geçiş, beraberinde ara eleman ve dış ticaret uzmanı ihtiyacını doğurdu.
Sektör bunu çok erken fark etti ve hem yüksekokullar hem de dış pazar analizini bilen nitelikli kadrolar için talep büyüdü.
Bu durum aslında yeni bir strateji değildi; Türkiye’nin tarihinde eğitimin kalkınmadaki rolü çok daha eskilere dayanır.
Tarihsel Perspektif: Taş Eğitimi ve Cehaletle Mücadele
İnsanlığın en eski eğitim biçimlerinden biri “taş eğitimi” olarak kabul edilebilir. Göbeklitepe ve Körtiktepe’deki 12.500 yıllık buluntular, hatta Moğolistan’daki 15.000 yıl öncesine tarihlenen Türk eserleri, taş işçiliğinin kadim bilgisini ortaya koyuyor.
Anadolu’da Hititlerden Selçuklulara, Osmanlı’dan günümüze uzanan taş ustalığı, uzun yıllar usta–çırak geleneği ile sürdürüldü.
13. yüzyılda Ahilik teşkilatının kurulmasıyla mesleki etik, dayanışma, liyakat ve mesleki sınıflandırma kurumsal bir temele kavuştu.
Kurtuluş Savaşı yıllarında ise eğitim, cehaletle mücadelenin en güçlü aracı olarak ele alındı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime dair iki temel vurgusu bugün hâlâ geçerlidir:
- “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, şanlı kılar; ya da esarete terk eder.” (1921)
- “Yeni nesli Cumhuriyetin öğretmenleri yetiştirecektir; Cumhuriyet sizden fikirde, vicdanda, irfanda hür nesiller ister.” (1924)
Bu bakış açısı, mermercilik sektörünün 1980’lerden itibaren attığı adımlara da yön verdi.
Yükseköğretimde Mermercilik Çabaları
1983’te Afyon’da yüksekokul kurulması için girişimler Metin BALIBEY ve dört Afyon Milletvekillinin kanun teklifi ile başlamıştır. 1988’de Şuayb DEMİREL’ in girişimleri ve sektörün talebi ile Mermercilik Programı açılma kararı önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Afyon’daki ilk uygulamalı eğitim girişimlerinin ardından, sektörün güçlü desteğiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Torbalı Meslek Yüksekokulu – Mermer ve Sondaj Programı hayata geçirildi. Ocak, fabrika ve atölye boyutunda uygulamalı eğitime dayalı bu model sayesinde yüzlerce öğrenci bugün üretimin başında veya işletme sahibi olarak sektöre hizmet ediyor.
Bu örnekler bize şunu gösteriyor:
Sürdürülebilirlik; bilgi, beceri, uygulama ve sektör–eğitim iş birliği olmadan mümkün değildir.
Sektörün Bugünü: Ortak Akıl Zorunluluğu
Dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik her alanda tartışılıyor. Mermercilik sektörü de özellikle 1990’lı yıllarda pek çok beyin fırtınası ve strateji toplantısı gerçekleştirdi.
Son kapsamlı toplantılardan biri, yaklaşık altı yıl önce, EMİB yönetiminde Mevlüt Kaya’nın başkanlığında yapılmıştı.
Bugün ihracatta yaşanan gerileme dikkate alındığında yeniden ortak akla ihtiyaç var.
Çözüm Önerisi: Ulusal Mermercilik Sürdürülebilirlik Çalıştayı
Aşağıdaki paydaşların katılacağı geniş kapsamlı bir çalıştay yeni bir yol haritası oluşturabilir:
- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
- Ticaret Bakanlığı
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
- Tarım ve Orman Bakanlığı
- Sektörün kanaat önderleri
- Üniversiteler ve meslek yüksekokulları
- TÜMMER,
- İhracatçı Birlikleri Maden Sektör Kurulu
- Maden Platformu
- Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı
Alt çalışma gruplarıyla desteklenecek böyle bir organizasyon, sektörün yeniden ivme kazanması için gerekli kararların alınmasını ve uygulanmasını sağlayacaktır.
Sonuç
Mermercilik sektörü, geçmişte başarıya eğitim, örgütlenme, teknoloji ve ortak akıl ile ulaşmıştı.
Bugün de sürdürülebilirlik ancak bu dört temel üzerine yeniden inşa edilerek sağlanabilir.












